Başladığınız tarihi buraya yazabilirsiniz❤
Keyifli okumalar bebişlerim, bol yorum yapmayı unutmayın 🌌
Mavişime ithafen...❤
❋
1872, İngiltere
❋
Eski İngiliz sokaklarında yine her zamanki gibi bir kalabalık hakimdi. Yeni bir haber gelmiş olmalıydı ki tüm sokak dedikodular ve teorilerle çalkalanıp duruyordu. Gazetelerde basılı olan gizemli kızın öyküsü tüm şehri sarıp sarmalamıştı. Bir 'kulaktan kulağa' öyküsüydü bu. Kimisi kızın bir fahişe olduğu için başına bunların geldiğini söylüyor, bazısı bu felaketin bir karma olduğunu düşünüyor, ve insanların çok küçük bir kısmı ise olayın vahşetini düşünüp iç çekiyor; genç kıza şifalar diliyordu.
Kalabalık böyle konuşadururken, bu kalabalığı bir makas gibi delip geçen genç delikanlı; konuşulanlara kulak tıkayarak adımlarını hızlandırdı. Ardında işittiği sese kulak verse de arkasını dönmedi. "James! Gazetede yazanları gördün mü!"
Genç adamın arkadaşı Nick, elinde gazete ile hızla giden çocukluk arkadaşını koşarak yakalamaya çalıştı. Fakat ne mümkün. Koşarak bile James'in normal yürümesine ulaşamayan genç adam yalvarır bir ses tonuyla ciyakladı; "James, Tanrı aşkına dur! Kalbim sıkışıyor!"
Arkadaşının kalp rahatsızlığının ne kadar ciddi bir boyuta geldiğini bilen James, Nick'in bu cümlesi ile adımlarını yavaşlattı ve en sonunda durdu. Kaşları çatık genç adam, aciliyetine gölge düşüren arkadaşına karşın büyük bir kızgınlık hissediyordu.
"Nihayet." diye iç çekti Nick ve hızlı nefes alıp verişleriyle arkadaşının yanına ulaştı.
James'in kaşları hala çatıktı, yüzündeki sinirli ifade Nick'in birazdan söyleyecekleri yüzünden daha da büyüyecekti.
Nick arkadaşının çatık kaşlarına aldırmadan lafa daldı. Elindeki gazetenenin üçüncü sayfasını açarak resimdeki kadını işaret etti. "Bu kadındı, işte bak! Threadneedle Caddesi'ndeki kadın, senin evine aldığın kadın! Adı neymiş?" Gazetenin en üstündeki yazıyı okuyarak kadının adını buldu. "Hah, buldum! Rose Roth."
James Nick'in kolunu olabildiğince sıkarak onu sürüklemeye başladı. Nick canı yandığı için bağırıyor, onu bırakmasını istiyordu fakat nafile. Arkadaşının damarına bastığını fark eden Nick, kolundaki acıya ve James'in güçlü parmaklarına teslim olup arkadaşının kendisini sürüklemesine izin verdi.
James'in ise aklında sadece Rose vardı. Sokaktaki insanların hikayelerine, onun hakkındaki söylemlerine kulak tıkamak onun için çok zordu. Bildiklerinin doğru olmadığını, Rose'un adeta bir melek olduğunu herkese anlatmak geliyordu içinden fakat bu oldukça imkansızdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rose'a Veda
Romance"Benim kanatlarımı korumanıza gerek yok bayım, zira onlar çoktandır kırıklar." ❋ "Daldın gittin." dedi Nick, James'e bakarak. Düşünceleri arasında yüzerken arkadaşının yanına oturduğunu bile fark etmemişti James. Kafasını sallamakla yetindi sadece...