respectful girl ☏︎ 24

880 97 97
                                    

Jisoo, başını havaya doğru çevirdi ve içini çekti. Taehyung hoca ile bu ormanda kaybolmuşlardı ve ne kadardır yürüyorlardı fakat hala kamp alanına gelememişlerdi.

"Offf," dedi jisoo. "İki saattir yürüyoruz, hala yolu bulamadık."

"Bulmaya çalışıyoruz işte." dedi taehyung.

"Çok yoruldum, karnım ağrıyor." dedi jisoo.

Taehyung cevap vermeyince jisoo, konuşmaya devam etti.

"Çok korkuyorum," dedi jisoo. "Sonuçta burası bir orman, vahşi hayvanlar çıkabilir."

"Korkmana gerek yok," dedi taehyung. "Vahşi hayvan falan çıkarsa ben seni korurum."

Jisoo, göz ucuyla Taehyung'a baktı.

"Ben kendimi korurum," dedi jisoo. "Siz kendinize bakın."

"Benimle kaybolduğuna sevinmelisin," dedi taehyung. "Ben seni gayet iyi korurum, başkası seni düşünmezdi bile."

"Ben sizinle kaybolduğum için endişeliyim zaten," dedi jisoo. "Siz mi beni koruyacaksınız?

Taehyung cevap vermeden jisoo'ya baktı.

"Sizinle kaybolmaktansa eski sevgilimle kaybolmayı tercih ederim."  dedi jisoo.

Taehyung, gözlerini açarak jisoo'ya baktı ve sonra da birşey demeyerek önüne döndü.

Jisoo da içini çekti ve bir süre daha yola devam ettiler.

"Çok acıktım." dedi jisoo.

"Ne yapabilirim jisoo?" dedi taehyung. "Git şu ağaçtaki meyveyi ye."

Jisoo, ağaca baktı, o kadar acıkmıştı ki her şeyi yiyebilirdi.

Jisoo, meyveye doğru uzandı fakat meyve çok yukarıdaydı bu yüzden ağacın kalın dallarından birini sıkıca tutup ayağını da boşluklardan birine koydu.

Boyu hala yetmeyince ayağını bir üst kovuğa koyup elini daha da yukarıdaki dala uzattı.

Meyveyi koparıp bir ısırık aldı. Sonra da inmek için aşağıya baktı.

Jisoo, bir anda şok oldu.

Ağacın en tepesine çıkmıştı!

"B-bay Kim?" dedi jisoo. "Burası çol yükseek!"

Taehyung, jisoo'nun ağaca çıktığını görmemişti çünkü ileride bir ateş görüp oraya doğru ilerlemişti.

"Jisoo!" diye bağırdı taehyung. "Neredesin?"

"Ağacın en tepesindeyim!"

Taehyung, başını kaldırıp jisoo'ya baktı.

"Nasık çıktın oraya?" diye bağırdı taehyung.

"Meyveyi almaya çalışıyordum," dedi jisoo. "Bir anda kendimi burada buldum. Galiba biraz fazla çıkmışım."

"Nasıl çıktıysan öyle in, jisoo." dedi taehyung. "Hadi!"

"İnemiyorum," dedi jisoo. "Çok yüksek."

"Bir dakika," dedi taehyung. "Sana yardım edeceğim."

Taehyung, biraz daha ileri gelip konuşmaya başladı.

"Ayağının tam sağında küçük bir delik var, oraya koy ayağını." dedi taehyung.

Jisoo, ayağını deliğe koydu ve biraz aşağıya indi.

Bir süre sonra ağacın yarısına ulaşmıştı bile.

"Başka delik kalmadı," dedi taehyung. "Şimdi atlaman lazım."

"Hala çok yüksek," dedi jisoo. "Nasıl atlayacağım?"

Taehyung, iki kolunu geniş bir şekilde açıp jisoo'ya baktı.

"Kucağıma atlayabilirsin."

Jisoo, aşağıya doğru bakıp gözlerini sıkıca kapattı ve taehyung'a doğru atladı.

Taehyung, onu tuttu ve böylece jisoo sağ salim aşağıya inmiş oldu.

"Ah," dedi jisoo. "Sonunda inebildim."

Taehyung, eliyle başındaki teri sildi.

"Hadi gidelim," dedi taehyung. "Şurada bir ateş görmüştüm, orada birileri olabilir."

Jisoo, başını salladı ve taehyung'un gördüğü ateşe doğru ilerlemeye başladılar.

Ateşin önüne geldiklerinde etrafa baktılar.

Kamp alanına gelmişlerdi!

"Hocam," dedi hızla yanlarına gelen miyeon. "Siz gelmeyince ateşi biz yaktık."

"İyi yapmışsınız," dedi taehyung. "Malesef ormanda kaybolduk, yarışı da yapamamış olduk, üzgünüm."

Taehyung, sıcacık ateşe bakıp ellerini uzattı.

"Peki, şimdi ne yapacağız hocam?" diye sordu nayeon.

Jisoo, herkes kendi arasında konuşurken arada kaynayıp çadırına girdi ve fenerini aldı.

Fenerin ışığını yüzüne tutup hızla ateşe doğru yürümeye başladı.

Sonra da herkese bakıp konuştu.

"Korku hikayesi anlatmaya ne dersiniz?"

***

Biraz da korkalım dimiiğ

respectful girl. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin