11

4.1K 190 37
                                    

Selam! koccccaman bir ara verdiğimin farkındayım ama inanın şu zamanlar uykuya bile ayıracak vaktim çok sınırlı. biraz böyle uzun uzun aralar ve kısa kısa bölümlerle devam edeceğiz ama sonra güzel bir düzende kavuşacağız. iyi okumalar!


Derin bir nefes alıp iyice esnerken gözlerimi ovuyordum. Bugün ayrı bir sıcak vardı. Normalde terlemezdim fakat bugün sırtım çok sıcak ve nemliydi. Arkamdan bana sarılan şey ise sevgili ayım Bay Hayri olmalıydı.

Hayri'nin ne zamandan beri uzun kolları ve uzun bacakları var ki Eva?

İçi sesim haklıydı. Hayri'nin kolları da bacakları da küçüktü.

Öyleyse karnını saran kollar kimin?

Bilmiyordum. Elim yavaşça karnımdaki kola gittiğinde hafızam tazeleniyor ve aklıma yaklaşık 4-5 saat önce olanlar geliyordu... Ali gelmişti! Kolunun üzerindeki elim donarken yavaşça kafamı çevirdim ve rüya olup olmadığını teyit etmek istedim. Gerçekti! Buradaydı... Yavaşça hareket edip yönümü tamamen ona dönerken uyanmasın diye nefesimi tutuyordum. Gür kirpikleri vardı, dudakları öne doğru büzülmüş, kaşları çatık duruyordu. Onu hiç yadırgamamıştım. Kafamda birçok senaryo dönüp durmuştu ama hiçbirinde Ali ile bu kadar samimi değildik, bir şekilde ya onun beni ya da benim onu yadırgayacağımı düşünmüş ve bir anda samimi olamayacağımıza inandırmıştım kendimi. Öyle değilmiş. Kapıdaki bedenin o olduğunu anladığında sanki askere uğurladığım sevgilim dönmüş gibi hissetmiştim. Hoş, askerdi ama kısa süreli dönmüştü. Derin bir nefes çekip kendimi an'a bıraktım. Elim dağınık saçlarına giderken içimde onu izlemenin tatlı bir huzuru vardı.

Gözleri hâlâ kapalıyken uykulu, kalın ve pürüzlü sesiyle "ee hadisene," diye mırıldandığında yerimden sıçradım.

Ya ne geliyorsun öyle, aklımız gitti...

Ellerim saçlarında donarken kapalı gözlerine bakıp "ne," diye fısıldadım.

"Saatlerdir uyanmanı ve beni uyurken izleyip sonra da öperek uyandırmanı bekliyorum, sevgililer böyle yapmıyor mu? İlk ikisini tamamladık ama hâlâ öpmedin beni, aksine saçlarımı okşayınca benim de uykumu getirdin."

Huysuz huysuz konuşurken yanaklarını sıkarak sevme isteğime karşı koyamıyordum.

Ciddi kalmaya çalışırken "öyle mi yapıyormuş sevgililer," diye mırıldandım.

Gözlerini açtığında bir süre beni izledi.
"bilmem?" dedi daha çok sorarcasına.
"Filmlerde kitaplarda falan öyle olmuyor mu? Biz sevgiliyiz zaten artık di'mi?"

Bir çocuk saflığıyla sorduğu sorular karşısında tebessüm etmemek ve onu sarıp sarmalamamak çok zordu. Biraz alay etmekten zarar gelmezdi...

"Yani... Daha ilk buluşmamız olduğu düşünülünce... Flört sayılırız henüz..."

Yüzü düşerken "ya?" diye soludu kısık bir sesle. Doğrulup sırtını yatak başlığına dayadığında ben de yatakta bağdaş kurup yönümü ona dönmüştüm. Elleri ensesine giderken gözleri tereddütlü bakıyordu, "Ben sandım ki... Yani şey... Hani biz telefonda çok mesajlaştık ya, bir de görüntülü falan konuştuk... Ben onları flört ediyoruz sanmıştım... Dün de o yüzden öptüm seni, yani artık sevgiliyiz sandım... Yanında da uyudum o yüzden, afedersin... Flörtler birlikte uyur mu? Bilmiyorum ki ben flört etmeyi, hiç etmedim... Ne yapmam gerekiyor şimdi?"

Endişeyle kurduğu cümleler içimde kocaman bir sevgi oluştururken koca bedenini kolundan tutup kendime çektim ve "gel buraya sersem," derken onu sarıp sarmalama isteğimi yerine getirdim. Başını boynuma gömerken "ne," diye fısıldadı, yüzüme bakmaya çalışıyordu.

Vatanım Issız | Yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin