- even Satan used to be an Angel.

864 134 383
                                    

Karakterlerin medyada bölümdeki görünümleri var. İki görünümü olanların birincisi hastane ve ev diğeri ise üniversite. Keyifli okumalar <3


------------------------------------------------------------------

Jisoo ve diğerleri Lisa'nın mekandan ayrılışının ardından kısa bir süre sonra ayrıldılar.

Lisa'yı aramamak için kendi içinde verdiği savaş bir yana merak etmeden duramıyordu. En sonunda uyumaya karar verip sabahı ettiğinde susmak bilmeyen aramalar ile uyanmak durumunda kaldı.

"Hm?" dedi uykulu sesiyle arayan kişinin kim olduğunu dahi bilmeden.

"Lisa'ya ulaşamıyoruz!" karşıdan gelen endişeli ses ve kurulan cümle ile yattığı yerden kalkıp oturur pozisyona geçti.

"Ne demek ulaşamıyoruz Jen?"

"Basbaya bakmıyor işte aramalarımıza. Hepimiz defalarca kez aradık. Endişelenmeden edemiyorum."

"Belki de sadece telefonu sessizde uyuyordur." dedi demesine lakin bir yandan çoktan kalkmış üstünü giyiniyordu.

"Ya öyle değilse Jisoo? Tanrı aşkına, dünden beri bizi uyarıyorsun gitmeyin üstüne diye ama ben böyle yapamıyorum, kafayı yemek üzereyim. Sen de onun evinin anahtarı vardı gidip baksana hemen."

"Tamam Jen, sakin olun hepiniz. Ben çıkıyorum şimdi." dedi ayakkabılarını giyerken.

"Vardığında ara mutlaka!"

Jisoo telefonu kapattığı gibi çantasına atıp aceleyle çıktı evden.

Aklına gelen bütün kötü senaryoları bir kenara atmaya çalışıyordu. Lisa öyle bir kız değildi, bunu biliyordu ama insanların bir limitinin olduğunu ve bunu aştıkları anlarında neler yapabileceklerini de oldukça iyi biliyordu.

Gece her şeye rağmen gidip yanında kalmadığı için suçladı kendini. İçini saran sıkıntıyı arabanın camlarını açarak yüzüne çarpan rüzgar ile hafifletmeye çalıştı.

Jisoo arabayı deli kullanırdı biraz, hep böyle olmuştu. Gazı kökledi sonuna kadar.

On dakika gibi bir sürenin ardından nihayet evine varmıştı.

Kapı çalmakla uğraşamazdı. Neyle karşılaşacağını dahi bilmeden çantasından çıkardığı anahtarları deliğe soktu.

Kapıyı açtığında karşılaştığı görüntü iyi şeyler görmeyeceğinin habercisiydi adeta.

Salonun bir köşesine fırlatılmış anahtarlar, gelişigüzel çıkarılmış ayakkabılar, merdiven basamaklarındaki çanta...

O an gözünün önüne gelir gibi oldu dün gece. Eve girişini ve üstündeki her şeyi teker teker kurtulmak istercesine atışını gördü. Titredi bu görüntüyle adeta.

Daha fazla vakit kaybetmeden birer ikişer çıktı merdivenleri. Bir yandan seslenmeyi de unutmuyordu.

"Lisa! Lisa, neredesin güzelim?"

Lisa'nın odasına kadar olan koridor boyunca yanlardaki odaların açık kapılarından içeriye göz atmayı da unutmuyordu.

Nihayet odasına vurduğunda yatağın bir köşesine fırlatılmış telefondan başka bir şey yoktu. Telefonu kontrol ettiğinde tahmin ettiği gibi sessizde olduğunu gördü, oldukça fazla arama ve mesaj gelmişti.

Odadaki banyodan kulağına ilişen hafif su damlama sesi ile adımlarını oraya yöneltti.

Banyonun kapısını açar açmaz gördüğü görüntüye gözleri şokla açılmış olsa da kalbi ezilmiş, o acıyı hissetmişti.

falling into you | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin