on yedi

1.5K 135 20
                                    

Selam!

Nasılsınız?

Oy ve yorumlarınızı beklerim.

Keyifli okumalar!

"Ya sürme unu yüzüme!" Halenin mızmızlanmasına aldırmadan burnuna un sürdüm.

Yüzüne baktığımda bir kahkaha attım.

"Sana un çok yakışıyor beybi!"
Halenin yüzündeki ifade sırıtmaya dönerken bir avuç unu üzerime attı.

Birlikte öksürürken, aynı anda kahkaha atmaya başladık.

Hâlimiz... İçler acısıydı...

Sonunda kahkahalarımıza son verip kendimizi temizledik.

"Baby shark , doo doo doo doo doo..."

Şarkıyı söylediğim sırada telefonum çaldı.

Suyu kapatıp elimi kuruladım.

Numaraya bakmadan telefonu açıp, hoparlöre aldım.

"Alo Hüma ile mi görüşüyorum?"
Bu ses Aysel hanımın sesiydi.

Hale, elini kurulayıp yanıma geldi.

( Abilerin ve kardeşlerin anneleri)

"Buyrun Aysel Hanım." Dedim sakin tonda.

"Seninle görüşüp konuşmak istiyorum. Bilmen gereken şeyler var."

"Yarın görüşürüz o zaman." Dedim.

Karşı taraf onayladıktan sonra telefonu kapattım.

Ne konuşacağımız düşünürken Hale, ellerini çırpıp konuşmaya başladı.

"Şimdilik boşver Aysel meselesini. Hadi pastamızı yapalım."

Yüzümde bir gülümseme oluştuğunda ona uyup pasta yaptık.

Süsleme işini Haleye bırakıp onu izlemeyi başladım.

Masanın üzerinde olan aletlerle pastaya bir şeyler çizip duruyordu.

Sonunda  süsleme işini bitirdiğinde derin bir nefes aldı.

Pastanın üzerinde iki kız vardı.

Diğerinde göre  daha küçük olanın elinde balon vardı.

Kızlar ele ele tutuşmuştu.

"Bunlar biz miyiz?" Diye sordum.

Kafasını salladığında yanlış yapmış gibi kafasını aşağı indirdi.

Ama ben çok duygulandım..

Birkaç adımda yanına gidip Haleye sıkıca sarıldı.

Ay ama bu çok şirin ve güzel!

Mutfak kapısından gelen öksürük sesi ile birbirimizden ayrıldık.

Ah  nasıl unuturum! Pastahanenin dekorasyonu için  iç mimar çağırmıştım.

Pastahanenin dekorasyonu  güzel olsada küçük pürüzler vardı.

"Hoş geldiniz Uraz bey." Uraz beye selam verip mutfaktan çıktık.

Çıkmadan önce Haleye beni takip etmesini işaret ettim.

Masalardan bir tanesine geçip oturduk.

"Uraz bey, gördüğünüz bu pastahanenin sahibi Hale hanım. Siz kendiniz konuşun ben size içecek bir şeyler getireyim."

Olayı Hale de anladığında ne içmek istediklerini sordum.

İkiliden çay cevabı alıp mutfak tarafa geçtim.

Çay dedim aklıma malûm kişi geldi.

Ah çay perim benim...

(Silivri is cold baby)

Koskoca Sicilya kraliçesi garsonluk yapıyor arkadaşlar!

Çaydanlığa su doldurup kaynamaya bıraktım.

Uzun mücadele sonucunda çayları hazır ettiğimde kendimi  büyük bir iş başarmışım gibi hissediyordum.

Tepsiyle birlikte mutfaktan çıktım.

Gördüğüm manzara nedeni bilinmez canımı sıkmıştı.

Uraz ve Hale dipdibeydi!

İstediğiniz sahneler...

Sevdiğiniz sahneler...

Diğer bölüm görüşürüz 💚

RewHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin