Selam, farkındayım bölüm çok geç geldi ama elimden geldiğince bölüm hazırladım size.
Yazım yanlışı umarım yoktur. İyi okumalar hepinize...
🍷☮
11. Bölüm
İmtihanım Mısın?Başım,
Başım resmen çatlıyor!Dün geceye dair hatırladığım son şey, sahneden sonra Efken'in locaya bir şeyler söyledikten sonra odaya gelmemiz gerisi yok...
-Bölümün bu kısmı 3. Kişi tarafından anlatılacaktır. Sonrasında Efken'in ağzından devam edecektir-
*Dün gece*
Gitarı elinden bıraktı ve gidip kadının elini tuttu. Usulca locaya doğru ilerlediler birlikte. Tüm gözler onların üzerindeydi. Adam bu gözlerin sahiplerini bulup öldüresiye dövmek istiyordu, bakmaya kıyamadığı kadına dakikalardır hayran hayran bakıyorlardı. Ayrıca aralarından bir düşman ise bakmaya kıyamadığı kadını kaybetmesine sebep olabilirdi.
Locaya geldiklerinde adam, Emre ve Can'a ''Odaya çıkartıyorum. Siz Eylül'ü diğer odaya alın bizim odanın da güvenliğini arttırın.'' Dedi. Onlardan onay alınca ilerlemeye devam etti. İzleyenlerin arasında Kemal'i görmüştü. Bu yüzden bu kadar sinirli ve tedirgindi.
Kadının sarhoş olduğunu sahneden inerken anlamıştı. Gözleri kapanıyordu ve büyük ihtimalle hiçbir şey hatırlamayacaktı. İzin vermediği sürece kadına dokunmazdı, kadının da onu yanlış anlamayacağını biliyordu. Zaten korkusu bu değildi; onun korkusu kadın sarhoşken kendisini savunamayacak olmasıydı.
Adam bir yandan etrafı kolluyor diğer yandan da kadının uyumaması için uğraşıyordu. Asansöre bindiklerinde kadın kafasını adamın göğsüne yasladı. O kadar güzel uyumuştu ki adam uyandırmaya kıyamadı. 'İnerken kucağıma alırım.' diye geçirdi içinden.
O sırada kata geldiler, adam kadını kucağına aldığında kadın kollarını boynuna doladı ve kafasını boynuna gömdü.
*Gecenin kalanını Efken anlatıyor*
Onu kucağıma almam ile kollarını sıkıca boynuma doladı ve kafasını boynuma gömdü. Saçları omzumdan aşağıya başak başak dökülüyordu. Bundan birkaç hafta öncesine kadar onun kokusunu içime çekmeyi bırak ona dokunamazken şimdi bana sarılarak uyuması, kimseye elletmediği hatta bazen kestireceği için ağladığı saçlarına dokunabiliyordum.
Ben kendime yasaklamıştım oysaki ona aşık olmayı, ona dokunmayı, annem öldüğünden beri. Gülüşü, dokunuşu, hareketleri, yeşil olduğunu iddia ettiği maviş gözleri her şeyine hastaydım ben onun, o ise beni öylesine biri olarak biliyordu.
Kapının önüne geldiğimizde cebimdeki 3. oda kartını çıkartıp kapıyı açtım. Çok zor oldu ama başardın, benim sayemde açtın kapıyı hadi yine iyisin. Kapıyı ayağımla kapatıp içeri geçtim.
Önce Elfida'yı yatağa yatırdım ardından çantasını kenardaki makyaj masasının üzerine bıraktım.
''Efken!'' diye seslendiğinde çantayı bırakıp yanına gittim.
''Efendim güzelim?''''Neredesin sen?''
''Yanındayım güzelim ne oldu?'' dedim ve yanına uzandım.''Ben seni arıyorum kaç gündür senin telefonun kapalı. Neredesin sen!''
''Güzelim iyi misin?'' Kafamı yatağın başlığına koydum.''Benim morali sıffır sıffır sıffır.''
''Neden?''''Beni özledin mi?''
''Çok özledim, her şeyden çok. Belki annemden bile çok.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nasıl Yani?
Novela Juvenil''Yıl başından, gökten iner?'' dedi Feza. ''Yıldız?'' ''Kanatları var.'' ''Melek?'' ''Gibi, topuklu ayakkabı giyer.'' ''Ben! Ya da ben!'' dedim arkadan. ''Elfida bir dur! Böyle güzeldirler,'' ''Manken?'' ''Heh! Say!'' ''Alyssa Miller! Bar Refaeli! A...