12. Sana aşık olarak hayatımdaki en büyük hatayı yapmıştım zaten.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
J I M I N
Minho, Jimin'den daha hızlı, daha cesur ve çok daha iyi bir denizciydi. O gün de önce Jimin'in bağlayamadığı iple kafasına vurmuş ve sonra kendini beğenmiş bir şekilde gülümseyerek ona dilini çıkarmıştı.
"Nasıl bir prenssin," demişti dalga geçercesine. "Prensler hızlı öğrenmelidir, Majesteleri."
Jimin ondan nefret ediyordu.
Jimin onu seviyordu.
Jimin ve Taehyung, Şar Adaları'nın en küçüğü, büyük deniz fırtınalarından aşınarak geriye kalan tek kara parçası Sparrow Lordunun oğluyla sadece birkaç hafta önce tanışmışlardı. Sparrow, Adaların en büyük ticaret ortağı Yanmış Belle Adasına giden yolda bir köprü vazifesi görüyor, yola çıkan her gemi mutlaka Sparrow'a uğruyordu.
Yanmış Belle Adası, uğursuz ismine rağmen hiç yanmamış, yemyeşil çimenleriyle güneşin altında ışıl ışıl parlıyor, demişti Minho bir keresinde, Chaerin ve Eunbin'in deniz kestanesi toplamasına yardım etmek için Saray'daki gizli geçitte yürürlerken.
Jimin, Belle Adası'na hiç gitmemişti, ama Minho gitmişti, Taehyung da gitmişti ama orayı hatırlamayacak kadar küçükken gittiğini söylüyordu. Bu yüzden Jimin onları biraz kıskanıyordu.
Minho onun surat astığını fark etmiş olmalıydı ki, "Pek özel bir şeyi yok," dedi. "Sadece bilirsin, Şar'dan daha havalı. Keşke sen de görebilseydin, ama sanırım küçük prensler için en iyi yer saraylarıdır."
Jimin sinirlenerek sertçe solumaya başladığında Taehyung'un yumuşak sesi onu kendine geri getirmeyi başardı.
"Oyunu iyi oyna Jiminnie."
"Evet, iyi oyna Jiminnie. Ve belki bu sayede sandalıma binmene izin veririm!"
"Senin sandalın değil o."
"Hey, onu kendi ellerimle yaptım."
Bu bir yalandı ve hepsi bunu biliyordu. Minho, o sandalı Adaların en iyi denizcilerinden biri olan ve küçük kuzenine asla hayır diyemeyen Seungwan'dan ödünç almıştı.
Ama Jimin bir prensti değil mi ve Seungwan ona da hayır diyemezdi. Aslında ona kesinlikle hayır derdi ama Jimin Minho'yu yenerse evet demekten başka şansı kalmazdı. Sonuçta bu bir korsan yasasıydı; kazanan her şeyi alırdı.
