🎭
Aylardan Kasım, günlerden Cuma.
Saat tam 12.00.
İzmir, Bornova...Henüz öğle vakti olmasına rağmen gökyüzü karanlık, bulutlar öfkeli. Hava kasvetli ve bunaltıcı.
Tıpkı, hayatım gibi...
Kalabalığın içinde üzerime çevrilen meraklı bakışlara aldırmadan koşuyorum. Aslında bakarsanız koşmuyor, kaçıyorum.
Kimden?
Ne için?
Bilmiyorum.
Kalabalığı delip geçiyor, insanlara bakamıyorum bile. Zira peşimdeki adamlardan oldukça uzağa gitmem gerekiyor. Şu an için tek hedefim bu.
Köşeyi döndükten sonra arkama baktım; kimse yoktu. Sokak oldukça sakin ve boştu. Gözüme kestirdiğim ilk apartmanın içine girdim. Tüm bedenim titriyor, ciğerlerim yanıyordu ve karnım inanılmaz derecede sızlıyordu. Elimi göğsüme bastırarak kendimi sakinleştirmeye ve nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Ama olmuyor; nefesim kesiliyor ve kalbim git gide hızlanıyordu. Ve tabiki bu da karnımdaki sızının derinleşmesine neden oluyordu. Dikkatimi başka bir şeyde yoğunlaştırmak üzere bakışlarımı etrafta gezdirdiğimde, buranın eski, metruk bir bina olduğunu fark ettim.
Sağ tarafta kırık dökük eski bir kapı; üzerinde çeşit çeşit grafiti, renkleri solmuş... Hemen önünde kırmızı, pas tutmuş bir bisiklet; tekerlekleri patlamış... Tam karşımda kırık, rutubetten kararmış, yıllanmış bir ayna. Solumda ise merdiven, belli belirsiz ayak izleri...
Yutkundum.
Bir zamanlar burada birileri yaşıyor olmalıydı. Şimdi terk edilmiş, yıkık dökük ve korkunç...
Korkuyordum.
Kim olduğunu bile bilmediğim bu heriflerden, onlara yakalanmaktan ve her zaman kaçmak zorunda olmaktan.
Öylesine yorgundum ki...
Öylesine çaresiz...Neden her defasında başıma bunlar geliyordu, bilmiyordum. Neden her defasında herşeyin düzeleceğine dair olan umudum yerle bir oluyordu? Tam da geçti, artık herşey daha güzel olacak derken üstelik...
"Nerede?" Tam nefesim düzeldi, dikkatim dağıldı derken, işittiğim bir sesle yeniden irkildim ve kalp atışlarım hızlandı. "Allah kahretsin! Nerede bu kız?!" Bu ses, ona aitti! Patronları olduğunu düşündüğüm, peşimdeki adama...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 YABANCI
Misteri / ThrillerUzun zaman önce, derin bir gaflet uykusundan uyandım. Şeytanın söylediği ninnilerle daldığım, daldıkça dibe battığım ve günaha boyandığım derin bir gaflet uykusu... O zamanlar bilmezdim yüreğimin böyle kirlendiğini. Körpe bir vicdanın böylesine dil...