5

1K 88 125
                                    

Sabah alarmımın sesiyle uyanmış ve heyecanla yatağımdan kalkmıştım. Bugün normalden erken uyanmaya özen göstermiştim çünkü birkaç saniye önce gelen mesaja bakılacak olursa Hyuck birazdan burada olacaktı.

Heyecanlıydım çünkü artık platonikliğe bir son vermem gerektiğini fark etmiştim. Artık Jeno beni fark etmeliydi, Na Jaemin'i tanımalıydı ve bunlardan sonra da bam! Sevgilim olmalıydı. Çünkü ben onu istiyordum. Benim olmasını istiyordum.

Çalan zil ile Jeno'yla ilgili hayallerimden uzaklaşmış ve koşarak kapıyı açmıştım. Hyuck kafasını kapının kenarına yaslamış uyukluyordu. Ona yavaşça tokat atıp "Uyan lan salak." diyerek odama götürdüm.

Dakikalarca o dolabın önünde durup içinde ne var ne yoksa her şeyi denemiştim. Ama bir türlü memnun olmuyordum işte. Özgüvensizliğim en zirveye ulaşmış, üstümde olan hiçbir şeyi beğenmememe yol açıyordu ve neredeyse okula da geç kalacaktık. Hyuck'a "Boş versene ya güzel giyinmek benim neyime?" demiştim ve ardından enseme bir şaplak inmişti. Hyuck kızgınca "Ulan salak giydiğin her şey çok güzeldi ama sen okula gidiyoruz düğüne değil diye düşündün mal gibi." diyip tam enseme bir kez daha vuracakken Ten Hyung içeri dalmıştı.

"Ulan pezevenk- aa Hyuck hoş geldin."

"Hoş buldum Hyung."

"Ne oldu ne yapıyorsunuz burda?"

"Senin bu geri zekalı kardeşin için kıyafet bakıyoruz. Beyefendi dün gece artık kendine çeki düzen vermek istediğini söyledi ama şimdi de giydiği hiçbir şeyi beğenmiyor."

"Ulan puşt o kıyafetlerin hepsi benim paramla alındı nasıl beğenmezsin? Hain kardeş."

"Ya Hyung hayır öyle değil. Kendime yakıştırmadım sadece... Ya da biraz fazla özgüvensizim sanırım."

"Başlarım özgüvensizliğine delilik yapma. Şimdi Hyung'un seni öyle bir giydirecek ki tüm okul hayran kalacak sana."

"İstem-"

"Kapa çeneni."

"Kapa çeneni."

İkisi de aynı anda bana kızdıklarında korkmuştum ve susmak zorunda kalmıştım. Neyse ki Ten Hyung'un güzel bir tarzı vardı. Bu yüzden kendimi ona bırakırken pek tereddüt etmemiştim.

Beş dakika bile sürmeden dolabımdan seçtiği kıyafetleri giydiğimde ise bir kez daha anlamıştım Ten Hyung'un ne kadar güzel bir tarza sahip olduğunu.

Dolabımın en ücra köşelerinden bugüne kadar hiç giymediğim mavi bir yırtık kot ve siyah gömlek çıkartmıştı. Gömleğin bir kısmını pantolonumun içine sokup diğer kısmını dışarıda bırakmış ayrıyetten birkaç düğmesini de açarak beyaz vücudumun bir kısmını gözler önüne sermişti. Bu benim için alışılmadık bir şey olduğundan pek rahat olduğum söylenemezdi tabii ama sonuçtan memnundum. Memnun olmasam bile zaten ne Ten Hyung ne de Hyuck değiştirmeme izin vermezlerdi. Gözlerindeki parıltılara bakılacak olursa ikisi de çok beğenmişlerdi.

Hyuck beni baştan aşağı süzüp ıslık çalmış ve Ten Hyung'a dönüp "Bravo Hyung. Sayende bu manyak insana benzedi." diyip elini sıkmıştı.

Ten Hyung ona teşekkür edip ardından tekrar gözlerini kısarak bana bakmıştı. Birkaç saniye sonra mutlulukla parmak şıklatmış ve koşarak odasına gitmişti. Geri geldiğinde ise elinde 2-3 tane takı kutusu vardı.

"Eksik olan bir şeyler vardı. Sonunda buldum." diyerek birkaç tane zincir kolyeyi boynuma, birkaç tane de minimal yüzük taktı sağ ve sol elimin parmaklarına. Saçımı ise doğal halinde bırakıp memnuniyet dolu bir gülümseme sundu bana ve "Jeno sana aşık olacak." dedi. Bunu duymak beni her ne kadar mutlu etse de çok uçuk bir hayal olduğunun ise hepimiz farkındaydık aslında. Aşk tek bir kıyafete, güzel giyinişe bağlanamazdı çünkü. Önemli olan o kıyafetlerin içindeki insan ve o insanın ruhuydu.

***

Saatler birbirini kovalamış, öğle molasına girmiştik. Ve okul aşırı sıkıcı ilerliyordu. Jeno'yu ve onun bakmaya doyamadığım simasını ise hiç görememiştim şimdiye kadar.

Hyuck ile yemeklerimizi alıp boş bir masaya oturacakken kapıdan giren Jeno ve Mark anında gözüme çarpmıştı. Heyecan yapıp neredeyse elimdekileri yere düşürecektim ki son anda toparlamıştım kendimi. Hemen yerime oturup gerginliğimi saklamaya çalışarak masanın altından sakince yemeğini yiyen Hyuck'un bacağına vurup "Hyuck içeri geldiler Hyuck. Ağlayacağım lan çok yakışıklı olmuş bu." dedim. Hyuck da benim bacağıma sertçe vurarak "Sakin ol geri zekalı. Sen de çok yakışıklısın." dediğinde gözümü devirip Jeno'nun yakışıklılığının yanında benimkinin hiçbir şey olmadığını söyleyecekken bir ses duydum.

Mark ve Jeno yanımızdaydı ve Mark, Hyuck ile konuşmak istediğini söylüyordu. Anında ikimizin de yemeği boğazımızda kaldığında kantindeki tüm gözler bize çevrilmişti. Hyuck suyundan içip sakinleşmişti ve Mark ile kantinden çıkmışlardı ama Jeno elindeki yemek tepsisiyle karşıma oturduğunda daha da çok öksürmeye başlamıştım. Tanrı aşkına Jeno gibi bir afet aniden karşıma otururken nasıl sakin olabilirdim?!

Jeno endişeyle ayağa kalkıp bana suyum bittiği için kendi suyundan uzatıp hafifçe sırtıma vurmaya başlamıştı. Güç bela kendime gelip sakinleştiğimde Jeno'ya utangaç bir tebessüm sunup teşekkür ettim ve tekrardan yemeğimi yemeye devam ettim.

Jeno büyük bir sakinlikle yemeğini yiyordu ve ben lanet olasıca utangaçlığım yüzünden birkaç ufak göz değdirme dışında asla yüzüne bakamıyordum. Çünkü anlatamayacağım kadar harika bir güzelliğe sahipti ve ona bakarsam ikinci bir boğulma vakası yaşayabilirdim.

Yine de içimden milyonlarca kez "Jaemin kendine gel, sen Na Jaemin'sin." diyerek onunla konuşma fırsatını kaçırmamam gerektiği konusunda da kendimle iç çatışma yaşıyordum. Ah kalbim... Ne de çok zorluklar yaşatıyordu bana sızlayarak, mantığımla hareket etmemi engelleyerek...

En sonunda özgüvenle yerimde doğrularak boğazımı temizledim ve "Kusura bakma lütfen, sana kendimi tanıtmadım. Ben Na Jaemin." diyerek Jeno'ya elimi uzattım. O da anında bana gülümsemiş ve "Ben de Lee Jeno. Tanıştığıma memnun oldum." diyip uzattığım elimi sıkmıştı. O an "Benimle tanıştığına memnunsan ve ilk el tutuşmamızı da yaşadığımıza göre artık öpüşebiliriz." diyecektim ki son anda tutmuştum kendimi. Ama benim de adım Na Jaemin'se bunu yapardım. Jeno'yu elde etmenin bir yolunu bulur, onu sadece kendime ait yapardım ve yapacaktım da. Sadece biraz zaman... Bana gereken tek şey biraz zamandı.

························
Koskoca Na Jaemin Jeno ile sevgili olamayacak da ben mi olcam arkadaslar yani. Koskoca Na Jaemin'den bahsediyoruz😩😔✋

Daima NCT ile kalin💚

strip that down | nomin.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin