4. BÖLÜM-Ben Yarın Şirkete Gidiyorum!

4 3 1
                                    

Hepinize selam, gecikme için üzgünüm minik bir pürüz çıktı.
Bu yüzden şimdi yayınladım. 

Her neyse hepinize iyi okumalar...

BenYarın Şirkete Gidiyorum!

3,5 4 saat uyuduğum için enerjik bir şekilde küvetten çıktım. Duşa kabine girdim, saçımda ve vücudumdaki köpüklerden arındım. Önce saçımı ardından da vücudumu havluya sardım. Maskemi yaparken bornozu giymiştim ve üzerine maske gelmişti. Onu odamdaki makineye attım ve kısa programa ayarladım. Tabi ki de başlatmadım. Bir bornoz için makineyi çıkartacak değilim her halde. Üzerimden çıkardığım iç çamaşırlarını, saçımdaki ve vücudumdaki havluyu da atmayı planladım.

Duşa girmeden Can ile makineden çıkartıp yerleştirdiğimiz dolabımın karşısına geçip kendime rahat bir şeyler bakındığım sırada gözüme kenarda duran gri 'Calvin Klein' takım takıldı. Çok hoş durması bir yana çok da rahat duruyordu. Üstü sporcu atletlerini andırıyordu altı ise gri rahat bir eşofmandı. Hoşuma gittikleri için onları çıkarttım ve önce üstünü ardından da gri bir alt çamaşır ile eşofman altını giydim. Üzerime gri örgü gibi olan bir sabahlık aldım ve makyaj masasının karşısına oturdum. *fotoğrafını bölüm sonuna koydum*

Hava sıcak olduğundan saçımı kurutmak yerine dağınık bir topuz yaptım. Çekmeceden çıkarttığım vişneli dudak kremini dudaklarıma yedirdim ve hazırdım. Evin içinde kime süsleniyorum sonuçta neden makyaj yapayım ki? İşimin bittiğini düşündüm ve telefonumu alıp odadan dışarı çıktım.

Efken ve Can salondaki koltuklarda oturmuş bir ihale ile ilgili konuşuyorlardı. Yanlarına ilerledim ve ikili koltuğa oturdum. Can bana dönüp ''Kız civciv sende gelsene şirkete bizimle.'' dedi. Gözlerimi telefonumun ekranından çekip ikisinin yüzüne baktım. ''Gel istersen, bir gezmiş olursun Elfida.'' Dedi Efken.

''Siz bilirsiniz. Sıkıntı olmazsa gelebilirim.'' Dedim gülümseyerek. O sırada Cana elinde birkaç kutu ile içeriye geldi. Elindeki kutuları Efken'e uzattı. Efken kafasını 'Bunlar ne?' dercesine salladığında Cana açıklamak için boğazını temizledi ve ''Efken Bey, bunlar Elfida Hanımın, evine gelen kargolar. Evine gelen her türlü kargo benzeri şeyin size iletilmesini istemiştiniz.'' dedi.

Hangi kargo? Nerden gelen kargo? Ve en önemlisi neden buraya gelen bir kargo? Soran gözlerle Efken'e döndüğümde onun da bana aynı şekilde baktığını gördüm. Ne yani haberi olmadan kargolarımın buraya gelmesini istediğini mi söylemişti. Ne bu adam? Uyur ister falan mı?

Bana dönüp ''Ne sipariş etmiştin kargodan?'' dediğinde düşünmeye başladım. Yakın zamanda ne sipariş etmiştim de bugün gelmişti? Sen tam bir Cemile'sin biliyorsun değil mi? Telefonundan sipariş mesajlarına baksana! Ha! Doğru dedin dur bakıyorum.

Telefonumdan gelen mesajlara bakmaya başladım. Kargoya dair bir mesaj yoktu. Kafamı kaldırdım ve iki yana sallayarak ''Hayır herhangi bir kargo mesajı yok. Yakınlarda kargo da istemedim.'' dedim. Ve ekledim ''Ama Emoşa bir sorayım. Bana izin verin 2 dakikaya geliyorum.'' Dedim ve telefonumu alarak bahçeye çıktım. Direkt telefon rehberime girdim ve Emre'nin numarasını buldum.

Telefonu 2. çalışta açtı. ''Efendim cicim?'' dedi tüm sıcaklığıyla. ''Emoşum başıma neler geldi?'' ''Neler geldi cico?'' ''İşte bir bilsen neler geldi.'' ''Kız çatlatmadan söylesene adamı! Salak neler geldi diyor. Müneccim miyim lan ben! Haberim olmadan bana müneccim boku yedirdin de haberim mi yok?!'' diye bağırdı. Daha doğrusu cırladı. ''Ay iyi be iki dakika Acun'luk yaptırma! Anlatıyorum.'' Dedim ve havuzun oradaki çardağa ilerledim.

Nasıl Yani?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin