QUERENCİA

8

29.08.21
02:34
Mila'nın elbisesine medyadan bakabilirsiniz.

Genç kız, dışarıdaki kasvetli sonbahar havasının aksine enerjik bir şekilde uyandı. Enerjik uyanmak pek ona göre değildi ama şu ana kadar değişmeyen ne vardı ki bu da aynı kalsın?

Yatağında doğruldu ve gerildi. Gözlerini saate çevirdiğinde 9:30 olduğunu görmesiyle yatağından kalktı ve banyosuna doğru ilerleyip duş aldı. Dalgalı saçlarını elleriyle açıp kendi hâline bıraktı. Yanlarında mor, kalın çizgiler olan tayt ve siyah bir sweat giydikten sonra dişlerini fırçalamak için tekrar banyoya yönelmişti. Tüm işlerini bitirdiğinde saat 10:05'ti. Bir telefona sahip olmamasının eksikliğini hissederek duraksadı, sonrasında bir şeyler yemek ve takımdakileri görmek için merdivenlere doğru yürüdü.

Etraftaki organizatörleri izleyerek basamakları inerken, arkasından gelen sesle kafasını çevirdi. "Günaydın, Mila." "Günaydın Leydi Mila, saçlarınız çok güzel kokuyor." Bir kaç basamak geride olan Steve ve Thor, Mila'ya yetişmişlerdi. Genç kız gülümsedi. Saçlarını seviyordu ve böyle minik iltifatlar onun modunu bir anda daha da yükseltebiliyordu. "Teşekkür ederim, layık ve cesur savaşçı. İkinize de günaydın."

Sohbet ederek her zaman toplandıkları, amerikan mutfaklı salona girdiklerinde, Tony de Bruce ile masada bir takım hologram inceliyordu. "İyi akşamlar, uyuyan güzeller. Biz de tam akşam yemeği yiyecektik, gelin." "Olur." Thor ve salona Natasha'yla birlikte yeni giren Clint aynı anda konuştuklarında, Tony ve Mila güldü. Hep beraber masaya oturup kahvaltılarını ettiler. "Bugün parti olmasaydı antrenmanlara başlardık. Sonraki bir iki gün içinde de muhtemelen Thor'la gideceksin. Sanırım, savunma ve dövüş teknikleri işi biraz ertelenecek gibi Mila."

Mila, kafasını kızıl saçlı kadına çevirdi. "Önemli değil benim için. Yani önemli ama öncelik vermem gereken başka bir şey var. Döndüğümde, ya da arada uğradığımda öğretirsiniz değil mi?" Genç kız Steve ve Natasha'ya bakarak sorduğu sorunun cevabını ikisinin de 'elbette'lemesiyle almıştı.

Yemek sonrası masa oturuşlarını yaptıkları esnada Tony, ilerideki mini masanın üzerinden aldığı kutuya uzandı ve konuştu. "Asgard'ta bir işine yaramaz ama buradayken kullanabilmen için." Kutuyu Mila'ya uzattıktan sonra genç kız, adamın akıl okuyabilen bir teknoloji geliştirdiğini kısa süre de olsa düşünüp kaşlarını kaldırmıştı. Kibar bir şekilde, adamın eline uzanıp teşekkür etti.

"Yeni hayatının ilk günlerini yaşıyorsun ama önce eski hayatını hâlletmen gerekmez mi?" Natasha'nın sesiyle, üyeler kafalarını kızıl kadına çevirmişti. Mila, içinde bolca gerginlik, yalan ve endişe bulunduran bu 'geçmiş'li soruyla afalladı. Kadın ne söylemeye çalışıyordu?

Bir kaç saniye duraklamanın ardından, Tony lafa girdi. "Bunu düşünmek için biraz geç olmadı mı kızıl? Kız, sadece bir haftaya yakın bir süredir burada. Bizle tanışmadan önce ne kadar süredir alıkonulduğunu bilmiyoruz bile. Buraya geldiğinde, hakkında bir kayıp haberi olup olmadığına baktım ama bir şey yoktu. Uyandıktan ve bize katılmayı kabul ettikten sonra okuluna ulaşıp gerekli bilgiyi verdim, bunu dert etmesi gerekmiyor." Bakışlarını Mila'ya doğrulttu ve devam etti. "Yaşadığın yeri de hâllettim, kafana takılan bir şey olmasın. İstediğin zaman evini ziyarete gidebilirsin. Anahtar, yatağının sol yanındaki komodinin içinde."

"Nasıl?" Genç kız adama yönelik sorduğu bu soruyla birlikte gerginliğini hâlâ üzerinde barındırıyordu. "Satın aldım."
"Buna gerek yoktu, Tony." Tony elini kaldırdı ve havada umursamazca salladı.

Mila, bu konuları hiç düşünmemişti. Nerede yaşadığı, okulu, hayatının gidişatı... İçindeki hevesi bastıramayıp biraz çuvallamıştı. Yaşadığı şeylerin büyüsü, onun bu küçük oyununun detaylarını eğretileştileştiriyordu ve sanıyordu ki, Natasha'nın dikkatini çekmişti. Diğerleri bunun farkında değildi ama kızıl kadına karşı, ki bu kadın düzenbazlık tanrısını bile kandırabilen bir kadınsa daha dikkatli olmalıydı. İnandırıcı oynamak isteyen birinin yapması gerek son hâmlelerden biriydi bu. Tony'ye, içinden minnet ediyordu bolca.