Prince | Taekook

26

Selamlar güzelliklerr

Geç olsun güç olmasın diyelim jdjdjdjdj

Bölümü farklı günlerde zar zor ve ilhamsızlıkla yazmış bulunmaktayım. Bu kitap yüzünden yeni bir şeyler de yayımlayamıyorum çünkü vicdan azabı çektiriyor bana şerro. Bu yüzden bit artıkkkkkk!

Öhöm neyseee isyanımı da ettiğime göre sizi pek de güzel olmayan bölüme alayım. Kitaba yazma şevkim kalmadığı için artık güzel yazamıyorum bu arada, o yüzden çok da beklenti içine girmeyin ben uyarımı yapayım daa :(

İyi okumalar...

_____

Aralanan kirpikleri arasından kısık gözleriyle tavanı izleyip kendine gelmeye çalışan beden, hafif kıpırdanarak acısının merkezi olan karın kısmına elini yaslarken titrek bir nefes verdi. Canı dünün aksine daha hafif yanarken yavaş yavaş yerine gelen bilinciyle kıpırdanıp etrafına bakındı. Yanında uyuyan bedeni görmesiyle bir elinin onun elleri arasında olduğunu fark etti.

Uykusunda çatılı olan kaşlarından ötürü huzursuz bir uykuda olduğunu hissederken boştaki elini yanağına yaslayıp okşadı ve "Taehyung." Diye fısıldadı. Lakin beklediğinin aksine sıçrayarak uyanan ve "Jungkook!" Diye bağıran bedenle irkildi. İlk birkaç saniye soluklanan ardından alnına dudaklarını yaslayan beden "Sana bir şey oldu sandım." Diye fısıldadı.

Jeongguk hafifçe gülümsedi ve merak ettiği soruyu sordu "Bebeklerimiz... Onlar nasıl?" Sorusunu sorar sormaz gelen ağlama sesleri sorusunun yanıtı gibiydi. Hafifçe doğrulup eşinin yardımıyla sırtını yatak başlığına yasladığında Taehyung'un yataktan çıkıp geniş beşikte yatan iki bedeni de kucağına almasını izliyordu. Biri pembe bir battaniyeye sarılıyken bir diğeri mavi bir battaniyeye sarılıydı. Buradan cinsiyetlerini anlayınca içi heyecanla doldu. Hem oğlu hem de kızı olmuştu ve bu bir lütuf gibiydi.

Dolu gözlerle kollarını uzattı. Onların kokusunu içine çekmek ve saatlerce yüzlerini izlemek gibi bir istek vardı içinde. Taehyung yavaşça kollarına bıraktı iki bedeni de. Önce kızının yüzüne baktı. göz kenarları az önce ağlaması yüzünden ıslaktı ve şimdi sakince kapalı gözleriyle huzurlu uykusuna geri dönmüştü. Teni bembeyaz bebeğin alnına alnını yaslayıp kokusunu içine çekti ve gülümseyip dudaklarını şakağına bastırdı. 

Bu sefer bakışları oğluna döndü. Kızının aksine kısık gözleriyle ona bakıyor minik dudaklarını kıpırdatıyordu. Teni Taehyung babası gibi esmer olan bebeğin alnına bir öpücük kondurdu ve kokusunu içine çekip onları dünyanın en güzel manzarasına bakar gibi izleyen Taehyung'a çevirdi bakışlarını. 

"Çok güzelsiniz." diye fısıldadı Taehyung. Jeongguk gülümsedi ve "Sen de gel." diyerek boş yanını gösterdi. Yanına kurulan ve onu kolları arasına çeken bedenin göğsüne sırtını yaslarken uyuklayan iki bebeklerine baktı ikisi de. "Artık isimlerini koyabiliriz değil mi?" dedi Taehyung göğsüne yaslı eşinin saçlarına burnunu sürtüp kokusunu içine çekerken. Jeongguk kafasını salladı. "Bir oğlumuz olursa babanın ismini koymak istediğini söylemiştin." 

"Evet, Taehyun ona yakıştı öyle değil mi?" diye sordu Taehyung.

"Görünüşü bir kopyan gibiyken ismi de öyle olacak." diyerek bir kıkırtı kopardı dudakları arasından Jeongguk. Kendisi gibi gülen eşine omzu üzerinden kısa bir bakış atıp "Kızımızın ismi için hazır mısın?" diye sordu.

"Evet, seni büyüten teyzenin ismini koyacağını söylemiştin." Taehyung eşinin omzuna dudaklarını bastırıp çenesini Jeongguk'un omzuna yasladı. "Evet, ismi Talya olacak."