10

2K 122 63
                                    

    Taehyung yavaşça gözlerini açtığında uzun zaman sonra dinlendiğini hissetmişti. Her ne kadar salonda uyusa da o uykuların hiçbiri şu an ki kadar huzur verememişti. Lakin soluna döndüğünde karşılaşmak istediği manzara yoktu. Jungkook ile beraber uyanmayı beklerken yalnızdı. Ama yine de yastığına sinen güzel kokusu yeni uyanmasına rağmen onu mayıştırıyordu. Daha fazla oyalanmadan ayaklarını yataktan sarkıtmış ve soğuk zemin ile buluşturmuştu. Ardından gözlerini sakince ovuşturmuş ve ayılmayı beklemişti. Kafasını kaldırdığında ise bir omzunu kapıya yaslanmış, üstünde mutfak önlüğüyle bekleyen sevgilisini görmüştü. Hafifçe gülümsüyordu ona doğru.

      Taehyung buna daha fazla dayanamamış ve ayaklandığı gibi onu odanın içine çekmişti. Ardından kapıyı kapatmış ve sevgilisini yatağa oturtmuştu. Taehyung ise önüne eğilip boylarını eşitlemişti. Jungkook'un ellerini nazikçe kavramış yeni uyanmasının verdiği hırıltılı bir o kadar da yumuşak sesi ile konuşmaya başlamıştı.

    "Kook, bebeğim... Beni affetmeni senden hemen beklemiyorum. Elbette zamana ihtiyacın var. Ama lütfen beni de anla..." Jungkook burnunu kırmıştırmış ve Taehyung'un yüzüne yaklaşmıştı. "Sana da günaydın, hödük" Ellerini Taehyung'un elleri arasından çekmiş ve kıkırdayıp odadan ayrılmıştı. Lakin sonra geri dönüp kafasını içeri uzatmıştı. "Ayrıca kahvaltı seni bekliyor. Acele etmezsen Jin hyung seni öldürecek." Taehyung sevgilisinin bu haline gülmüş ve ayağa kalkmıştı. Sevgilisi ona tahmininden çok daha yakın dayanıyordu ve bu durum onun için harikaydı.

    Elini yüzünü yıkadıktan sonra sofraya geçmiş ve Jungkook'un yanına oturmuş, yerleştiği gibi ise hemen sevgilisinin yanağına bir öpücük kondurmuştu. Jungkook her ne kadar mutluluğunu gizlemek istese de otuz iki diş sırıtması onu çoktan ele vermişti.

     Güzel bir kahvaltı sofrası ve güzel bir muhabbet varken ortam bir anda sessizleşmişti. Jin ve Jimin birbirlerine bakıp sırıtırken en sonunda Jimin atlamıştı. "Kook bugün dans kursuna geliyorsun değil mi? Hani kayıt yaptırmıştık ya beşimiz?" Bunu duyan Jungkook akıllarında ki şeyi anlamış gibi önündeki suyu ağzına dikmişti. O sırada ise hiçbir şeyden haberi olmayan Yoongi ve Namjoon ise ağızları açık bir şekilde sevgililerine bakıyordu. Namjoon "Öyle mi yaptık?" diyince Yoongi "Ne ara?" diye devam etmişti. Lakin ikisi de ayaklarına yedikleri birer tekme ile söylediklerine pişman olmuş ve anında toparlamışlardı. "Ya doğru doğru, tamamen aklımdan çıkmış." diyerek sızlanmıştı Namjoon. Aynı anda bacağını ovuyordu. Zaten şu iki gündür sevgilisi onu yeterince korkutmuyormuş gibi bu olay da tuzu biberi olmuştu.

    Taehyung ise şaşkın bakışlarını Jungkook üzerinde gezdiriyor. Bundan haberi yoktu. Jungkook'un dansa olan yeteneğini ve esnekliğini biliyordu ama hiçbir zaman böyle bir şey aklından geçmemişti. "Ne dansı bu?" Jungkook'a yönelttiği sorusuna Jin hızlıca cevap vermişti. "Akrobatik dans kursu Taehyung. Jungkook'un atletik ve esnek bir vücudu olduğundan kafasını dağıtmak amacıyla kaydettirdik. Yalnız kalmasın hem bize de eğlence olur diye biz de girdik. Şehrin en iyi hocasında ayrıca." Jungkook ağzı açık dinliyordu. En son ortaokulda jimnastik kursuna gitmiş ama bir yıl sonunda bırakmıştı. Şimdi nerden çıkmıştı ki Akrobatik dans?

     Taehyung büyüyen gözleri ile devam etti. "Bireysel ama değil mi?"
Jimin planlarının işe yaraması üzerine gülmüş ve olumsuz anlamda kafa sallamıştı. "Hayır tabii ki. Çiftler halinde kıvraklık üzerine kurulu bir dans işte Taehyung! Nesini anlamadın bunun? O yüzden Namjoon ve Yoongi'yi de kaydettirdik ya." Taehyung bir şey diyemediğinden çözüm üretme aşamasına geçmişti. Daha yeni yeni ısındıklarından "hayır, gidemezsin!" gibi bir şey diyemiyordu. "Bende geleyim o zaman? Hem Jungkook'un da bir çifte ihtiyacı olur."

The PunchesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin