1

1.6K 418 267
                                    

🎶Koda - no turning back (official audio)


Her insan farklıdır olduklarıyla olmak istedikleriyle düşleriyle ,düşüşleriyle.Zihnim hep yenildiğim bir savaş meydanıydı .

Her sabah uyandığımda bu yetenek, güç, ceza yada ödül olarak daha adlandıramadığım şey ile tam 6. yılım doğum günüm ,yalnızlığımın ise 8.yılıydı.

Ailemi o trafik kazasında kaybettikten sonra halamla yaşamaya başlamıştım lakin bir kaç ay sonra beni bu yurda getirmiş ve bırakıp gitmişti.

Cehenneme atıp kapıları üzerime kapatmıştı. Kan bağının bir halta yaramadığını o gün gözlerinde görmüştüm. Ben onun yeğeni değil miydim?
Aslında onu suçlamamam gerektiğini öğrenmiştim.

İnsanlar kalplerine nasıl sığdığını anlayamadığım kadar bencildi.

Bugün yurttaki ise son günüm. 18 yaşıma basmıştım hala vaktim vardı, lise hayatım bitmemişti fakat bir an önce ne olacaksa olsun diyerek gitmeye karar vermiştim.

Bizim yurt Sevgi Evi sistemine geçmeyen bir kaç binasından biriydi.Son yıllarda yeni çocuk kabul edilmemişti.İki seneye kalmadan yıkacaklardı.Duyduğum kadarıyla arsa bir şirkete satılmıştı. Yıkılışını izlemek için kesinlikle burada olacaktım.


Yatağıma son kez oturup odamı inceledim.Bu yurtta çocukluğum geçti.Bu duvarlar hep ağlayışlarıma, krizlerime şahit oldu.

Tek bir arkadaşım bile olmadı.İlk yıllarda hepimiz kardeşiz diyorduk ozaman bizi kocaman bir aile sanıyordum.

Fakat işer değişip ben bu güce sahip olduğumu fark edince, biri bende ki garipliği anlayacak diye korkumdan uzaktaki soğuk kız kimliğine bürünmüştüm.Bu sebepten pek sevildiğim söylenemezdi.

Beni sevmelerinide beklemeyi 17 yaşında, bahçedeki büyük çınar ağacının altında yağmurlu bir günde bıraktım.

Korkumdan tek bir insana bile bahsedememiştim. Onlara göre uzaylı canavar herşey olabilirdim normal değildim.

Peki normal olan neydi? Normal olmak zorunda değildim kendimi bu fikre ikna etmeye çalışsam da kendimden bazen benim bile korktuğum gerçeğini değiştirmiyordu.

Zehra anne dışında pek vedalaşabileceğim biri yoktu.Tek tabanca dedikleri bu olsa gerek.İki üç parça olan kıyafetlerimide alıp tek damla göz yaşı bile dökmeden ayrılıyorum bu odadan,zamanında ağladıklarıma sayılsın diyerek.

Gözlerim kapıda beni bekleyen kadınla kesişti. Zehra annenin gözleri yaşlı idi.Galiba benim akmayan gözyaşlarım onun gözpınarından yol bulmuşlardır kendilerine.

''Keşke hemen ayrılmasaydın Defnem daha vakit vardı''dedi Zehra anne.

''Zehra sultan sil şu gözyaşlarını söz sürekli ziyarete geleceğim.Hem gidecek bir yer buldum merak etme sen.''dediğimde göz yaşlarını siliyordum aynı zamanda ''Nerede kalacaksın ki?''dedi fakat göz yaşlarını silmem pek işe yaramıyordu.

''Buldum ben sen dert etme.Hem ne demişler kötüye bir şey olmaz.Hakkını helal et sultanım iyi bak kendine.'' aslında tam olarak kalabilecek bir yer bulduğum söylenemezdi.Yoksa hayatta bırakmazdı.


''O nasıl konuşmalar öyle vedalaşır gibi bak ziyaretime hep geleceksin ve tabiki helal olsun kuzum sende helal et.''Sıkıca sarıldım ona belki de hayatımdaki tek varlığıma.

Kalbimi göstererek.''Hep buradasın '' dedim yine sıcacık gülümsedi ve arkamı döndüm dünya ile savaşım şimdi başlıyordu.

Dün gece aniden gelen mesajın doğruluğunu öğrenecektim.Mesajı atan kim ise gücümü biliyor ve başkaları olduğundan söz ediyordu başta korkmuştum fakat şuan başka çarem var gibi de durmuyordu.

Ayrıca mesajın doğum günüme denk gelmesi ve yabancının bunu biliyor olması işi iyice ilginçleştirmişti.Galiba belaya gidiyordum. Korktuğum söylenemezdi.Asıl beni heyecanlandıran dünyada benim gibi başkalarınında olabileceği fikriydi.

Yurdun yolunda otobüsün durağına son kez yürüyormuşcasına telaşsızca bir kere bile dönüp bakmadan ilerliyorum.

Acılarıma sırtımı döndüğümü düşünüyorum, acılarım o binaya toplayıp üzerini beyaz bir çarşafla örttüğümü hayal ettim.

Kimsesizliğimi daha çok unutmak istiyordum.Sanki şuan kocaman şehirde tek bir tanıdığı olmayan ben değilmişcesine,pardon telefondaki yabancıyı unuttum galiba o beni tanıyordu.

O an düşüncelerimi dağıtan güçlü motor sesini duydum,otobüstü. Anladığım kadarıyla freni tutmuyordu çünkü şoförün surat ifadesiye hızı bunu açılıyordu, ayrıca şuan bisikletli küçük kızın üzerine gidiyordu. Hangi ilgisiz ebeveyn izin vermişti bu kızın caddeye çıkmasına?

Başka çarem yok gibi duruyordu fakat kadere karışmak istemiyordum çizgiyi aşmak tüm düzeni bozmak demekti lakin gece uyuyamayacağımı biliyordum.

Tüm enerjimi ellerime yönlendirip bisikletli kız çocuğunu köşeye fırlattığımı hayal ettim mesafe 300 metreydi işe yaramasını umuyordum.

Bisikletli artık otobüsün önünde değildi fakat o an otobüsün acı lastik sesleri duyuldu ve otobüs durdu saşkındım.Etrafı otobüsten çıkan duman kaplarken, onunla göz göze geldim .

Simsiyah giyinişli uzun boylu esmer bir adamdı. Ona uzunca baktım ardından ayakkabıların sürtünmeden dolayı olusturduğu çizgilere, o ise umursamaz bir tavırla elini çırpıp dağınık saçlarını geriye attı.

Ağlayan kız çocuğuna bakıp''Bana gerek kalmamış sen hallediyormuşsun''dedi kız çocuğunun yanına yürümeye başladı.Kısaca bir göz gezdirip başını okşadı ve ellerini deri ceketinin cebine sokup yürümeye devam etti.

Beni görmüştü ve hiç şaşırmadı çünkü o da benim gibiydi o otobüsü elleriyle durdurmuştu.

İlk olarak kız çocuğunun yanına gittim, elleri kanıyordu.Umarım dedim içimden hissettiğin en büyük acı bu olur kız çocugu sadece dizlerin kanadını için ağlarsın.

Olamayacağını bile bile dilek dilemeye bayılıyordum.Çocuğa üzülmeyi bıraktığım o an kafama dank etti, gidiyordu.

Peşinden koştum.''Hey''bakmıyordu ve yetişemiyordum.''Bakar mısın?'' yanına yetiştiğimde soluk soluğa kalmıştım.

''Ne atlı gibi arkamdan koşuşturuyorsun'' dedi fakat durmuştu.

O an onu daha yakından inceledim.Siyah gür saçları beyaz olan tenine tezattı.Boyu fazlasıyla uzundu onunla konuşmak için kafamı kaldırmak zorunda kalmıştım.

'' Seni gördüm'' dedim zor nefes alırken''Ne yaptığını gördüm'' diyerek açıkladım iyice kendimi sanki mecburmuş gibi '' Ne tasadüf bende seni gördüm fakat küçük, bunu ne olur akşam tartışalım şimdi acil bir yere yetişmem gerek'' dedi.

Saçımda açılmış topuzumdan düşmek üzere olan siyah lastik tokamı bileğine takıp duraktaki otobüse atlayıp gitti.

Ben daha ne olduğuna anlam vermeye çalışırken bir yandan çantamdan ilacımı çıkarıp su ile birlikte içtim''Akşam mı dedi o?''

🎑İlk hikayem bakalım neler olacak? Umarım hikaye hoşunuza gitmiştir 💙

İlk bölümler karakterleri tanımak için geçiş bölümleri niteliğinde olacaktır.Tabi bu olaysız geçeceği anlamına gelmez.

Okuğunuz için teşekkürler kitaplar ile kalın.📖

17 Nisan 2019

Çarşamba

23.16

GÜÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin