Bölüm 12 - FİNAL

201 26 12
                                    

(2 Yıl Sonra)

"Jongin, neden gitmek zorundasın ki?"

"Çünkü kuzenim evleniyor güzelim, şımarık bebeğimi bahane ederek gitmemezlik yapamam. Hem benimle gelmek istemeyen sensin."

Kendimi yatağa bırakıp kollarımı iki yana açtım. Jongin yanımdan ayrılmak zorundaydı ve yeni evimizde beni bir saniyeliğine bile yalnız bırakmamıştı. Birkaç saat sonra döneceğini bilsem de terk edilmiş hissetmekten alıkoyamıyordum kendimi.

"Güzelim, söz veriyorum bir bahane bulup olabildiğince erken geleceğim yanına. Baekhyun gelecek zaten, değil mi? Normalde arkamdan konuşmak için beni odaya kilitliyorsun, şimdi bunu yapmana gerek kalmayacak işte."

İyi de işin eğlencesi tam olarak oradaydı zaten. Jongin'in duyacağını bildiğim için birkaç şey uyduruyordum ve onu sinir ediyordum. Sonra da bana sinirlenmesine ve bunu belli etmemeye çalışmasına gülüyordum. Her seferinde inanıyordu.

"Babacık, gitmesen olmaz mı? Bebeğin sensiz yalnız ve mutsuz hissedecek."

Jongin'e arkasından sarılıp aynadan gözlerine bakarken son kozumu oynadım ve bir tepki vermesini bekledim. Hala ona babacık diye seslenmem onu fazlaca etkiliyordu.

Gerçi bunu yalnızca iki durumda kullanıyordum.

Birincisi, istediğim şeylerin olmaması durumunda. Jongin ikna olana kadar yapmadığım bebeklik kalmıyordu ama en sonunda benim istediğim neyse o oluyordu. Başarılı.

İkincisi, sevişmelerimizi Jongin'in başlatmaması durumunda. Çoğu zaman sevişmeyi o başlatıyor, o yönlendiriyor ve o bitiriyordu. Ama bazı zamanlarda -ki o zamanlar genellikle Jongin'in felaket yakışıklı göründüğü zamanlar oluyordu- onunla sevişmeyi çok istesem de 'hadi sevişelim' gibi bir şey diyemeyeceğim için ona bu şekilde seslenip beni anlamasını sağlıyordum ve aklında öyle bir düşünce yoksa bile olmasına sebep oluyordum. Bu da başarılı.

Her şekilde kazançlı olan ben oluyorum dersem büyük bir yalan söylemiş olurum çünkü o kelimeyi kullanmam Jongin'in kusursuz hissetmesine sebep oluyordu. En azından Jongin bana öyle söylemişti. Yalnızca tahrik olmuyormuş, birçok şey hissediyormuş ve bana olan aşkı her babacık deyişimde katlanıyormuş. Saçma olsa da sevimli. Jongin'e kalsa ona her zaman öyle seslenmeliydim ama bunu yapmak için hala biraz utangaçtım.

"Bebeğim ben dönene kadar usluca beni beklerse onu çok mutlu edeceğimi biliyor mu peki?"

İşe yaramamıştı.

Başımı sallayıp sakince geri çekildim ve geniş yatağımızın üstüne oturdum.

Yeni ve daha büyük bir eve taşınmamız herkes açısından daha iyi olmuştu. En azından Jongin'in eşyaları dışarıda kalmıyordu ve daha geniş bir yatağımız vardı. Ayrıca Chanyeol veya Baekhyun her tartışmalarında sorunu çözmek yerine yanımıza geliyorlardı. Diğeri geldiğinde ise çoktan birbirlerini özlemiş oldukları için bir odaya ihtiyaçları oluyordu.

Zaten son iki yıl içerisinde birçok şey değişmişti. Jongin evden çalışacağı bir iş bulmuştu ve beş tane balığımız vardı. Yixing ve Sehun tekrardan Çin'e dönmüştü ama yakın bir zamanda temelli olarak geri döneceklerini biliyordum. Aynı zamanda ben de o malum videodan sonra tiktok hesabımı kapatmıştım. Video çekmek yerine daha fazla yemek yapıyor ve yakın zamanda da bunun için küçük bir işletme açmayı düşünüyordum. Ben de Jongin gibi evden çalışacaktım ama, her gün ondan uzak kalma düşüncesi beni çokça korkutan şeyler arasındaydı.

"Kravatımı bağlar mısın? Düzgün yapabildiğimden emin değilim."

Jongin'i onayladım ve onu yanıma çağırdım. Ben kravatını bağlarken o da yüzümü inceliyordu, son 5 yıl boyunca hiç yapmamış gibi.

They Might KissHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin