7.BÖLÜM:HÜSRAN

12.3K 113 7
                                    

Mutluluk. Mutluluk basit ama kolay elde edilemeyen bir his. Şehre gidene kadar dışarıyı büyük bir huzurla izliyor, diğer  yandan da beni arabasına alan kadınla keyifli bir şekilde konuşuyordum.

Aradan yarım saat geçtikten sonra şehre varmıştık. Gökdelenler, apartmanlar, küçük işletmeler ve trafik. Neyse ki trafiğe kalmadan hedefimize doğru gidiyorduk.

Geldiğimizi oturduğum yerin adı yazan tabloyu okuduğum da anlamıştım. Burası müstakil evlerin olduğu ve grup halinde az katlı vilaların olduğu sokaktı
"Sağa, ardından da ikinci kavşaktan sola girin. İlk villa değil ikinci villa benim evim." Diyerek kadına evimin yolunu tarif etmiştim.

Kadın vardığı sırada bana

_"İnanmıyorum!. Ben seni niye hiç görmedim buralarda. Bende hemen önünüzdeki villada oturuyorum. Eh artık tanışmış da olduk. Ben Ashley Parkinson. Buraya taşınalı daha 1 hafta oldu. Şimdiden iyi anlaştığımıza sevindim. Peki senin adın ne?. Diyip elini uzattı.

+ Mia Jane Orwell. Cerrah doktorum. Görememiş olman çok normal.

Diyip uzattığı eli tutarak ona gülümsedim. Oda gülümsememe karşılık vermişti.

Tanışma işi bittikten sonra kadına teşekkürlerimi sunarak arabadan çıktım. Elimi hoşçakal diye salladıktan sonra oda salladı ve evine doğru gitmeye başladı. Bende adımlarımı hemen evimin giriş kapısına doğru atmaya başladım. 3 gün içerisinde evimi özleyebileceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. Tek özlemediğim kişi annem olabilirdi. Onun yaptıklarını tekrar düşününce sinirden elimin ve ayağımın titrediğini hissetim. Acaba babam ne yapıyordu. George babamı sert bir şekilde yere fırlatmıştı. Yerde baygın yatıyordu. Şimdi durumu nasıldır. Diye içimden geçire geçire giriş kapısına varmıştım. Bir dakika. Giriş kapısının hemen önünde bir telefon vardı. Yavaş hareketlerle telefonu elime aldığımda telefonu incelemeye başladım. Bu telefon ne annemin di ne de babamın.

Telaşlı bir şekilde bu telefonun sahibinin kim olduğunu düşünürken telefon elimde titremeye başladı. 2 tane mesaj gelmişti. Atılan mesajlara bakmaya başladım.

+85********
×Kızım. Babacığını ne hale düşürdüğünü hiç mi bilmiyorsun? Babacığını çok kızdırdın prenses.
×Ah şimdi sana nasıl cezalar versem diye kara kara düşünüyorum. Mantıklı bir kaçış planı olmuş ama hiç mi demedin bu kocaman malikanede her şey çok basit diye. 
DİNG, DANG , DONG. kapının sesini duydun. Gelen siyah araçlardan ilkine biniyorsun ve kollarıma doğru geliyorsun.

13.35-bugün- 1dak önce

LANET GİRSİN! LANET GİRSİN! LANET GİRSİN! SİKİYİM BÖYLE İŞİ! RESMEN PİSLİĞİN TEKİNİN TUZAĞINA DÜŞMÜŞTÜM! İÇİMDEN DE GEÇİRMİŞTİM! BENİMLE DALGA GEÇMİŞLER RESMEN! O KADAR KAÇIŞIN SONU HÜSRANLA Bİ-TE-MEZ, BİTEMEZ! KAÇMAM LAZIM! GEORGE'NİN NE YAPACAKLARI UMRUMDA DEĞİLDİ! TEK İSTEĞİM ONUN MALİKANESİNE GİTMEK İSTEMİYOR OLUŞUMDU!!.

Kaçmak için hareketlendiğim sırada arkamda birkaç aracın durduğunu hissetim. Gelmişlerdi ve beni tekrar o cehenneme götüreceklerdi. Gideceğim sırada arkamdan bir ses yükseldi.

×Ah prensesim. Babacığını mı arıyordun? Babacığın burda, araba da. Seni bekliyor. Babanı kırmayıp geleceksin değil mi? Ah tabi ki geleceksin.

Ona doğru dönüp bunun imkansız olduğunu ima edebileceğim bir bakış attıktan sonra arkama bakmadan kaçmaya başladım. Bahçe duvarını tırmanarak kendimi duvarın dışına attım ve ormana doğru koşmaya başladım. Arkamdan bir sürü korumanın hızlı adımlarla bana yaklaşmasını hissetim. Daha da hızlı koşmaya başladım. Birden karşıma tepelik bir bayır çıktı ve hızımı kaybetmemek isteyerek bayırı çıkmaya başladım. Nefes nefese kalmıştım. Gücüm tükenmek üzereydi. Ayaklarım ağrımaya başladı. Adımlarım yavaşlamaya başladı. Ölmek üzereydim. Kendimi felç olmuş gibi hissediyordum. Arkamı dönüp korumalara baktım. Onlar benden daha iyi hareket ediyorlardı ve bu sayede hiç yorulmadan ilerlemeye devam ediyorlardı.

Bayırın sonuna yaklaştığım da ayağımı bastığım toprak kaymaya başladı. Bir yere tutunmak için çırpınırken yardım çığlıklarımı atmaya başladım. Bir anda ayağımın biri tarafından tutulduğunu hissetim. Ona baktığımda dengemi kaybedip korumanın kucağına düşmüştüm. Artık gerçekten kaçışım yoktu. Bitkinliğin ve aşırı yorgunluğun yüzünden hareket bile edemiyordum. Koruma ilk başta iki kollumu arkaya getirecek şekilde konumlandırarak sıkıca iple bağlamaya başladı. Diğer korumada ayağımı bağlamaya başladı. Bağlama işi bittince koruma beni omzuna alıp arabaya doğru götürmeye başladı.

Arabaya vardığımızda George korumanın omzunda duran beni alarak hızlıca arabaya bindirdi ve ardından o da yanıma bindi. Korumalar da teker teker arabalarına yerleşti ve tek sıra halinde gitmeye başladık. George konuşmaya başladı.

×Benden kaçamayacağını bu saaten sonra öğrenmişsindir diye düşünüyorum prenses. Güzel cezalar seni bekliyor. Şimdiden kendini hazırla yoksa canın daha çok yanmış olacak.

Dedikten sonra bana yaklaşarak elindeki o oyun odasında kullandığı göz bandını gözüme geçirdi. Geçirir geçirmez beni kucağına aldı. İlk önce ağzımı bantladı ardından da belimi tutarak beni ters çevirdi ve beni kendisine bastırdı. Bacaklarımı iki yana ayırdı ve bir anda ellerini göğüslerime götürerek oynamaya başladı.

O benim göğüslerimle oynamaya devam ederek malikaneye gitmeye devam ediyorduk.







7.Bölümün sonu☆

⛓𝐃𝐨𝐦𝐢𝐧𝐚𝐧𝐭'𝐢𝐧 𝐚𝐬𝐤𝐢-Mαzoşιѕт-🩸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin