DÜZENLENDİ ☆
Göksel şu anda her hareketimizi tek tek inceliyor , beynine işliyordu ... Her an zehir akıtabileceğinden kuşku duyduğu , sivri uçlu savaş oklarını bize savurmak istercesine ...Yaz ortasında ansızın beklenmedik bir ayaz , önünde durulması imkansız bir fırtına gibiydi Doruk'un Göksel'e bakışları...
Ben ise derdimi kimseyle paylaşamamın sıkıntısıyla içime kapanmış , çevreme kalın bir koza örmüş , o kozanın içinde yaşadığım olumsuzluklara inat , her geçen gün dahada güçlenen duygularımla baş başa , kısılıp kaldığım tek kişilik hücreden çıkış yolu arıyordum ...
Doruk ve Göksel'in arasında geçen sert bakışlar benimde ürkmeme sebep olmuştu. Korkuyordum ... Bu depodan çıkamamaktan , çelimsiz bedenime biraz daha yük yüklenmesinden korkuyordum . Rutubetli odada kapalı kaldığım günlerin güçsüzleştirdiği bedenimi taşımakta zorluk çekiyordum ...
Doruktan'da Göksel'den de önce davrandım konuşmakta ," Göksel bırak beni , korkuyorum canım acıyor . Ürküyorum , canımı acıtıyorsun anlamıyor musun ? Bırak beni , lütfen ... " Haykırır gibi söylüyordum ama , geride bıraktıklarımı dile getirecek gücü bulamıyordum kendimde .
"Gözlerimin önünde filizlenen , her geçen gün büyüyen bu aşka göz yumamam Mira. " O kadar emin söyledi ki bunları Göksel . Bir an gerçekten Doruk'la aramızda bir bağ olduğunu düşündüm . Sahi , aşık mıydık biz Doruk'la birbirimize ?
Düşüncelerim bir çığ misali büyürken , Göksel'in arkasından polislerle Beril'in geldiğini gördüm . Polisler Göksel'in arkasında tuttuğu ellerine kelepçe takarken , Göksel şaşırmış ve ürkmüştü .
" Get wel Mira Lady , you have been saved. You can return to the hotel after he testified. (Geçmiş olsun Mira Hanım , kurtuldunuz . İfade verdikten sonra otele dönebilirsiniz . ) "
Duyduklarım sihirli bir etki yaratmışçasına Doruk'un boynuna sarıldım , ağlamaya başladım . Önce usul usul ardından hıçkırıklara boğularak ağladım .
Doruk'la beraber polis arabasına binerken bu lanet yerden kurtulduğum için Allah'a şükrediyordum . O sırada kafamı Doruk'un göğsüne yasladım ve Doruk'la benim gözyaşlarımın uyumlu bir senfoni oluşturmasına izin verdim , ve ikimizde inci tanesine benzer gözyaşlarımızı gözlerimizden akıttık.
***
İfademizi vermiştik , şu an arabayla otele dönüyorduk . Her gözlerimi kapattığımda yaşadıklarım aklıma geliyor ve yutkunmakta biraz daha güçlük çekiyordum . Ve bu olay hayatımda birçok şeyi değiştirmişti.
Örneğin artık gökyüzüne bakamıyorum . Önceden gökyüzünde huzur bulurken , şimdi gökyüzünden korkuyordum .
Artık karanlıktan korkuyorum . Artık hayal kurmaktan korkuyorum. Artık masum olmanın bile insana zarar vereceğini biliyorum .
Yaşadıklarım zordu , çok zordu . Yaşadıklarım balığın karada yaşayabilmesi kadar saçmaydı. Canım acıyordu . Orada kaldığım 2-3 gün benliğimden uzaklaşmıştım . Ama yinede güçlü durmam gerekiyordu . Bunu biliyordum .
Araba durunca aşağıya indik . Ve otele girdik , otelde yürürken Doruk seslendi .
"Seni özledim "
Cevap verme sırası bendeydi , içimden geçenleri söyledim .
"Odalara kilitledim hasretimi , sen koktu odalar "
Odaya girmiştik . Kapının önünde durdu , durdum .
Ve yavaş yavaş yaklaşmaya başladı .
***
Part-1 ve Part-2 olduğunda kısa gibi dursada , birleşince normal yazdığım bölüm sayfası gibi duruyor . En heyecanlı yerinde bitirdim ne düşünüyorsunuz ? Sizce ne olacak ? Yorumlarınızı ve votelerinizi eksik etmemeniz dileği ile Sizleri seviyorum ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorunlu Evlilik
Teen FictionOnlar aşkı bilmeyen iki genç... Onlar siyah ve beyaz... Onlar aşık olmamaya yemin etmiş iki duygusuz... Karanlık beyaza aşık olabilir mi ? Peki beyaz karanlığın içinde kaybolmayı göze alabilecek mi ? Aileleri tarafından evliliğe zorlanan iki genç...