Çınardan:
Bana baktığında elimle dizimi gösterdim. Biraz tereddüt etsede dizime yattı. Dizime yattığında ellerim istemsizce saçlarına giderken kendimi durdurmaya çalıştım. O sırada bir ses geldi.
Asrın: Saçımı okşar mısın?
Bu söylediğine biraz şaşırdım ama daha sonra ellerimi saçlarına götürdüm ve saçlarını okşamaya başladım. Kısa saçları yumuşacıktı.
Asrın: Ne güzel bir duyguymuş.
Nasıl yani daha önce hiçkimse saçını okşamamış mı?
Çınar: Hadi anlat. Anlat ki bu yükü tek başına taşıma. Anlat ki rahatla. Ben seni dinlerim.
Asrın: Ben küçükken annem ve babam sürekli kavga ederdi. Gerçi hâlâ kavga ediyorlar ama neyse.
Yalandan gülümsemeye çalışıyor ama beceremiyorsun be gülüm.
Asrın: Annem babamla kavga ettikten sonra babam giderdi. Bazen eve sadece kavga etmek için geldiğini düşünüyorum.
Asrın: Babam gittikten sonra annem beni döverdi. Döverken herşey senin yüzünden derdi. Bende küçük olduğum için herşeyin benim yüzümden olduğunu düşünüp kendimi suçlardım.
Asrın: Annem benim en büyük ikinci korkumun karanlık olduğunu biliyordu ve...
Çınar: Bir dakika en büyük korkun ne peki?
Asrın: Aşık olup annem gibi olmak.
Dizimde ufak bir ıslaklık hissettiğimde ağladığını anladım. Gözümden bir damla yaş düştü ama göz yaşlarımı durdurmayı başarabildim.
Asrın: Annem karanlıktan korktuğumu bildiği için beni bodruma kapatırdı. Orada uyumuşluğum bile var.
Asrın artık göz yaşlarını tutamıyordu. Dizimdeki ıslaklık artmıştı.
Asrın: Meğerse b-babam annemi a-aldatıyormuş. Gunler b-böyle surekli k-kavgalarla geçti.
Asrın: Benim yaşımdaki çocuklar bugün h-hangi oyunu oynasam diye dü-düşünürken ben bu-bugün hangi kıyafeti giyip mo-morlukları kapatayım d-diye düşünüyordum.
Artık bende göz yaşlarıma hâkim olamıyordum. Böyle birşey olacağını hiç düşünmemiştim.
Çınar: Asrın yeter.
Asrın: Belki bu yüzden adım Asrındır.
Çınar: Asrın yeter.
Asrın: anlamı göz yaşı olduğu içindir.
Beni duymuyor mu. Ağlaması her konuştuğunda artıyor. Dayanamıyorum. Neden onun her göz yaşında benim içim parçalanıyor.
Asrın: Belki annemgil bu yüzden adımı Asrın koydu. Böyle olacağını bildikleri için veya böyle olmam için
Artık ağlamasına hıçkırıkları eşlik ediyordu ve benim canım acıyordu. Neden? Neden o ağladığında, onun canı yandığında, o mutsuz olduğunda benim kalbim acıyordu. Asrın konuşmaya devam edeceği sırada konuştum.
Çınar: Asrın yeter.
Dizimden kalktı. Gözleri kıpkırmızıydı. Yine içim parçalandı.
Asrın: Özür dilerim. Seni kendi dertlerimle üzdüm.
Yapma ya. Böyle yapma. İçim parçalanıyor.
Çınar: Sakın özür dileme. Hepsini bir anda anlatmak zorunda değilsin. Zamanı gelince anlatırsın.
Asrın gülümsedi. Çok güzel gülüyor.
Çınar: Sana tek birşey sorabilir miyim?
Asrın başını evet anlamında salladı.
Çınar: Okulda gerçekte canın acımadı mı?
Asrın: Hayır acımadı. Sebebini bilmiyorum ama canımın acımasını bırak hoşuma gitti.
Bunu duyduğumda çok şaşırdım ama aklıma Asrın'ın yaşadıklarından dolayı böyle olabileceği geldi. Sustum. Başka ne yapabilirdim ki.