Sınırın geçildiğini gördüğüm anda bölümü düzenleyip atıyorum, oylarınız için teşekkürler. Biraz da düşüncelerinizi söyleyip yorum yaparsanız çok mutlu edersiniz beni.İyi okumalar
{Naruto}
Telefona şifre koymayı en azından akıl edebilmişlerdi. Biraz denersem onu da bulabilirdim belki ama sadece kamera kısmını açıp birkaç selfie çekindim. Çok sıkılmıştım.
Odada bulunan ikinci kapı banyoydu. Biraz da orayı karıştırmıştım ama doğru düzgün hiçbir şey yoktu. Ben de saçımı tarayıp şekil vermiştim bir süre. O da sarmayınca oflayarak kapıyı tıklattım.
Açılan kapıdan bir adam içeri girdi. Sevimli bir gülümseme takındım. "Bunu burada unutmuşsunuz sanırım." Telefonu uzattım. Yüzüme şaşkın şaşkın bakıp ceplerini kontrol etti. Telefonunun olmadığını yeni fark etmişti anlaşılan. "Rica ederim ağabey."
"Ben çok sıkıldım. Burada yapacak hiçbir şey yok. Bari televizyon falan koyun şuraya." Adam gözlerini devirdi. "İsteğini patrona iletirim."
Arkasını dönüp gideceği zaman seslendim. "Bekle. Patronun buradaysa beni ona götürsene." Yüzüme şüpheyle baktı. Sadece konuşmak istiyordum ki. "Sormam lazım." Telefonunu çıkarıp beni götürmesinin sorun olup olmayacağını sordu.
Karşıdan gelen yanıtı beklemeden kapının arasından sıyrıldım ve merdivenlerden yukarı çıkmaya başladım. Giriş kata çıkınca etrafta kimseyi göremeyince şaşırdım. Biraz ileriden sesler geliyordu ama umursamadan yukarıda olduğunu düşündüğüm odayı aradım.
Üst katta 4 kapı vardı. Baştan ikisini denediğimde kilitli olduğunu görmüştüm. Merdivenlerden gelen koşturma sesleri ile acele edip 3. kapıyı tıklatmadan girdim. Odada yatak yoktu ve ortada kocaman bir masa etrafında raflar bulunuyordu. Burası çalışma odası olmalıydı.
Ben şu kitaplarda olan klasik çıplak görme olayın olmasını beklemiştim ama bu sefer onunla odada bir kadın vardı. Masanın önünde ikisi de ayaktaydılar. Aniden girdiğim için ikisinin de bakışları bana dönmüştü. "Önemli bir şeyi bölmüyorumdur umarım."
"Ne işin var senin burada? Meşgul olduğumu söylemiştim." Tam o sırada kapı hızla açıldı ve nefes nefese olan az önceki adam gözüktü. Hayret, ben hala oralarda dikiliyordur sanıyordum. "Özür dilerim patron. Gözümü 1 saniye ayırmıştım-" Gözlerimi devirdim. Bir de mafya olacaklardı. "Tamam, sen git."
Adam gidince ilerleyip masanın önündeki koltuklardan birine oturdum. "Sakura, sen git ve sana dediğimi yap. Sonra haberleşiriz." Kadın kafasını salladı. Bana baktığında ben de ona baktığımdan göz göze geldik. Kaşlarını hafifçe çattı. "Peki Sasuke."
Ona şöyle bir baktığımda pembe saçları tepeden toplanmıştı. Makyajı yemyeşil gözlerini, giydiği takım ise güzel fiziğini ortaya çıkarmıştı. Sakura, baya güzel bir kadındı. Üstelik Sasuke ile diğerleriyle olduğundan çok daha yakın olduğu barizdi. Adıyla seslenebiliyordu. Arkasını dönüp odadan çıktığında ben nedense biraz sinirimin bozulduğunu hissettim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
