Bölüm Dört

10 5 17
                                    

Yuchan bir köşede Pan ile oynayıp gülüşürken Joy çantasını da alıp mutfağa doğru geçti. Yuchan'ın kendisi yokmuş gibi davranması en iyisiydi, böylelikle daha rahat değerlendirebilirdi onu. Aslında patronunun onu kabul edeceğinden emin sayılırdı, buraya onunla gelirken yeni birini de ayarlama düşüncesi hiç aklını kurcalamamıştı. Kendi kafasında yaptığı bir ön değerlendirmede Yuchan tam olarak bu iş için yaratılmış gibiydi. Pan'ın ilk anki gülüşleri bunun bir kanıtıydı, bakıcısını sevmişti.

Yuchan komik suratlar yapıyor, ara sıra küçük öpücükler konduruyor ve Pan'ın kendisine daha çok alışmasını sağlıyordu. İşe de yarıyordu, küçük her seferinde sanki mümkünmüş gibi daha çok gülüyordu. Yuchan için ise bebekler hep mucize gibi gelmişti, çocuk gelişimi okumasının sebeplerinden birisi de buydu. Bebeklerin gülüşleri birer mucizeydi. Joy'un anlattıklarına göre başına gelen her şeye rağmen hayatta kalmaya çalışmış Pan, en büyük mucizeydi. Böyle bir dayıyı etki altına almakta büyük bir yetenekti ve Pan tüm güzelliğiyle bunu başarmıştı. Küçüğün gözleri yavaş yavaş kapanmaya başladığında Yuchan gülümsedi, öğle uykusu saati çoktan gelmişti.

"Joy! Pan'ın bir odası var mı? Saat çoktan öğlen oldu, bir uykuya ihtiyacı var gibi görünüyor." Küçücüğü kucağına dikkatle yerleştirip mutfağa doğru ilerledi. "Benim bildiğim Bay Lee onun için daha bir oda hazırlamadı. Birlikte uyuyorlar akşamları, bir de yatağının kenarına kurması için geçici bir beşik getirdi Dean diye hatırlıyorum." Dedi Joy yumuşak bir sesle. Yuchan karşısında durup sarı saçlarını karıştırdı ve alt dudağını ısırdı düşünürcesine. Daha ilk günden patronunun odasına giremezdi ya, hoş daha sonrada giremezdi.

"Peki Pan'ı nasıl uyutacağım?" Bir yandanda çare düşünüyordu. Küçüğe bir an önce bir oda hazırlanmalıydı.

"Şu anda Bay Lee toplantıda olabilir onu arayamam, odasına da giremem. Şey yapsak, yukarda merdivenlerin sağında kalan ikinci kapı misafir odası, eğer işe kabul edilirsen de sana ait olacak. Şimdilik orayı kullansan, iş görür." Joy başka bir çare düşünemiyordu. Aslında arayabilirdi ama toplantı ihtimalı tedirgin ediyordu.

"Tabii, iş görür. Bende Pan'ın yanından ayrılmam. Sana kolay gelsin." Sıcacık bir gülümseme sunup küçük ile beraber  Joy'un bahsettiği odaya çıktı. Gayet şık dizayn edilmiş bir odaydı, evin genel havasından bir farkı yoktu ve oldukça uyumluydu. Evin dekoru kahve ve gri tonlardaydı, belki ara ara mavi tonlar renk katıyordu. Odanında bunlardan bir farkı yoktu, gri duvarlara kahve tonlar eşlik ederken beyaz yatak örtülerini mavi yastıklar süslüyordu. Minseok'a göre Bay Lee oldukça zevkliydi ve tarzı kendisine benziyordu.

Yuchan dikkatle odayı incelerken Pan da kendisini izliyordu hayran hayran. Bunu birkaç dakika sonra fark edip gülümsedi. Kendisininde ondan aşağı kalır bir yanı yoktu aslında. Pan öyle güzeldi ki, yeni doğmuş bir bebeğe göre fazla saçlıydı ve simsiyahlardı. Kapkara gözleri içinde kaybolmaya meyil ettirecek kara deliklere benziyordu. Normal zamanda bile büzüşük dudakları vardı ve bu yanakları kadar şirindi. Pan muazzam bir bebekti, ona hayran olmamak imkansızdı. Minseok kendisini tutamayıp küçücük eli avuçlarının içine alarak öptü, mis gibi kokuyordu küçüğün avuçları. Pan ise bu hareketiyle kocam gülümseyerek karşılık verdi, Yuchan o an içine huzur dolduğunu hissetti.

Çocuklar kalbe en iyi gelen ilaçtı, insan bir bebeği kollarına aldığı an unutuyordu derdini tasasını. Şimdi Pan'ın yüzüne yerleşen gülümseme ise Yuchan'ın içinde havai fişeklere sebep oluyordu. Ona kısacık birkaç saatlik sürede bile alışmıştı ve ayrılmak istemiyordu. Küçüğü yavaşça yatağın ortasına bıraktı ve sol tarafını yastıklarla destekleyip, sağ tarafınada kendisi yerleşti. Pan gözlerini belli belirsiz açık tutabiliyordu, uykusu geldiği her halinden belli oluyordu ama Yuchan'ı izlemek için direnmeye çalışıyordu.

Strange LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin