BÖLÜM 2 |YARA|

296 37 491
                                    

❋

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Genç adam, hızlı adımlarıyla kaldırımları adeta dövüyordu. Acelesinin sebebiyeti arkadaşına verdiği buluşma saatinin hayli gecikmesiydi. Cebinden çıkardığı köstekli saatine baktı. Yalnızca on dakika geciktiğini gördü. Huzur ile nefesini vererek çevresine bakındı. Buralarda olmalıydı.

Sözleştikleri yer meşe ağacının altıydı. İlerideki parkta biraz oturup lakırdı etmekti planları. Genç adam etrafına tekrardan bakındı, fakat arkadaşını göremedi.

Bir üst sokağa gittiğini düşündü. Zira arkadaşının sevdalı olduğu kız günün bu saatlerinde sürekli cama çıkıp ona bakardı. Küçümseyici bir gülüş takındı yüzüne genç adam. Aşkın bir adamın üzerinde gösterdiği etkiyi gülünç buluyordu.

İçerisindeki garip hisse kulak asmadan sokağa giriş yaptı. Her zamanki gibi kargaşalı bir Londra günüydü. Esnaflar sesli şekilde hasbihal ediyor, sokak kadınları şen şakrak gülerek önünden geçiyordu. Sokağın üzerinde garip bir koku hakimdi. Geceleri burada sarhoşlar bulunduğundan olsa gerekti. Sokak adeta ayyaşlar yüzünden akşamdan kalma gibi kokuyordu. Genç adam daha fazla dayanamayarak burnunun direğini tuttu ve içerisinden Nick'e küfürler yağdırdı. Eğer o ve saçma aşkı olmasaydı yolu buraya kesişmeyecekti zira.

Kulağı hemen yanında bulunan eve kaydı. İçeride iki insanın tartıştığını ilk saniyede anladı. Genç adam ela gözlerini evin üst camına kaydırdı. Pencerede perde yoktu, büyük ihtimalle kenara çekilmişti. Kendisini ilgilendirmeyen bir kavgaydı fakat neden bir genç kızın, olgun bir adamla tartıştığını anlamak istiyordu.

Konuşmaları çok boğuktu. Arada biraz mesafe de olduğundan, konuşulanları anlamakta zorluk çekiyordu. Kadının adama oranla daha genç olduğu kadının duruşundan belliydi.

İkisi bir süre tartıştılar. Kadının yüzü arkasına dönük olduğu için onu göremiyordu. Merceğinde yalnızca adam vardı. Kilolu, bıyıklı ve biraz da çirkindi. Boyu kadına oranla daha kısaydı.

Kavga giderek daha şiddetli bir hâl alıyordu. Sesler o kadar çok dışarı gelmişti ki, esnaf bile bir an durup onları izlediler. Daha sonra bu olay çok normal ve alışagelmiş bir şeymiş gibi omuz silkip konuşmalarına devam ettiler.

Odağını tekrar evdeki insanlara çevirdi. Bıyıklı adam kısa koluyla kadının yüzüne erişti ve sert bir tokat attı. Bu tokatla beraber genç adam sinirlendi. Kadına yardım etmek, ona bu tokatı atan adamı da bir güzel pataklamak geldi içinden. Fakat hangi kimlikle ona yardım edecekti? Ya karşısındaki kişi kocasıysa? Bu sefer daha fazla zarar görebileceğinden korktu adam kadının. Fakat gözlerini bir an olsun ayırmadı pencereden. Gözleriyle koruduğunu düşündü kadını.

Kadın tokat yediği yanağına elini koyarak yüzünü sokağın ortasında kendisini izleyen genç adamdan tarafa döndü. Kadın ile genç delikanlının bakışları birkaç saniyeliğine birbirine değdi.

Rose'a VedaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin