8. BÖLÜM : Sakın!

103 10 37
                                    

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin, hayalet okuyular yaptığınız hiç hoş değil ha!

•••

~Başak~

Eve vardığımda nefes nefeseydim. Az önce hayatında ilk defa canlı canlı kurt gören bir insana göre gerektiğinden az korkmuştum, gerçi ben canlı canlı vampir görmüştüm hatta bir vampir tarafından ısırılmıştım. Fazla korkmamam normal olabilirdi belki?

"Baba! Baba!" diye telaşla seslenirken kapıyı kapatmış mutfağa koşuyordum.

Babam merakla ayağa kalktı.

"Kızım sakinleş, ne oldu?"

"İnsanlara saldırıp, öldüren hayvanlar kurtlarmış!"

"Ne?"

Telaşla ellerini iki omzuma koydu.

"Sen nereden öğrendin bunu?"

"Gördüm! Onları gördüm baba! Kurtlar vardı, bir sürü!"

"Aman Allah'ım!" diyerek sıkıca sarıldı bana.

"Nasıl gördün onları? Neredelerdi? Sana bir şey oldu mu? İyi misin?"

Sırtını patpatlayıp konuşmama devam ederken geri çekildi.

"İyiyim baba, hiçbir şeyim yok ama eğer onlarla ilgilenmezseniz insanlara saldırmaya devam ederler!"

"Haklısın... Haklısın..."

Karakola gitmek için hızlıca hazırlandıktan sonra kapıyı çekip çıkmadan önce "Çok dikkatli ol, sakın evden çıkma kızım!" demişti.

***
Ertesi gün Mesut'un beni araması ile uyandım. Ona hâlâ biraz kırgındım çünkü benden bir şeyi sakladığını hissediyordum. Onlar gittikleri zaman Mesut'un da vampir olmasına rağmen onu yanlarına almamışlardı. Ali onlarla beraber gitmişti, Mesut'suz. Gerçekten aklım almıyordu, neden yanlarına almamışlardı? Mesut'u sorguya çektiğimde gerçekten bilmediğini, giderken kendisine bile haber vermediklerini söylemişti. İnanmalı mıydım? Emin değildim.

"Efendim?"

"Ay özür dilerim, uyuduğunu bilmiyordum!"

"Sesim fazla mı uykulu?"

"Evet, her neyse. Günaydın ayol!"

"Günaydın Mesut."

"Bak ne diyeceğim! Beraber biraz vakit geçirmeliyiz, seni iyice kendine getirmek istiyorum! Vizyona harika bir zombi filmi girdi, neden gitmeyelim ki?"

"Tamam."

"Woah, bu çok... Kolay oldu, o zaman öğlen seansı için iki bilet alıyorum Sevgi Parem! Haberleşiriss!"

"Görüşürüz."

***
"Hayır! Hayır ve hayır! O trafik canavarı ile beraber baş başa bir yere gidemezsin!"

"Ama baba!" diye söylenmeye devam etmiştim.

"Az kalsın sana çarpıyordu! Ölebilirdin!" diyerek sarılmıştı bana.

"Yerler ıslaktı ve direksiyonun hakimiyetini istemeden kaybettiğini söyledi, üstüne bir de özür diledi!"

"Yine de sorumsuz bir çocukmuş gibi geliyor bana! Sadece ikiniz gitmeyin, bir kişi daha olsun yanınızda. Siz göz kulak olsun!"

𝐃𝐨𝐥𝐮𝐧𝐚𝐲 𝟐: 𝐘𝐄𝐍İ 𝐀𝐘 | 𝐄𝐧𝐁𝐚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin