9

167 15 289
                                    

         

                        BÖLÜM 9

                       SİLAHLAR

        Henry-Monster (English ver.)

)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 

En son ne zaman bu kadar hissizdim.Yapayalnız kaldığım o karanlık gecede, kaldırım kenarında mı?Okulda insanlara sinirlendikten hemen sonra  kendimi kaybedip  gücümü kullandığımda mı? Dışalandığımda, dövüldüğümde, hor görüldüğümde mi? Bende insanım diye avaz avaz bağırdıktan hemen sonra mı? Belki de daha naif  bir yönden, lisenin ilk gününden beri aşık olduğum çocuğa hayattaki en büyük cesaretimi gösterip ondan hoşlandığımı söyledikten hemen sonra mı?

Ben karmaşık bir olayın ortasına kendini bulur  ve bittiğinde tüm duygularım durulurdu.Hissizlik bunlar değildi. Bence yanlış tanımıyordum, hala tam dibi görmemiştim.O kuyudaydım belki hissizlik suyunun içinde oturuyordum ama bak ay ışığı hep yukarıda masama yansıyordu. Umutlarıma. 

Konuşma sesleri duyuyordum. Gözlerimi açamıyordum kalp atışım düşündüğümden yavaştı.Korkunun dolanması gereken damarlarımda durgunluk vardı.

Gözlerimi açmak istiyordum fakat üzerimde tonlarca ağırlık var gibiydi.Gözlerimi açmaya çabaladığımda ışıktan nefret ettim beynime bıçak saplanıyormuşcasına bir his bıraktı.

Zaten ışıklar içindeyken de karanlıkta değil miydin?Hep karanlıkları sevmedin mi?Yok edemediğim şeyi benimsemeyi öğretmiştim kendime.

Artık değil, silahı onlara doğru çevirmem gerektiğini biliyordum.

Ellerimin ve ayaklarımın bağlı olmasını bekledim fakat değildi.Uzanıyordum sert bir zemin üzerindeydim.Gözlerimi zorlukla açtım.Hiçbir yerimde ağrı yoktu sadece uyumak istiyordum.

Gözlerimi açtığımda karşımda Ulaş’ı yerde uzanırken ve bana bakarken buldum.Bir kolunu kafasının altına almış gözlerini kırpmadan beni izliyordu. Ben kafamı toparlamaya çalışırken gördüğüm şeyin gerçekliğinden emin olmaya çalışıyordum, zamanı hesaplayamamıştım fakat Ulaş asla kıpırdamıyordu.

Nerede olduğumuza bakmak için etrafa bakındığımda bu sefer daha çok şaşırmıştım.Evdeydik.Çocuklar hala bulunduğu konumda baygın şekilde duruyorlardı.

Onların hala uyanmaması beni panikletmişti sonuçta ilacı bizden önce almışlardı.Ben ayağa kalkmaya çalışırken sendeledim. Bir an ayaklarım tutmamıştı.Tekrar deneyip onlara doğru ilerledim. Hepsinin teker teker nabızlarını kontrol ettim.Sadece baygınlardı. 

‘‘Bir şeyleri yok birazdan uyanırlar’’ Ulaş'a döndüğümde artık tavana bakarak uzanıyordu iki elini yana doğru açmıştı.

"Sen neden hala yerdesin, yaralı mısın?"
"Değilim,senin bir şeyin yok değil mi?" Kalkıp yanıma geldi ve elleri boynuma gitti, "Birazcık kızarmış krem sürsek iyi olur." 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 24, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÜÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin