Are you over me already?

93 19 1
                                    

Gecenin ilerleyen saatlerinde Jeno adını bile unutacak hale gelmişti. Hatta birisi ona eskiden bir Tanrı olduğunu söyleseydi, bir taraflarıyla gülebilirdi. Gerçi şimdiki hali düşünüldüğünde kimse onun Güzellik tanrısı Afrodit'in oğlu olduğunu ve Tanrılar dünyasının tüm aşklarında parmağı olduğuna inanmazdı. Belki de hiçbiriyle uğraşmasaydı şimdi Jaemin yine yanında ve kollarının arasında uzanıyor olabilirdi.

Ama bir yandan da asla pişman değildi. Basit bir insan olmasaydı Jisung'a asla sahip olamazlardı ve eğer Jeno, Jaemin ve Jisung arasında bir tercih yapacak olsaydı kesinlikle oğlunu seçerdi. Oğlu gerçekten onun için her şeydi ve parmağını bile kımıldatamayacak haldeyken inatla çalan kapıyı koşarak açmasının tek sebebi yine oydu. Jisung'un uyanmasını ve endişelenmesini istemiyordu. Gelen Jaemin'di ve bu burnundan soluyan halini görseydi Jisung çoktan korkudan ağlamaya başlayabilirdi. Neden bilmiyordu ama onun sevimli Jaemin'i aşırı kuralcı ve kaba bir anne olmuştu işte ve sonra onun sevimli Jaemin'i olmayı da bırakmıştı.

"Ne kadar örnek bir babasın öyle?! Biz sırf Tanrı diye güvenip çocuğumuzu emanet edelim ama beyefendi gözünün önünü göremeyecek kadar sarhoş olsun."

Jaemin sert çıkan sesiyle gözlerini Jeno'ya dikmiş ve alayla göz devirip sertçe göğsünden geriye itip evden içeri girmişti. İçmiş olan Jeno olsa bile sarhoş olan kesinlikle Jaemin olmalıydı.

"Saat tam olarak gece yarısı 3 ve Jisung'un 11 de uyuduğunu biliyorsun. Hatta 12 yaşındaki birisine böyle bir kuralı koyan sendin. Neden alacaklı gibi kapıyı çalışıyorsun?"

"O daha bir çocuk Jeno."

"Yarı tanrı olan bir ço-"

O kelimeyi duyduğu anda Jaemin yanına koşup Jeno'nun ağzını eliyle kapatmış ve kaşlarını çatarak ona bakmaya başlamıştı. Jisung'un böyle bir şeyi duyma ihtimali bile ona korkunç geliyordu. Onlar bu hayatı bırakalı milyarlarca yıl geçmişti.

"O kelimeyi bir daha kullanma. Kendi isteğinle bundan vazgeçtin, artık ikimizde eşitiz ve Jisung'da en az bizim kadar insan."

Jeno yavaşça elini Jaemin'in eline koymuş ve tam ağzının üzerinden çekmek için hareket edecekti ki buna gerek kalmamıştı. Jaemin o minik dokunuşla bile hızla kendisini geriye çekmişti. Jeno'ya olan düşmanlığını daha ne kadar net bir şekilde belli edebilirdi ki.

Jeno hafifçe öne doğru eğilmiş ve tam olarak Jaemin'in gözlerine bakarken tek kaşını kaldırmıştı. O kısacık anda jeno'nun etrafından pembe renkte ruhlar süzülmüş ve çok net bir şekilde aşk tanrısı olduğunu Jaemin'e hatırlatmıştı.

"Senin için kanatlarım ve gücümden vazgeçtim, Jaemin ama bunu yapmam ruhumun değiştiği anlamına gelmez. Tanrılar dünyasında hala yerimi doldurabilecek hiç kimse yok bu yüzden... ben hala aynı Tanrıyım."

Jaemin bu bakışlardan anlaması gereken her şeyi anlamıştı zaten. Boşanmaları sadece onu etkilemişti demek ki, Jeno kısa zaman bile sürmeden yerini doldurmuş olmalıydı. İçi kıskançlık ateşiyle yanıyor olsa da karşısındaki duruşunu bozmamış ve hızla yanından geçip kapıdan çıkmadan önce son gücüyle mırıldanmıştı.

"Sana tekrar dava açacağım ve Jisung'un velayetini üzerime alacağım. Onu hakketmiyorsun."

Kapı sertçe kapanmış ve Jeno tekrar yıkıldığını hissetmişti. İnsanların dünyasında kendine ait her şeyi kaybetmiş bir Tanrı olmak çok zordu.














♤♤♤♤♤♤♤♤♤

https://www.instagram.com/reel/CSLGx03JuFh/?utm_medium=copy_link

Bu edit bana bu hikayeyi yazdırdı. İzlemenizi tavsiye ederim.

Ayrıca Lucas hakkındaki her itirafı Smden önce kanıtlayan bir sürü fan var. Lütfen takipte kalın ve en azından taglere destek olun. Taeyong'a olduğu gibi berbat bir dönem geçirmesin lütfen.

Cupid's FrameHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin