20. Bölüm

681 25 0
                                    

Tuanadan

Az sonra Çağangil geldi. Özgüre dizüstü bilgisayarını uzatırken

Tuana: Teşekkür ederim.
Özgür: Rica ederim hacker hanım. İşinizi hallettiniz mi?
Tuana: Evet.
Çağan: Sadece siteyi hackerledin de mi?
Tuana: Evet ama site boşa gitmesin diye galiba birkaç bir şey paylaşırım.
Çağan: Ne gibi?
Tuana: Yarın görürsün.
Çağan: Tuana fazla ileri gitmeseydin.
Tuana: En fazla onların ileri gittiği kadar. Hatta onların yapacaklarının yanında az bile kalırdı.

Aklıma Leyanın aradığı geldi.

Tuana: Bu arada Leya aradı seni. Önemlidir diye açtım. Leyanın bir yeri mi ne varmış oraya gidecekmişiz.
Çağan: Leyanın yerine mi?
Tuana: Evet.
Çağan: Tamam.
Tuana: Bir kere daha çaldı. Özeldir diye açmadım. Bak istersen.
Çağan: Kim aradı?
Tuana: Dilara yazıyor.
Çağan: Dilara mı? Ben bakıp geliyorum.
Tuana: Tabi.

Niye bu kadar merak etmişti ki? Demek ki seviyor kızı. Neyse kızım boşver. Sen içeriye bir bak. Kendi tavsiyemiz dinleyerek kafenin içine girdim. Çok kişi yoktu. Toplasan yirmi kişi falan anca ederdi. Biraz sonra tekrar sahneye çıktılar. İçeri kalabalıklaşmaya başladı. Ben de odaya geçtim. Selma abla da odadaydı.

Selma: Alıştın galiba.
Tuana: Sayılır.
Selma: Alışmışsındır. Ben de biraz yoruldum.
Tuana: İki canlısın normal. İstersen sen git. Ben anladım işi. Yaparım merak etme.
Selma: Emin misin?
Tuana: Evet. Sen daha fazla yorulma.
Selma: Tamam o zaman canım sağol. Ben müdüre haber verip çıkarım.
Tuana: Tamam.

Yaklaşık bir saat sonra falan tekrar içeri girdim. Baya kalabalıktı. Gezinirken birinin kolumu tutmasıyla ona döndüm. Bu kız yabancı dil bölümünden Dilaraydı. Tabi Kağanın kandırdığı diğer bir kız da diyebiliriz.

Dilara: Tuana sen de mi buraya geliyorsun?
Tuana: Çalışıyorum.
Dilara: Çalışıyor musun? Şaşırdım.
Tuana: Niye?
Dilara: Bilmem. Ben de neredeyse haftada iki gün falan gelirim.
Tuana: Hımm öyle mi zamanın bol galiba.
Dilara: Burayı seviyorum sadece.
Tuana: Ne güzel.

Biz konuşurken şarkı bitmişti. Yanımıza Çağan geldi. Kız Çağanı görür görmez

Dilara: Nasılsın Çağancığım?

Çağancığım? Yoksa bu aynen bu telefondaki olmalı. Kalabalıktan sesini anlamıyordum ama bu kesin o. Onlar konuşurken ben de işim var diyip yanlarından ayrıldım. Odaya girdim. Özgürle Esat içerideydi.

Özgür: Nasıldık hacker hanım?
Tuana: İyiydiniz. Ama bana hacker hanım demeyi kes.
Özgür: Tamam demem de sen biraz sinirli misin?
Tuana: Hayır. Benim normal halim bu.
Özgür: Anladım.

Esata dönerek

Özgür: Çağan nerede biliyor musun?
Esat: Hayır.
Tuana: Birisiyle konuşuyor.
Özgür: Kimle?
Tuana: Bilmiyorum. Arkadaşı herhalde.

Yaklaşık bir saat sonra bizim işimiz bitti. O yüzden de çıktık. Çağanla yürümeye başladık.

Tuana: Tavsiye ister misin?
Çağan: Tavsiye mi?
Tuana: Evet.
Çağan: O günkü gibiyse neden olmasın?
Tuana: Hangi gün?

Dedikten sonra biraz düşündüm. Tanıştığımız gün. Daha doğrusu tanışamadığımız. Doğru o gün de ona aynı tavrı sergilemiştim.

Tuana: Onun gibi mi bilmem. Ama sevgiline dikkat et.
Çağan: Sevgili mi?
Tuana: Yani Dilaraya tekin değil o kız. Üzmesin sonra.
Çağan: Galiba yanılıyorsun. Dilara sevgilim falan değil.
Tuana: Nasıl ya?
Çağan: İlk defa mı oluyor?
Tuana: Ne?
Çağan: Tahmininin yanlış çıkması.

Bunun üzerine güldü. Nasıl sevgilisi olmaz ya? Bütün işaretler bunu gösteriyor? Bu ilk defa mı yanlış tahmin? Yok daha önce de yanlışlarım olmuştur yani olmuştur değil mi? Olmuştur olmuştur. Ona baktığımda hala gülüyordu.

Tuana: Gülmesene.
Çağan: Napıyım?

Adımlarımı hızlandırarak

Tuana: Biraz arkada gül o zaman.
Çağan: Tamam bak gülmüyorum.
Tuana: Bunu derken bile gülüyorsun. Ayrıca ilk defa yanlış tahminim değildir bu.
Çağan: Eminim değildir.

Sinir ya adımlarımı daha da hızlandırdım. Yeşillikli bir yere doğru giriyorduk.

Çağan: Tamam dur Tuana. Akşam akşam düşeceksin.
Tuana: Merak etme sana katlanmaktansa düşmeyi tercih ederim.

İşte bunu demez olaydım. Gerçekten de düşüyordum. Daha kötüsü o beni tuttu.

Çağan: Emin misin?

Ondan ayrılarak

Tuana: Hiç olmadığım kadar. Nerede bu yer?
Çağan: Karşında.

Karşıma baktığımda bir kapı vardı. İçeride de az ışık görünüyordu. İçeriye girdim. Leyagil içerideydi.

Leya: Sonunda geldiniz. Bir şey oldu sandım.
Çağan: Ne olabilir yanımda Tuana varken?
Tuana: Aynen. Merak etme Leya ben arkadaşını korurum.
Deniz: Didişmeden gelin oturun.
Leya: Aynen. Merak ediyorum naptınız o salağa?
Tuana: Vay yeni Leya hoşgeldin.
Leya: Anlatın hadi.
Çağan: Tamam. Gerizekalıyı bir güzel topların peşimde... (anlatır)

Çağan anlattıktan sonra herkes gülüyordu. İçeride sadece mumlar vardı. Yani etrafı onlar aydınlatıyordu.

Tuana: Ee sıradaki kim?
Yağız: Ben olmayı çok isterim.
Tuana: Hayhay ikizim. Seni kırmak bana yakışmaz. Şimdi evlere gidelim. Çünkü yarın baya erken okula gelmemiz lazım.
Hilal: Niye?
Tuana: Çok eğlenceli bir film diyelim. Kaçırmayın derim. En çok da sen Hilal.
Deniz: Eğlence anlayışın beni biraz korkutsa da merak etmedi değilim.
Tuana: Bu arada Deniz hayranın olan birileri var.
Yağız: Hayran mı?
Tuana: Evet. Merak etme senin de var.
Deniz: Yağızın da mı? Hadi ben neyse de Yağıza kim hayran olur?
Tuana: Biri beğenmiş demek ki? Çağan sen üzülme lütfen sana da bulurum ben. İhtiyacın olacağını sanmıyorum ama.
Deniz: Hayran kim ya?
Tuana: Şuan olmaz. O da yarın. Hadi şimdi gidelim.

Yüzlerini bu bölüm de göremedik. Bu bölümde olmayacağını tahmin etmedim. Ama diğer bölümde kesin var. Canım isterse onu da bugün yazarım. Ama emin değilim. Herkese iyi günlerrrrrr...

Değişen HayatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin