7

23.7K 2K 889
                                    

öhm 10k şerefine gelsin bu bölüm de :D

sizi seviyorummmm

Oy ve yorumlarınızı da öyle ;)

iyi okumalar... <3

________

|Yerini bulan adalet

Göz kapaklarım perde misali görüşümü kapamış, kulaklarım etrafta oluşan gürültünün nedenini anlamaya çalışıyordu. Yumuşakça bir yerin üzerinde yatıyordum. Üzerime serilen örtünün hissi, açık olan camdan gelen rüzgarın ürpertisini bastırıyor ve beni sıcak tutuyordu. Saçlarımda hissettiğim bir el, yavaşça siyah tutamlarımı okşuyor yine aynı bedenden çıktığına emin olduğum sinirli ses tonu karşısında ki kişiye emir yağdırıyordu. 

Göz kapaklarım titreşerek aralanmış, görüş açımı incelikle işlenmiş kenarlara sahip tavan karşılamıştı. Ayaklarım da hafif hissettiğim sızı, bayılmadan önce hissettiğim acıya oranla daha düşüktü. Bu yüzden çekilebilir bu acı karşısında rahat bir nefes vermiş, başımı sağa çevirip elin sahibine bakmıştım. Taehyung çatık kaşları ile üzerinde ki kıyafetlerden hekim olduğunu anladığım kadına bağırıyor, eli ise sert ses tonuna zıt olarak yumuşakça saçlarımda geziniyordu. Uyandığımı hala fark edememişti bu yüzden kuruyan boğazımın kuruluğunu gidermek için yutkunmuş, dudaklarımı aralayarak sesimi bulmaya çalışmıştım. 

"P-prensim." fısıltı gibi çıkan sesim, kısık olmasına rağmen duymuş ve hışımla bana dönerek gözlerini büyütmüştü. Yerinden hızlıca doğrulmuş, alnıma eğilerek kondurduğu öpücükle gözlerim kapanmış ve fısıltısıyla kalbim hızlanmıştı. "Güzelim." demişti içini çekerek. "Sonunda uyandın." Dudakları tenimden ayrılarak uzaklaşmış, bedeni oturduğu yere geri yerleşmişti. Odada bulunan hekimi göndermesinin ardından bana bakmış ve "Kim yaptı bunu?" demişti. "Kimin yüzünden oradaydın? Hadi neler olduğunu anlat bana."

Doğrulmaya çalışmamla yardım ederek sırtımı başlığa yaslamamı sağlamış ve merakla harmanladığı gözlerini yüzümde gezdirmişti. "Sizin yanınızdan bahçeden ayrıldığım vakit, saraya dönmüş ve odama gitmek istemiştim. Lakin önümü kesen kız ve yandaşları yüzüme karşı ağır ithamlarda bulundular prensim. Yüzüme karşı size karşı büyü yaptığımı söyleyerek, ağır laflar ettiler. Sakin kaldım çünkü biliyordum ki bir şey yapsam ceza alma ihtimalimiz vardı. Lakin o susmayınca susması için tokat attım." bakışlarımı kaçırarak, derin bir nefes almış, çenemi okşayan parmaklar ile Taehyung'a bakmıştım. Anlatmamı beklediği için bakışlarıyla devam et dermişcesine kafasını sallamış, dudaklarımı nemlendirerek devam etmiştim. "Bana karşılık verecek, kavga çıkaracak sanarken bir anda kendi kıyafetlerini yırtmaya, saçını çekiştirip kendine vurmaya başladı. Şaşkınca onu izlerken kendini yere atarak bağırmasının ardından, saray görevlisi geldi. Ne olduğunu sorunca da o kız, ona vurduğumu ve çok korktuğunu söyleyerek yapmadığım bir şeyin suçunu üzerime attı. İnkar etmeme karşın görevli, kimin doğru söylediğini kızın arkadaşlarından birine sorunca ise, benim yalan söylediğimi söyleyerek ceza almama neden oldular."

Taehyung sinirli bir nefes vermişti. Yüzüne baktığımda gerilen çenesi ve çatık kaşlarıyla oldukça sert görünüyordu. Yeşil zümrütlerinin etrafını kaplayan kırmızı damarlar belirginleşmiş, ona ek olarak boynunda yer edinen damarda belirginleşerek ondan ürkmeme neden olmuştu. Oldukça öfkeli görünüyordu ki bunu belli ederek "Kimin yaptığını göstereceksin." demişti. Öfkesi sesine de yansımış, benimle ilk kez böyle konuşmuştu. Taehyung öfkelenince önündekini görmeyen biriydi. 

***

Aynı yatakta, aynı pozisyonda otururken, önümde bulunan bedenlere bakıyordum. Gözle görülür şekilde titreyen bedenler, ellerini önlerinde kavuşturmuş bir şekilde duruyor, kafalarını aşağıda tutuyorlardı. "Kimin yaptığını göster hadi." Taehyung yanımda, yatağın yanında bulunan koltukta, oturuyor ve bana bakıyordu. Bakışlarım dizilen bedenleri taramış, sarışın kızı görmemle onu göstermiştim. Gözle görülür biçimde titreyen bedeni ile olduğu yerde duruyordu. Lakin bunun olacağını bilmesi gerekiyordu. O lafları söylerken bunların olacağını bilmesi gerekiyordu ama onun yerine bu yolu, o seçmişti. "O yaptı." demiştim. 

Taehyung dediğim kıza bakmış ardından yardımcısına gözleriyle kızı işaret ederek, kızın öne çıkarılmasını sağlamıştı. "Sadece o muydu?" bakışlarım bu sefer kızın arkadaşlarını bulmuş, titreyen bedenlerine bakmıştım. Onların suçu, o kızı savunmalarıydı, lakin bunu korkularından yaptıkları açıktı. Kız, üstlerinde belli bir otorite kurmuş, onları korkutmuştu. "Evet." dememin sonucu öne çıkarılan sarışın kız, diz çöktürülmüş bir şekilde yere oturtulmuştu. Taehyung ayağa kalkarak kızın önünde durmuş ve yanında ki askere "Öldürün şunu." demişti. Kalbim korkuyla kasılmış ve gözlerim büyümüştü. Cezasının bu olacağını beklemiyordum. Ölüm ağırdı bir ceza için. Bu yüzden "Prensim." demiştim kısık sesimle, bakışları beni bulmuş ve bana bakarken "Öldürmeyin lütfen." demiştim. 

Kaşlarını kaldırarak bana bakmasının ardından, yanıma oturarak çenemden tutup yüzünü yüzüme yaklaştırmış, gözlerimin titremesini sağlamıştı. "Neden? Değerlimin zarar görmesine neden olmuşken, nasıl öldürmem onu?" sözleri kalbimi çarptırmış ve yutkunmuştum. Herkesin önünde umursamazca böyle olması, utanmama neden olmuştu. "Ölüm çok ağır prensim. Onun yerine başka bir ceza verseniz?"

"Tamam." demişti. Bakışlarım başka bir yönü bulunca dudaklarıma kondurulan buse ile yerimde sıçramış ve ellerim ile dudaklarımı kapayarak, başımı eğmiştim. Taehyung'un kısık gülüşü sessiz ortama yayılmış, ardından sinirli sesi odada duyulmuştu. Az önce gülen kişi şimdi sinirli bir şekilde emir veriyordu. "Jeongguk'a ne ceza verildiyse on katı uygulansın." bana verilen ceza on kez falakaya yatmaktı, o halde kızın cezası yüz kez falakaya yatmak olacaktı. Bu yüzden olacak ki ilk kez sesini duyurarak bağırmıştı sarışın kız." Hayır! Lütfen prensim, benim bir suçum yok! Hepsi iftira bunların! Ben bir şey yapmadım." Taehyung sakince ellerini arkasında birleştirmiş ve birini göstererek "Sen." demişti. "Söyle bakalım gerçeği." gösterdiği erkek ise yerde duran kızı göstererek "Yalan söylüyor prensim." demişti. Bu çocuk, saray görevlisine benim yalan söylediğimi söyleyen çocuktu, lakin şimdi doğruyu söylüyordu. 

"Hayır! Beni tuzağa düşürdüler, hepsi anlaşmışlar, komplo bunlar!" kız hala kendini savunurken Taehyung bağırarak "Götürün şunu!" demişti. Askerler çırpınan kızın kollarından tutup götürürken, adalet yerini bulduğu için rahatlamıştım. "Hepiniz çıkın." Taehyung herkesi göndermesinin ardından yanıma gelerek, alnımı öpmüş ve "Ağrın var mı?" diye sormuştu. Olumsuz anlamda başımı sallayarak reddetmiştim. "İyi o halde, hadi dinlen sen. Benim yapacak işlerim var." alnımı öperek odadan çıkmış ve iç çekmeme neden olmuştu. Gülümseyerek yatağa tamamiyle uzanmış, çarşaftan gelen Taehyung'un kokusuyla gözlerimi kapamıştım.

***

Prens Taehyung, odadan çıkmasının ardından köşede bekleyen yardımcısı yanına gelmiş, onunla beraber yürürken, "Prensim, kızı ne yapalım? Gerçekten de yüz kez falakaya mı yatacak?"diye sormuştu. Taehyung olumsuz anlamda kafa salladı. Bu ceza onun için elbet yetersiz kalırdı. Dudaklarını aralayarak "Öldürün." demişti. "O kızın cezası ölümdür." 

"Ama içeride-"

"Jeongguk öyle bilecek. Eğer kızın nerede olduğunu sorarsa, saraydan gönderildi deyin."

"Peki prensim."

Bölüm sonu

Umarım beğenmişsinizdir. :D

Bu aralar sık sık bölüm atıyorum sanırsam, ehe ilham gelince tabi yazıyorum ;) 

Prince | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin