19

25 4 46
                                    

(Şöyle içimden geldi bi dark Chan'lı bölüm!)

(4 gün sonra)
Eum teyzeyi de hastaneden çıkarmış, huzurevien geri götürmüştük. Son 4 gün içinde vefat eden kimse olmamıştı. Gayet sakindi. Bugün cumaydı. Eve varmıştım. Teyzem kendi düzenini kurmuş yeni bir dükkan aramıştı. Bulamayınca dün, evi hem terzi hem de ev olarak kullanmaya karar vermiş, sadece gerekli malzemeleri almıştı. Eskisinden daha iyi, 3 oda bir salondan oluşan, güneş gören, beyaz mobilyalı, tatlı bir evdi. Ben kimde kalacağıma emin değildim. Annem de teyzem de çok istiyorlardı. İşten çıkıp Chan'ın evine doğru yürüdüm. Bugün toparlanırsam Teyzeme gidecektim. Ama dün Chan gitme demişti. O yüzden biraz daha kalacaktım. Chan ile beraber arabaya binip eve doğru geldim. Bacağımın üstündeki elimi kavradı başını yoldan çevirmiyordu.

-Bu akşam seni özel bir yere götüreceğim.

-Nereye?

-Lise arkadaşlarımla mezuniyet yıldönümümüz ve eşlerimiz ya da sevgililerimizle gidecez. O yüzden seni de götüreceğim.

-Ama hiç hazırlık yapmadım.

-Hayır önemli değil-

-Hayır önemli arkadaşlarınla olacaksın-

-Evet biliyorum ama bunun ne önemi var ki?

-İyi görünmem lazım arkadaşların beni sana yakıştırmalı.

-Saçmalama! Lütfen. Böyle şeyler duymak istemiyorum. Sen bana yakışıyorsun ve ben de sana yakışıyorum. Bence biz harika bir çiftiz.

-Yine de daha iyi olmam lazımdı.

-Hayır güzelsin.

-Peki. Öyle olsun. Dedim ve önüme döndüm. Elini çekip gülümsedi.

-Geç kalmadan hazırlanalım.

-Yemek yeseydik.

-Bugün dışarıda yeriz. Dedim. Sonra eve girdik. Hemen odama girip elbise bakmaya başladım. Ne giyineceğime karar veremeyince bana yardıma gelmesi için Chan'ın odasına gittim. Ama dolabına doğru dönmüş ve üstsüzdü. Bir an çıkmayı düşünsem de içimden gelmişti. Biz bir çifttik ve bu bana göre gayet doğal bir durumdu.

-Chan!

-Efendim. dedi ve hafiften arkasına döndü. O dönünce sırtı kasılmış ve sırt kasları bana göz kırpmıştı.

-Ne giyineceğimi bilmiyorum. Seçmem için bana yardımcı ol.

-Peki. Dedi ve elindeki askıyı bırakıp odama geldi. Elbiselerim içinde tül ve balon kollu sırt dekolteli ama boğazıma kadar kapalı koyu mor bir elbise seçmişti benim için.

-Hmmm bu gece için harika bir elbise olacak. Dedi ve yanağıma tatlı bir öpücük bırakıp gitti. Beni de güldürmüştü. Elbisemi giyinip saçlarımı topuz yaptım ve odamdan çıktım. Chan da odasından çıkmıştı. Gördüğüm manzara ile şok olmuştum. Siyah takım elbisenin içine gömlek giymemişti ve kabarık göğsü oldukça havalı görünüyordu.

-Muhteşemsin.

-Bu kadar açık giyinirsen kıskanırım.

-Sana ait olduktan sonra kimin baktığının bir önemi yok bence ha? Dedi. Gülmüştüm. Arabaya binip gittik. Uzunca bir yol gitmiştik. Sahile geldik.

-İlk gelen mi biziz yoksa kandırıldım mı?

-Kandırmak demiyelim de...ufak bir oyun.

-Neden?

-Çünkü gerçekten bugün bi parti var ama onlarla iletişimim kesildiği için seninle özel bir parti yapmak istedim.

-Ow! Bu çok romantikti. Dediğimde gülümsemişti. Arabadan çıkıp yanıma geldi. Ben tam çıkmaya hazırlanmıştım ki çömelip ayaklarımdaki topukluları çıkardı. Sonra kendi ayakkabısını da çıkardığını fark etmiştim zaten. Elini uzattı. Tuttum ve sahilde kumlarda yürümeye başladık. Oldukça tenha bir yerdi. Suyun gel gitleri ayağımızdaki kumları temizlerken arada bir de ayağımıza yeni kumlar bırakıyordu. Onun elini tutup yürümek gerçekten keyif vericiydi.

AnastasiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin