Rew

üç

Selam

Nasılsınız?

Keyifli okumalar!

Küçük valizimi alıp özel uçağımdan indim.

Beni bekleyen arabaya doğru yürüdüm.

Korumalardan biri kapıyı açtığında Arabaya bindim.

Şoförün motoru çalıştırmasıyla yola çıktık.

Sonunda yalıya geldiğimde koruma inmem için kapıyı açtı.

Arabadan inerken, bir flaş patladı.

Hemen korumalar savunma moduna geçerken etrafı taradım.

Magazin çalışanları olduğunu gördüm.

Korumalara işaret verip  bahçe kapısından içeri girdim.

Kapı yardımcılar tarafından açıldı.

Bavulunu alıp selam verdiler.

"Hoş geldiniz Hüma hanım."

Hüma, ikinci ismim.

"Hoş buldum...." İsmini soracakken, benden birkaç yaş küçük gorünen bir kız atıldı.

"Annemin ismi Ayten."

Gerçek tebessüm edip konuştum.

"Hoş buldum Ayten hanım."dedim bozuk türkçemle.

beş yıldır Türkiye'ye gelmediğim için rahat konuşamıyordum.

Resmiyeti seviyordum.

Patron - çalışan arasında gereksiz samimiyetleri  boş buluyorum.

Şaşaalı oturma odasındaki kapıdan dışarı çıktım.

Ev, ev değil sanki saray.

Ne gerek var o kadar süs ve dekora?

Önümde deniz, sağ tarafımda havuz vardı.

Yatımı görmemle rahatladım.

Bu yata ben 4,5 milyar dolar servet ödemiştim.

Bu kadar yüksek fiyatlı olmasının nedeni güvertesinde denizaltı bulundurmasıdır.

Ayrıca muhtemel saldırılara karşı yat  füze savunma sistemine,  helikopter pistlerine sahip olmasıdır.

(Biz bu hayatı izlemeye gelmişim amınakoyayım. Ayrıca götümden atmıyorum böyle süper yatlar var)

Boğaz manzarasını izlerken yanıma sağ kolum Alessandro yanıma geldi.

(Konuşmaları romence düşünün)

"Efendim,bu akşam sevkiyat yeniden yapılacak.

Ayrıca bir adam gelmiş gerçek babanız olduğunu söylüyor."

Nereden gülüyoruz? Kendini gerçek babam sanan adam evime gelmiş.

Bir bakalım ne için gelmiş.

"Akşam sevkiyata bizde  gideceğiz.

Dışarıdaki adamı kontrol edip öyle alın içeriye."

Alessandro beni onaylayıp içeriye geçti.

Bahçedeki bar kısmından hafif içki alıp bardağa doldurdum bir yudum alıp Alessandronun gelmesini bekledim.

Alessandro elindeki kağıtla yanıma gelip benden onay bekledi.

Onay verdiğimde okumaya başladı.

"Fatih Akaslan, 55 yaşında evli 5 çocuk babası iş adamı.Adam tam şerefsiz.

Uyuşturcu kaçakçılığı, kadın pazarlama, eşini aldatma hepsi bu adamda var.

Üzerini kontrol ettik temiz."

"Yanıma getirin adamı. Karnının derdini öğrenelim."

Yaşına göre iyi görünen saçlarının bazıları beyazlamış, kirli sakallı bir adam kapıdan  içeri girdi.

Beni gördüğünde gözü parlamıştı.

Etrafı inceleyerek yanıma gelip sarılmak için öne atıldığında  geri çekilip aramıza mesafe koydum.

"Oturun lütfen Fatih bey."

Şaşırsa da koltuğa oturdu.

Önündeki koltuğa oturup Ayten hanıma seslendim.

"Bir isteğiniz var mı Fatih bey?"

"Olmaz olur mu Hümacığım, bir acı kahvenizi içerim."

"Hüma değil, Hüma hanım. Ayten hanım sizde çekilebilirsiniz."

Fatih bey bozulsa da, konuşmaya başladı.

"Ben senin gerçek babanım.Annenle öyle geçmişimiz yok.Bir gecenin kurbanı oldun.

Lütfen ailem ve medya duymasın.Ailemin dağılmasını istemiyorum.

Baban olarak senden isteğim var.
Maddi durumumuz iyi değil.
Şirketime ortak olmanı istiyorum."

" Hüma değil, Hüma hanım.Sizinle,  bana ismimle hitap edecek kadar samimiyetimiz yok.

Bakın Fatih bey, annem olacak kadınla geçmişiniz beni alakadar etmiyor.Ayrıca eğer 23 yıl önce çok azdıysanız kendinizi sikerdiniz.

Diyelim, birlikte oldunuz prezervatif ne için üretildi?Ailenizi dağıtmak gibi bir amacım yok.Şirket işine size döneriz.

Bir gecenin kurbanını hor görmeyin.
Çünkü şuan  benden yardım istiyorsunuz.

Korumalar size çıkışı gösterir."

Korumlara talimat verip, Fatih beyi götürmelerini izledim.

Selamm

Şerefsiz babayla tanıştık.

Regina hümanın tepkileri nasıldı?

Diğer bölüm görüşürüz!