Selams!
Nasılsınız?
Medyada Özgür aşkım var.
Keyifli okumalar!
Bahçeyi mermi yağmuruna tutmadan sahildeki ekibim halletmişti.
Yanımda silah olmadığı için müdahale edemedim.
Alessandroyu yanıma çağırmak için bağırdım.
Hemen yanıma gelip ellerini arkasında birleştirip, kafasını aşağı indirdi.
Siktiğimin kraliçe olma kurallarından biri de, ellerinden geldiği kadar benimle göz teması kurmamalarıydı.
"Size kaç defa söyledim, kafanızı hiçbir zaman indirmeyin! Git büyük bir araştırma yap kim yaptı diye.
Ayrıca güvenliği artırırın. Ateş açılan yer bana ait. Benim mülkümde böyle şeyler olamaz."
Alessandro beni onaylayıp,gitti.
Akaslanlara baktığımda Lale hanım, yaralanmış Fatih beye yardım ediyordu.
Alt tarafı küçük bir sıyrıktı aslında.
Çocuklar, koltukta oturmuş ifadesizce olan biteni izliyordular.
Lale hanım, Fatih beyin yanından kalkıp benim üstüme üstüme gelmeye başladı.
"Senin yüzünden kocam yaralandı. Bencil,egoist, kötü birisin. Seni annen sevmemiş, baban mı sevecek. Annenin, kocamı ayartması sonucu dünyaya gelmiş yanlışsın."
Üstümdeki tişörtün yakasından tutup kendine yakınlaştırdı beni.
"Yalnız öleceksin, kimsen yok senin. Kalabalık içinde yalnız kalmış bir hiçsin sen.
Öldüğün zaman arkandan ağlayacak biri bile olmayacak.
Herkes senden nefret ediyor. Bunu aklından çıkarma sen bir gecenin hatasısın."
Son söyledikleri çok kırıcıydı.
Ellerini üzerimden çekip, tokat atacağı sırada, Özgür annesinin kaldırdığı elini tuttu.
"Yapamazsın anne. Tokat atamazsın ablama."
Sözlerk etrafda bomba etkisi yaratırken, Lale hanımın elleri yanına düştü.
Sözde bacağı yaralanan Fatih bey, yerden kalkıp rahat adımlarla yanımıza geldi.
Sen nasıl yaralısın bey baba?
Özgürün önünde durup, bir şeyler düşünmeye başladı.
"Benim senin gibi oğlum yok Özgür. Anneni karşına alıp, bu piçi savunmandan dolayı seni tebrik ediyorum. Eşyalarını toplayıp gönderirim. Çok sevgili ablan sana evinin kapılarını açar."
"Siz hiç merak etmeyin, kardeşim reşit bir insan. İster benimle kalır, ister ülkeyi terkeder. Şimdi lütfen çok sevdiğiniz ailenizi alın gidin."
Hepsi teker teker bahçeyi terkettiğinde, Özgür ve ben yalnız kalmıştık.
Koltuklara oturup denizi izlemeye başladık.
İkimzde konuşmuyorduk.
"Senden özür dilerim. Bir anlık gazla ağzımdan çıktı abla kelimesi."
Sessizliği Özgür bozmuştu.
"Hiç önemli değil. İster abla de, ister ismimi söyle. Bana fark etmez. Gideceğin bir yer olmadığını var sayıyorum ve sana oda hazırlatıyorum. Ayrıca seninle abla kardeş gibi olmak istiyorum."
" O zaman abla derim. İkmizde büyük, aklı başında insanlarız. Boş yere kavga etmeye ihtiyaç yok. Ben de seninle abla kardeş olmak istiyorum abla."
Yardımcılara odalardan birini hazırlamasını söyleyip eve geçtik.
"Ben çok açım. Eğer açsan yemeğe geçelim Özgür."
"Ay kurt gibi açım. Hadi yemek yiyelim."
Özgürü detaylı araştırdığım için bu kadar rahattım. Klasik Akaslanlar gibi değildi.
Lan yoksa Özgürün anası babası başka biri mi?
İyice saçmalamaya başladım.
Özgürle yemek odasına geçip sandalyelere oturduk.
Yardımcılar, yemekleri servis ettikten sonra yemeğe başladık.
Bölüm bitti!
İstediğiniz sahneler var mı?
Diğer bölüm görüşürüz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rew
General FictionRegina Hüma Lucania İsminin anlamını dibine kadar yaşayan Sicilya mafyası. Regina, kelime anlamı olarak kraliçe demektir ve Reginanın kişiliğini tamamen yansıtıyor. Şunu açık açık söyleyeyim, eğer önceki hayat diye bir şey varsa Regina tam bir kral...