Bölüm Beş

11 5 2
                                    

Yuchan sabahın vuran ışıklarıyla gözlerini araladığında yanında göremediği küçükle telaşlandı. Dün gece onu uyuttuğunda bitmeyen yorgunluğu yüzünden o da hemencecik uyuyakalmıştı. Şimdiyse Pan yanında yoktu ve bunu fark etmemişti bile. Sertçe kafasına vurup yataktan kalktı. Mahvolmuştu, bitmişti, her şeyi eline yüzüne bulaştırmıştı. Küçücük bir bedene bile bakmayı başaramıyordu. Wheein bu defa yanılmıştı. Saçlarını çekiştirdi. Eğer bir bebeğe bakamıyorsa neden çocuk gelişimi okuyordu ki?

Bu aptallıktı. Peki Bay Lee'ye ne hesap verecekti. 'Özür dilerim Bay Lee yeğeninizi yanımdan almışlar fark etmemişim.' mi? Korkuyla odadan çıkıp merdivenleri inerken içinden son dualarını ediyordu. O an kendinden nefret etti, şu an Bay Lee onu öldürse yeriydi. Kendisine güvenen herkesin yüzünü kara çıkartmıştı. Eğer Pan'a bir şey olmuşsa yaşayamazdı. Aşağı kata neredeyse ağlarcasına indiğinde karşılaştığı manzarayla dona kaldı. Bay Lee mutfakta sandalyelerden birine oturmuş kucağındaki küçüğe bir şeyler mırıldanarak süt içiriyordu. Köpeği Dali ise köşeye sinmiş önüne konulmuş mamayı didikliyordu.

Bay Lee'nin üzerinde dün gördüğü şık takımları yoktu bu defa. Salaş lacivet bir gömlek vardı üzerinde, altınaysa açık kahve tonlarında dar bir pantolon giymişti. Bileğindeki heybetli saat ise çok ışıltılıydı. Hafif uzunluktaki kahve saçları ise bu defa dalgalıydı. Sade ama fazla yakışıklı görünüyordu, akıl kaybettirecek kadar. Joy, onun hep erkenden şirkete gittiğini söylemişti ama pek öyle bir hali de yoktu. Kesin daha işe alınmadan kovulmuştu ve Bay Lee yeni bakıcı gelene kadar evdeydi.

"Bakıyorum dayın gibi erken uyanmalara sende alıştın güzellik. Nasıl da acıkılmış, iyi ki bugün Dean amcadan erkenden süt istemişiz." Dedi Donghun gülümseyerek. Bu daha fark etmediği kendisini köşeden izleyen Yuchan'ı gülümsetmişti. Kısılan gözlerindense biriktirdiği yaşlar süzülmeye başlamıştı. Pan'a bir şey oldu diye çok korkmuştu. Küçüğün sütü bitmek üzereyken Donghun başını kaldırıp onları izleyen çocuğu fark etti.

"Yuchan, gel böyle." Dedi normal bir tonda. Niye ağladığını kestiremiyordu, ona uykuya kendisini kaptırdığı için biraz kızgın olsada bunu daha sonraya bırakacaktı. Yuchan duyduğuyla yavaş yavaş masaya yaklaştı, oturmamıştı. "Otur, ayakta durma." Sert bir mizacı vardı Donghun'un ama bu Yuchan'a özel bir şey sayılmazdı. Yumuşadığı tek anlar Pan'a aitti.

"Bay Lee b-ben çok ö-özür dilerim. Ne söyleseniz haklısınız." Oturmadan başladı sözlerine ve nefessiz kaldığında duraksadı. Donghun onu bölmeden dikkatle dinlemeye devam ediyordu Pan kucağında sütünü içmeye devam ederken. "Gerçekten nasıl oldu anlamadım, çok yorgundum ve.. ımmm şey siz Pan'ı yanımdan almışsınız fakat.." Ağlamaya devam ederken doğru cümleleri seçemiyordu. Donghun'un ifadesiz bakışları ise onu daha fazla korkutuyordu. O ne yapacağı kolayca kestirilemeyen bir adamdı. Yuchan ise fazla saftı.

"Ben gerçekten çok üzgüm, biliyorum bu bir deneme günüydü ve ben batırdım. Siz kovmadan bir an önce gideceğim." Yuchan mahçupça başını eğdi. Donghun'un yüzüne bakamıyordu, emindi kovulmuştu. Sadece azar işitmemek için kendiliğinden gidecekti ve sokakta kalmamak için başka bir çare bulacaktı. "Söyleyeceklerin bitti mi?" Donghun sakince söylediğinde Yuchan başını kaldırıp gözlerine baktı. Yeğeninin yanından alındığını fark etmediği için kızması gerekmiyor muydu?

"Öyleyse otur." Sütü biten Pan'ı yanındaki sandalyeye yerleştirilmiş küçük pusete yatırıp, kendi karşısındaki sandalyeyi işaret etti. Yuchan yaşadığı suçlu psikolojisiyle şaşkınlıkla oturdu. "Bugün şirkete gitmeyeceğim. Byeongkwan gelecek, seni görmek istiyormuş. Pan ile oldukça ilgilidir, bu yüzden üzerine çok gelebilir. Sen ona aldırış etme, genelde çok fazla konuşur. Zamanla alışırsın." Hiçbir şey olmamış gibi sakin bir tonda söylemeye devam ediyordu. Zamanla alışacağı bir zamanı var mıydı bu evde? Joy onun sert ve kuralcı bir patron olduğunu söylemişti. Şimdi Yuchan'ı kovması gerekmez miydi? Bir hata yapmıştı.

Strange LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin