Altı yıl öncesi..
Yazarın ağızı ile¬
Karanlık odadasında, sadece küçük penceresinden ışık vuran ve hiç rahat olmayan yatağında uzanıyordu küçük kız.
Kendi kendine bu evden kaçma planları kuruyordu.
Karnının ağrıması ile gözlerini sıkıca yumdu. Ablasının yanına gidip neden karnının ağrıdığını sormak istiyordu fakat ablası buna izin vermez bağırarak yanından gitmesini isterdi.
Şuan ablasına gerçekten çok ihtiyacı vardı.
Korkuyordu, ablasına ihtiyacı vardı çünkü annesi asla ona yardım etmezdi. Ablasının ona yardım etmesi için, içinden dualar ederek yatakta doğruldu.
Tam ayağa kalkmış odadan çıkıcaktı ki penceresine atılan küçük taş ile olduğu yerde durdu.
Korkmuştu, Pencerenin yanına giderse daha büyük bir taş atarlarsa diye düşündü ve olduğu yerde durdu.
Tahmin ettiği gibi olmuş, daha büyük bir taş atılmış ve bu taşda camın yarısını kırmıştı.
Odadan çıkması mı gerekiyordu yoksa taş atan kişinin kim olduğunu öğrenmek için camdan dışarıya mı bakması gerekiyordu?
En iyisi yatağına yatmak ve sabaha kadar uyumaktı ama taş onun penceresine atılmıştı.
Ya abisinin başı yine dertteyse?
Ya ablasıysa?
Duyduğu ses ile olduğu yere çivilenmişti sanki, "küçük kız, hadi çık. Kurtarıcağım seni bu delilerin elinden."
Sesi bir yerden tanıyordu ama çıkaramıyordu, "küçük kız, hadi gel buraya."
Korkarak da olsa pencerenin kenarına geldi ve yavaşca aşağıya baktı.
Babaannesi elinde ki taş ile küçük kıza bakıyordu.
Ne yani, korktuğu şey babaannesi miydi?
"babaanne, burada ne işin var hemde bu saatte?" dedi küçük kız. İçinde ki korku gitmişti, babaanesiydi sonuçta.
"seni almaya geldim kızım, hadi in aşağıya. Şehire, İstanbula gidiyoruz. Kurtarıyorum seni bunların elinden."
Küçük kız ne kadar sevinse de ailesini geride bırakıp babaannesi ile gitmek doğru bir şey olur muydu, bilmiyordu.
Ama yine de artık canına yetmişti ve bu evden ayrılmak, kaçmak istiyordu. Ayağına bir fırsat gelmişti ve bunu geri çevirmek istemiyordu.
Büyüyüp ailesinin yanına geri gelebilirdi, belki o zaman onu dışlamazlardı.
Daha fazla düşünmeden kafasını salladı ve minik elleri ile "bekle" işareti yaptı.
Hemen kırık küçük dolabından babasının hediye ettiği bileziklerini alıp odasına son kez baktı.
Kafasını iki yana sallayıp sessizce odanın kapısını açtı.
Kalbi çok hızlı atıyordu çünkü çok Korkuyordu.
Aşağı inmek için hareket ettiğinde karşısında eli yüzü kan içinde onu izleyen abisini gördü.
Yüreği ağzına gelirken elleri ile ağzını kapattı.
Abisi berbat gözüküyordu ve delirmiş gibi bakıyordu küçük kıza.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anka Tüvana
Teen FictionBekledim günlerce aylarca yıllarca içimdeki küçük umudun çiçek açmasını umut etmek gibiydi ama o hiçbir zaman gelmedi, doğru ya bu dünyada gidenin geri gelmediğini yaşayarak anlamıştım. Zaten yaralarla dolu kalbim bu gerçekle titredi yeni doğan bir...