5

724 178 82
                                    

🎭

Korku.Hissettiğim duygu tam olarak buydu.Ben yıllarca kimseye güvenmeden tek başıma bu yolda yürürken şuan kolumdan tutan bu adam tehlikeyi benim yerime göğüslercesine önümde duruyordu.Yalnız değilsin artık diye fısıldadı içimdeki ses.Ona inanmadım çünkü umutlar daima kırıcıydı.Umudun bir kere filizlenmesine izin verirsem,köklerini ruhumdan bu sefer kazıyamazdım.Artık o kadar güçlü değildim.

Bende diğer elimle onun koluna tutundum böylece beni çekiştirmiyor beraber yürüyorduk.Gözüm Gencer'in uyuduğu koltuğa takıldı.Orada değildi.Sesimi kısık tutmaya çalışarak,

"Ulaş, Gencer burada değil."dedim Ulaş hafifçe bana dönüp sadece gözlerime baktı.Ardından önüne döndü.

"Şu gözlerindeki ifadeyi sil.Korkman gereken bir durum söz konusu değil.Gencer bir şeyleri devirmiştir."

Böyle söylüyordu fakat oda ilk anda paniklemişti.O böyle söyleyince bende kolumu çektim.Ulaş ellerime baktı fakat bir şey söylemedi.Merdivenlere çıkmaya başladık.Koridora döndüğümüzde Gencer'i metalden heykeli yeniden ayakta durdurmaya çalışırken bulduk.Bir yandan da homurdanıyordu.Derin bir nefes verdim.Ulaş, Gencer'i ittirip "Git uyu Allah aşkına."deyip heykelin kafasını eline alıp tek seferde yerleştirdi.

Tuttuğum nefesi bıraktım.Fazlasıyla gerilmiştim.Tüm bu yaşananlar artık daha da diken üstünde yaşayacağımın habercisiydi.Ulaş sakince gözlerini yüzümde gezdirip “Uyuyalım artık şu gün bir an önce bitsin.” dedi.Sessizce mırıldanarak onu onayladım.Odanın kapısını açmak için elimi uzattım.O ise koridorun sonundaki odasına doğru adımlamaya başlamıştı.

Ev iki kişi için fazlasıyla büyüktü.Bu kadar parayı nereden bulmuşlardı?Yetimhanede kaldıklarını söylemişti.Yalan diye fısıldadı iç sesim.Yıllarca kimseye güvenmeyen tarafım onları savunmak istedi.Kafamdaki soru işaretleri artmaya devam ederken odaya girdim.

Bavulumu hala yerleştirmemiştim, kapının hemen sağ tarafında kalan iki kapaklı küçük bir dolap vardı.Dolaba yönelmek üzereyken hatırlattım kendime; bu evden gidecektim.

İçinde bulunduğum karmaşaya hala anlam veremiyordum fakat tek bildiğim; Kimse karşılıksız iyilik yapmazdı.Zengin ve tanınmış insanlar reklam diğer insanlar ise gösteriş uğruna iyilik yaparlardı.Kaldığım yetimhaneye bağışlar olurdu.Oyuncaklar yeni kıyafetler gelirdi.Hep o iş adamlarının adlarını bilirdik.Gözümüzde onlar Tanrı’nın bize uzanan yardım eliydi.Büyüdükçe onların yardımsever iş adamı maskesinin  arkasındaki çıkarları görünce o yardım eli parçalandı.Kullanıldığımı anladım.

Değişmeyen kanun buydu;İnsan, insanı kullanırdı.

Hala hem devletten hemde özel bir şirketten burs alıyordum.Dünyanın çıkar ilişkisi üzerine döndüğünü anlamıştım.Ben onların paralarını kullanıyordum, onlar ise benim kimsesiz ve yardıma muhtaç tarafımı kullanıyorlardı.İnsanlardan hep kaçtım.Okulda konuştuğum bir iki kişi vardı.Yurtta hiç kimse ile samimi değildim.Çünkü acılarımız aynıydı.

Kanayan yaralarını bilen biri en açık düşmanındır.

Arkadaşlık kuramazdım.Zaten içinde bulunduğum bu güç, işleri daha çok zorlaştırmıştı.Fakat şuan  hem kimsesiz  hem gücümü bilen insanlarla çevreleniyordum.Galiba yıllarca kaçıp kurtulduğum tuzağa bu sefer yakalanmıştım.Bavuldan pijamalarımı çıkarıp giyindim.Hemen yatağa uzandım.Bu gece rüyalarımla savaşacağım huzursuz bir uyku beni bekliyordu.

Alarmın sesine uyandığımda,asla alarm kurmayan biri olduğumu hatırladım.Alarm sesi o kadar güçlüydü ki sanki yanı başımda çalıyordu.

GÜÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin