1.0

95 24 10
                                    

"Ayıp yani! Bir de utanmadan dile getiriyorsun." dedim ve aşağı inmeye başladım.

Peşimden indiğinde salondaki koltuğa oturup bana bakmaya başladı. "Bugün bir yere gelebilir misin benimle?" diye sordu.

Kaşlarım havalandı "Nereye?" diye sordum. "Bir iş yemeği de denebilir." dediginde güldüm. "Katillerin iş yemeği mi var?" dediğimde o da güldü. "Katillerin başka işleri de var."

"Okey, gelirim." dediğimde gülümsedi. "Ama bir şeye ihtiyacım var." dediğimde merakla bana döndü. "Peruk" diye mırıldandım.

"Neden?"diye sordu ciddi bir sesle."Yani senin yanında iş yemeğinde böyle gelmiyeyim. Rezil etmek gibi. Saçlarımız aynı boyda." dedim.

"Rezil etmek falan yok. Benim sevgilim öyle geldiyse onlara laf düşmez." dedi ve ayağa kalkıp mutfağa doğru ilerledi.

Sevgilim deyip durmasa mıydı?

Umut'umu özledim ben... Dolan gözlerimi sıktım. Fakat Cemil fark etti.

"Ne oldu?" dediğinde hiç anlamında dudaklarımı büzdüm. Gözleri dudağıma kaydı sonra gözlerime. "Ne demiştik bu konu hakkında?" yavaşça üstüme doğru geldiğinde sırtım mutfak tezgahına dayanmıştı.

...

"Ya abi lütfen yapma böyle." dediğimde hala bana arkası dönüktü. "Canım abim ya özür dileriz." dedim.

Bana Güneşle birlikte yattık diye küsmüştü ve hala konuşmuyordu.

"Abi kliniğe gidiyorum bak!" dediğimde bana bakmadı bile.

"Sen çık sevgilim." dediğinde gülümsedim. "Tamam ama abimin gönlünü al." dediğimde kafasını salladı.

"Sen ne zaman gideceksin işe?" dedim.

"Bugün ameliyat vardı 3 de. Ondan öncesine çocuklara gelmeyeceğimi söyledim." dediğinde kafamı salladım.

"Tamam sevgilim ben çıkayım." dedim ve yanağına öpücük bırakıp merdivenlerden inmeye başladım.

Kliniğe vardığımda Selimi görmemle koşturdum. "Ay heyacandan altıma iseyeceğim kızım." dediğinde güldüm "Hele ben."

"Çok güzel ama bu dekerasyon." dediğinde gururla ona baktım. "Tabi ki ben yaptırdım ya ondan." deyip peruğumu hafifçe savurdum.

"Haspam." diyerek kapıyı açmam için çekildi. Kapıyı açtım ve içeriye girdik. "Ay Işıl çok güzel kızım."

"Evet." dedim heyecanla.

Oturmuş kahvelerimizi içiyorduk. "Ya moral bozmak istemiyorum ama siz kanıt almıştınız Cafer'e ikinci dava açacaktınız ne zaman başlayacaksınız?"

"İnan hiç bilmiyorum. O kadar dağıldım ki son olaylarda." diye mırıldandım.

"Ay suratını as diye demedim canım sadece o it ceza alsın istiyorum, özür dilerim hatırlattım." dediğinde gülümsedim. "Sorun değil."

İçeri küçük bir çocuk ağlayarak girdiğinde ikimizde korkuyla ayağa fırladık. Uzun sarı saçları beline kadar uzanıyordu ve kahkülü onu çok tatlı gösteriyordu. Dolmuş yeşil gözleri gözlerime bakmaya başladı.

"Abla sen kediyi iyileştirebilir misin?" dediğinde şaşkınlıkla ona baktım. "Nerede tatlım?"

Kapıyı gösterdiğinde kartonu üstüne yaralı bir kedi gördüm. Hızlı adımlarla oraya gidip kediyi aldım.

"Senin mi?" diye sorduğumda başını iki yana salladı. "Yolda buldum. Çok kötü durumda olunca veteriner aradım." dediğinde gülümsedim.

Kediyi muayne masasına koydum ve elime eldiven geçirdim. Poposu kanıyordu.

"Kac yaşındasın sen?" dedim tatlı kıza. Göz yaşlarını sildi ve büzdüğü dudaklarını aralayıp "Dokuz." dedi.

"Hm baya büyükmüşsün sen ya." dedim gülümseyerek. Sonra Selime döndüm. "Bana şunu versene." kremi uzattığında gülümseyerek aldım.

"İyileşir değil mi abla?" dedikten sorna korkuyla "Benim param yok. Siz yine de iyileştirir misiniz? Sonra annemle gelir öderim." dediğinde gülümsemem soldu.

"Parasız yapıyorum ben güzelim sen düşünme bunu" dedikten sonra ekledim "Anneni çok mu seviyorsun?"

Selim öksürerek küçük kıza döndü. "Sana limonata getireyim mi?" dedi ve kız da başını sallayıp "Olur." diye mırıldandı utançla. Selim gülümseyerek mutfağa ilerledi.

Bu hali bana o kadar İdil'in çocukluğunu hatırlatıyordu ki gülümsedim.

"Annen nerede tatlım?" dediğimde gülümsedi. "O çalışıyor. Bende bahçede oynarken kediyi gördüm. Babam görmeden getirmek istedim." dediğinde gülüşüm soldu.

...

"Cemil bey, Hale hanım geldi." dediğinde bir kadın. Yavaşça geriye çekildi. Gözlerini hala benden ayırmamıştı.

Cemil bir şey alacağını söyleyip odaya gittiğinde kadınla baş başa kalmıştık. Kıstığım gözlerimi üzerine dikmiştim. O da bana tip tip bakıyordu.

"Sen kimsin?" dedim. "Asıl sen kimsin?" dedi kaşlarını çatarak. Alayla bir kahkaha attım. "Sen kimsin de bana kim olduğumu sorabilecek kadar kendine güveniyorsun?"

Cemil aşağı indiğinde kadına öldürücü bakışlar attığımı görünce öksürdü. Bakışlarım ona kaydığında ona da tip tip baktım.

"Cemilcim bu kim?" dediğinde sinirle bir kahkaha atıp.

"Sevgilim bu kim?" dedim.

Cemil sırıtırak yanıma oturdu ve kolunu omzuma attı. "Hale asistanım." diye Haleyi tanıttıktan sonra bana dönüp "İdil sevgilim." dediğinde gülümseyerek kadına küçümseyen bakışlarımı yolladım.

Bize ne oluyor lan?

Aman iç ses kim olduğu önemli değil benim ait olduğum ortamda tanımadığım insanlar benden üstün olamaz!

Egonu yediğim ego bile yakışıyor bize!

Tabi kızım ne sandın?

Sıkıldığım için ayağa kalkıp odama doğru gittim. Odama gittiğimde Işıl'ı aradım. Kliniği bugün açacaktı. Nasıl gidiyordu acaba? Telefon hala açılmamışken içeri Cemil girdi.

"Neden odaya çıktın?" dedi kapıdan. "Çok sıkıldım ya." dediğimde gülümsedi. "Zorla tutmuyoruz istersen beraber gideriz istersen de tek git gez." dediğinde gülümsedim. "Işıl'ın kliniğine gidelim mi?"

"Gidelim." dediğinde sevinçle gidip sarıldım. "Ay hemen giyinelim. Hadi git giyin." diyerek odadan çıkardım.

Sevinçle Umut'u öpmüştün şimdide sevinçle Cemil'e sarıldın. Sen sevindiğinde aklını kaybediyorsun.

Saçmalama! Bilerek yapıyorum bir kere!

Güven ve Gurur Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin