Daphne's Sorrow

58 15 0
                                    

Hyuck sakince odaların olduğu koridorda ilerliyor ve içini kaplayan bu korkunç hissin kaynağını bulmak için çabalıyordu. Neredeyse milyarlarca yıl sonra ona dair bir izle karşılaşacak olmak canını öyle yakıyor ruhunu öyle kenara sıkıştırıyordu ki orada ölebilirmiş gibi hissediyordu. En başında Jaemin'in teklifini reddetmeliydi, Hyacinth büyük ihtimalle hala ondan nefret ettiği için böyle olmalıydı. İçini yok eden bu korkunç hisse ve etraflarını kaplayan auraya rağmen zar zorda olsa kapıyı açabilmişti. Çok kısa bir anlığına onun neşeli yüzünü gördüğünü sansa bile Jisung'un odasında kimse yoktu. İçeri adımladığında göğsünü sıkıştıran o hayali pençeler biraz daha artmış ve nefes almayacak hale gelse de devam etmişti.

"Peri ruhu olarak böyle bile hayatına devam edebilmen büyük bir şans... Chloris her zamanki gibi seni düşünüyor olmalı."

Daphne şimdi daha net hissediyordu, sanki dünyadaki herkes onu sadece Hyacinth'in boşluğunu doldurmak için kullanıyor gibi hissediyordu.

Değil sadece odaya tüm dünyaya yayılan o korkunç düşmanlık hissini Psyche'de hissetmiş ve hızla salonda oturduğu koltuktan kalkmıştı. Donghyuck'u buraya, evine getirmek kötü bir karardı. Çocuğu bulduğu gibi sinirle onu odanın dışına çekiştirmiş ve daha sonra evinden çıkartmıştı. Eğer Jeno'nun bundan haberi olursa oldukça sinirli olacaktı.

"Hyacinth benden hala nefret ediyor değil mi? Peri ruhların duyguları asla kaybolmaz ki..."

Jaemin derin bir iç çekmişti. Tekrar geçmişleriyle yüzleşmekten ne kadar kaçıyorsa, geçmişi de öylesine peşinden kovalıyordu. Daha kötüsüyse ne kadar yüzleşmeye çalışırsa çalışsın asla geçmişinden kurtulamıyordu.

"Erkek arkadaşını elinden aldığın ve hatta şimdi evli olduğunuz için sana karşı kırgın olabilir ama bundan emin değilim, belki de affetmiştir seni. Ama bu nefret ona ait değil, bu nefret tamamiyle senin. Hyacinth asla kimseden nefret etmezdi. Bu yüzden sümbüller sonsuz sevgiyi temsil ediyor bunu biliyorsun zaten."

Jaemin bu sefer gözlerini koridorda ve göründüğü kadarıyla diğer odalarda göz gezdirdi. Jeno bugün evde değildi ve Jisung büyük ihtimalle bilgisayar oynundan koyabilecek gibi değildi. Engel olacak kimse yokken bir sorunu daha çözmek ve geçmişin bir parçasını bile olsa geride bırakmak istiyordu. Arkadaşının omuzlarını sıkıca kavramış ve biraz önce çıktıkları odaya geri sokmuştu. Bu sefer ortamda büyük bir gerginlik sezilebiliyordu. Bu gerginliğin en büyük sebebi kesinlikle Donghyuck'tu.

"Ve sen Daphne, hikayemiz milyarlarca yıl öncesinde bitmiş olsa bile insanlar için zaferi ve sadakati simgeliyorsun. İnsanlar Apollo'nun tacını çizerlerken defne yapraklarıyla süslenmiş bir şekilde çiziyorlar. Onun eşini elinden aldın, Hyuck... hayatını bizim için feda etti, senin hatan yüzünden öldü. Sana karşı kızgın bile değilken hala kin beslemek senin hatan olur."

Duyduklarıyla derin bir iç çekmişti, Donghyuck. Hyacinth ve Apollo'nun aşk dolu hikayelerine engel olan oydu. Tüm tanrılar şehrini birbirine katanda oydu. Hatta belki de Cupid'den intikamını bile almıştı.

"Yardımın için teşekkürler Jaemin ama bu dünyada sen benim kardeşimsin. Eşimin eski sevgilisiyle dost olmaman gerekirdi."

Ve Jaemin'i odada öylece bırakıp gitmiş, Jaemin'i eski hikayelerini düşünmeye itmişti.

Cupid's FrameHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin