7

544 31 43
                                    


🎶Şekersiz-İmkansız bir aşk denir 

🎶Alec benjamin-1994

Zihnimle başbaşa kalmak isteyeceğim şeyler listesinde, en son sıralarda bile değildi. Kendimle girdiğim savaşlarda hep yenik düşmüştüm.

 Aynalara bakmak benim için çoğu zaman eziyetten beterdi.Çünkü genellikle aynaya ağladıktan sonra suratımın halini görmek için bakardım. 

Fakat bir gün yine o aynanın karşısına geçip; aferin kızım diyeceğim ve kocaman gülümseyeceğimi kendime hatırlatmaktan asla vazgeçmeyecektim.

Eve geldikten sonra aramızdaki sessizliği sadece Baran bozuyordu.

Gereksiz bir şekilde izlediği filmleri anlatıp  Gencer’i çileden çıkarıyordu. Mükemmel bir takım olduğumuzdan bahsediyor, hepimize garip garip adlar takıyordu.

Ben ise mutfak tarafındaki arka bahçeye çıkmıştım. Her içime bir sıkıntı düştüğünde yaptığım gibi gökyüzünü seyrediyordum.

Kollarımın üzerine bir şey  bırakıldığını hissedince aniden irklip arkama döndüm. Ulaş gelmişti. "Hepimiz bu gece burada kalalım diyoruz."diyerek beni de bilgilendirdi.

" Zor bir geceydi. Bitki çayı demleyeceğim, herhangi bir bitkiye alerjin var mı?"dedi temkinli bir sesle yaklaşıyordu. Sanki her an bağırarak ağlamamı bekliyor gibiydi. 

Kısık sesle ”Hayır alerjim  yok” dedim.Başını sallayıp mutfağa doğru  ilerledi. Dolapları karıştırıp  french pressi çıkartıp içine benim için kötü kokuyor diyebileceğim  ottan biraz koydu.

"Aslında bitki çayı pek sevmem. Kaldığım yurtta grip olunca bilmem ney abla yine böyle otlu bir şey hazırladı, onuda içemezdim."

Bakışlarını bana çevirdiğinde yüzündeki abartılı şaşırmış ifadesine bakakalmıştım."Benim otlarla aram baya iyidir senide alıştırırım hiç merak etme" deyip yüzündeki şaşkın ifadeyi silip  bu gece için samimi diyebileceğim içten bir gülümseme sundu.

"Sanmıyorum ama bakarız" dedim biraz tebessüm ederek. Kokusundan içemeyeceğimi bilsem de sesimi çıkarmadım. O çayı demlenmeye bırakıp tezgaha yaslanıp bana döndü.

 Sormak istediğim o kadar çok soru vardı ki bir an ağzımı açtım fakat tek bir soru dilime gelmedi.Hepimiz aynı karmaşada kalmıştık fakat birinin çıkıp bana atlatacağız demesine ihtiyacım vardı. 

"Bu evde  pek güvenli sayılmaz belki de bulmaları yakındır ne yapmayı düşünüyoruz bir planın var mı, yada çocukların bir planı var mıymış?"

Geçmişten konuşmak ve canımızı daha çok sıkmak yerine yarının planı yapmanın daha mantıklı olacağını düşünmüştüm. 

" Yüksek ihtimalle hepimizin adresleri ellerindedir yada bulmaları yakındır, riske girmeyeceğiz bir şeyler ayarlayıp burdan gideceğiz."

Şaşırmıştım buradan derken evden mi şehirden mi bahsediyordu? Yeni bir şehir ise yollarımızın ayrılma ihtimalini düşünmek beni üzerdi.

"Buradan derken yeni bir eve mi taşınacağız? Hep birlikte mi?" 

" Hep birlikte ve başka bir eve taşınacağız. Şehirden ayrılmamız şuan pek mümkün görünmüyor."

Bitirmem gereken bir okul vardı. Onlar gidebilirdi. Fakat dünya yansada vazgeçemeyeceğim beni hayatta tutmayı sağlayan amaçlarım da vardı.

Şu son bir iki günüme baktığımda her şeyin kısa bir sürede nasıl bu kadar değiştiğine hayret ediyordum asla düşünmek istemediğim; katil olduğum ve benim de içinde bulunduğum bir grup gencin bilinmeze doğru sürüklendiği gerçeği durmadan beynimin bir köşesinde dönüp duruyordu. 

GÜÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin