𝐃𝐨𝐥𝐮𝐧𝐚𝐲 𝟐: 𝐘𝐄𝐍İ 𝐀𝐘 | 𝐄𝐧𝐁𝐚

1. BÖLÜM: Sadece Bir Damla

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin, hayalet okuyular yaptığınız hiç hoş değil ha!

•••

~Başak~

Ömer uzun süredir üzerinde çalıştığı YouTube dizisini anlatıyordu, oyunculuk kariyerim için harika olacaktı. Heyecanla projeksiyondan, dizinin karakter şemasını göstermeye ve anlatmaya devam etti.

Tekrar Enes'e baktığımda beni izliyordu, onunla göz göze gelmek bile kalbimin teklemesine yetiyordu.

"Ne oldu?" dedim tuttuğum nefesimi vererek.

"Kalbinin teklemesi hoşuma gitti..." dedi sırıtarak, utandım ve kalp atışlarım hızlandığında nefesini vererek güldü.

"Seni heyecanlandırdığım için üzgünüm bebeğim ama isteyerek yapmıyorum."

"Nasıl?" diye sordum, toplantıdaydık bu yüzden fısıldayarak konuşuyorduk.

"Vampirlerin kendilerine özel bir çekim güçleri vardır, bu içgüdüsel bir şey. Vampirlerdeki vücut, ses ve koku insanları çeker. İsteyerek yapmayız, vampirlerin genetik bir özelliği bu. Biz buna Soğuk İstek diyoruz, insanlar sebebini anlamadıkları bir şekilde bize azıyorlar."

"Ama ben sana aşığım."

"Doğru, sen sadece Soğuk İstek yüzünden değil bana aşık olduğun için de azıyorsun." dedi zevkle gülerek.

"Çok komik!" diyerek omzuna vurdum. Elim çıplak koluna deydiğinde tırnak uçlarımdan ayaklarıma kadar üşüdüm, her zamanki gibi çok soğuktu. Her ne kadar ürpersemde, dokundukça dokunasım geliyordu. O haklıydı, cidden beni kendine çekiyordu ve bunu bilerek yapmıyordu. O anda aklıma başkalarınında kendisine çekildiği geldi ve kıskandım ama pek umrumda değildi.

Sağ elimi koluna doğru uzattım ve okşamaya başladım. Enes sırıtarak bana bakıyordu, hoşuna gitmişti. Birkaç saniye daha okşadıktan sonra sol elimi de kaldırıp, iki elimle birden okşamaya başladım. Kardan bile daha soğuktu, çok güzeldi. Bir süre daha okşadıktan sonra ellerim acımaya başlamıştı, tıpkı ellerini uzun süre buz gibi suda bekletmek gibi.

Ellerimi yavaşça çektikten sonra yanaklarıma koyarak ferahladım ve güldü. Tekrar Ömer'e döndüğünde bende döndüm ve toplantıya odaklandık.

***
"İyi ki doğdun!"

Damla heyecanla bağırarak bana sarıldı ve kollarını boynuma doladı.

"Şşşt!" diye gerginlikle onu susturduğumda kıkırdadı. İlginin üstümde olmasından nefret ettiğimi bilmesine rağmen inatla parti düzenliyordu.

"Bak tatlım bu gün senin doğum günün ve benim için çok önemli!"

"Lütfen biraz daha sessiz önemse..." diye söylendiğimde "Ah, yapma! 23. yaşına gireceksin, bu harika!"

"Aynen! Yaşlanarak ölüme biraz daha yaklaşacağım, harika..." diye mırıldandığımda gözlerini devirdi.

"Moralini bozmayı bırak, partiye odaklan. Harika olacak, değil mi Vals-Vals?" diye sorduğunda Vales başını onaylarcasına salladı.

Buz gibi ellerini kaldırıp, "Sadece kendini bizim moral yükseltici ellerimize bırak." dedi ve ardından göz kırptı.

"Peki..." diye mırıldandım.

Gerçekten de çok önemsiyorlardı, bu nedense beni istemsizce korkutuyordu.

"Bari hediye falan vermeyin..."