Belkide hikayeye günlerden bir yaz sabahıydı kuşlar cıvıl cıvıldı diyerek başlamalıydım ama üzgünüm burası gerçek dünya.Soğuk bir kış sabahı ve az sonra okula gideceğim.Aynaya baktığımda cansız kahverengi saçlarımı bir nebzede olsa canlandırmak için çaba harcarken koyu yeşil gözlerime eyeliner sürerek punkcı bir görünüm oluşturmaya çalışıyordum.Her ne kadar da nazik ve kibar olsamda bunlar çevreye rahat karışmamı sağlamıyordu.Burada işlerin yürüme şekli çok farklı.Babamın dolgun dudaklı çok bakımlı ve bir o kadarda güzel sevgilisi Angelica ile uğraşmak bu işler arasında.Bir insan 40'ından sonra başka bir kadını ne yapar ki ? Böyle kendi kendime homurdanırken aşağıdan adımı seslenen Megan çıldırmak üzere gibiydi.
-Snow !
Meghan en yakın arkadaşımdır.Hafiften kilolu sarışın ve nasıl ilgi çekeceğini biliyor.Ve ağzı çok bozuktur.Onu daha fazla delirtmeden okula yetişsem iyi olur.Okuldan sonra Meghan'la birlikte babamın düğünü için alışverişe çıkacağız.Buna inanamıyorum hala.O kadına bir türlü ısınamadım.Sırf para için evlenmiyorsa bende neyim.Meghan'ın Mini Cooper'ında Rihanna eşliğinde okua giderken düşünceli halim Meghan'ın dikkatini çekmişti.
-Snow neyin var ? Hala Angelica konusuna mı takıloyorsun ? Takılma ! Korkma sana tecavüz edecek hali yok.
Meghan kısa bir sürede olsa gülümsememe sebep olmuştu.Çok konuşur ama aşırı tatllıydı.Lanet olası aptal okulumuza geldiğimizde kapıda Chord karşıladı.Chord her kızı etkilemek isteyen ama asla benden yüz bulamayan yapışkanın tekiydi.Çok yakışıklıydı ancak tavırları asla beni etkileyemez nitelikteydi.Nihayet bugün cumaydı.Aslında yarın düğün olduğu için pekte cuma günü olması hoşuma gitmiyordu.Meghan:
-Ne giyeceksin ? Ben pembe diz altı pileli bir elbise giyeceğim.
Meghan benden çok daha heyecanlıydı sanırım.O sarı saçlarını savuşturarak bembeyaz dişleriyle adeta bir barbie gibiydi.Umursamaz bir ifadeyle:
-Kot pantolon,sweatshirt,postal !
Bunu der demez Meghan bana sövmeye başladı.Çok güzel olduğumu ancak bunun farkında olmadığımı söyleyip durdu.Ben yine onu umursamaz bir tavırla telefonuma gömülmüştüm.Telefonumu elimden aldı ve kolumu çekerek beni arabaya götürdü.Şu anda sanırım alışveriş yapmaya gidiyorduk.Iyyk ! En sevmediğim şeyler.Vitrinler bana çok yapmacık geliyordu.En sonunda hardal sarısı ve mor bir balık elbise bulduk.Vücudumu çok güzel sergilediğini düşünerek Meghan elbşseyi zorla aldırdı.Altınada ayakkabımı Meghan seçti.Sanırım yarın ilk defa ''Kadın''gibi görünecektim.Eve geldiğimizde poşetleri fırlattım ve yatağıma uzanarak elime annemin bana çocukken okuduğu bir masal kitabını aldım.Ne zaman annem aklıma gelse o kitabı okur ve uzunca ağlardım.O kitap bana hep ilham verirdi.Annem masallara çok düşkün bir kadındı.Hepimizin bir masal kahramanı olduğuna inanırdı.Bu yüzden bana Snow adını vermişti.(Pamuk Prenses)
Ben yine uzunca bir süre kitaba dalmışken Angelica'nın o olgun kadınsı ve iğrenç sesi kulağımda çınladı.Ne yapıyorsun diye yanıma gelmiş güya.Dapdar siyah elbisesi ve uzun siyah botlarının verdiği karanlık hava ile:
-Yarın düğünümüzde gözler benim kadar seninde üstünde olacak.Ne giyineceksin bakalım ?
diye sordu.Ona poşetleri işaret ettim.Poşetleri büyük bir kıskançlık ve kibirlilikle açtı ve elbiseye bakıp burun kıvırdı.
-Sen 34 beden elbisenin içine girebilecek misin ? Bu ne özgüven.Hem sen buğday tenlisin sarı sana hiç olmaz aptal çocuk.
dedi ve ben gülmeye başladım.Kahkahalar atıyordum.Yüzüme sinirli ve şaşkın şaşkın bakıyordu.
- Yorumlarınız için teşekkür ederim.dedim.
Ardından çok büyük bir gürültüyle kapı çarpıldı ve aşağıda söylendiğini çok rahat duyabiliyordum.Ardından kitabı okumaya devam ettim ve yavaşca uykuya daldım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Modern Peri Masalları
Teen FictionMutlu son diye bir şeyin asla olmadığı bir dünyada peri masalları kahramanlarımızın şimdiki dünyaya yorumlandığını ve bitmemiş hikayelerde mutlu son olabileceğini keşfedebileceğiniz sihirsiz bir dünya...