6

1K 84 239
                                    

Jaemin:
HYUCK
HYUCK HYUCK ÇABUK BURAYA BAK

Hyuck:
He

Jaemin:
MARK İLE NE KONUŞTUNUZ
LÜTFEN ANLAT MERAKTAN ÇATLİCAM

Hyuck:
LAN DUR Bİ DERSTEYİZ AMK

Jaemin:
YA SİKTİR ET DERSİ
ANLAT ÇABUK

Hyuck:
LAN MAL 20 DK VAR ZİLİN CALMASİNA SABRET

Jaemin:
YA DAYANAMAM BEN
BU ZAMANA KADAR SABRETTİĞİME ŞÜKRET

Hyuck:
Ulan mal hoca gorcek

Jaemin:
YA BANA NE HOCADAN
SENİN DUDAKLARIN KIPKIRMIZI SAÇIN BAŞIN DAĞINIK
HOCA UMRUMDA MI SENCE ŞU AN?

Hyuck:
YA KAPA CENENİ OF TUTAMİYORUM ZATEN KENDİMİ
CİGLİK ATİCAM SİMDİ

Jaemin:
Hyuck
Hoca benim adımı mı söylüyo

Hyuck:
Aferin geri zekali yakalandin
Hadi bb

Jaemin:
Siktir benim adımı söylüyo
Kafamı kaldırıp bakarsam sıçarım
Uyuyo numarası yapayım bari
Ona da kızacak amk
Sıçtım

Büyük bir hata yapmış ve kafamı kaldırıp hocaya bakmaya tenezzül bile etmemiştim. Telefonumu sıranın altına sokup uyuyor numarası yaptığımda sınıfta bir sessizlik oluşmuştu aniden. Bu sessizliği bozan şey ise tabii ki de kafama yediğim kitabın çıkarttığı sesti.

Korkuyla yerimden sıçrayıp Bayan Kim'in söylemesine kalmadan telefonumu da gizlice alıp sınıftan dışarı çıktım ve nefes nefese bir şekilde gözümü kapatarak kapıya yaslandım. Gözlerimi açtığımda karşıdaki sınıfın kapısında Jeno'yu görmeyi ise hiç beklemiyordum.

Bana bakıp gülümsemiş ve el sallamıştı. Şaşkınlıktan ne yapacağımı şaşırmıştım. O kadar güzel gülüyordu ki kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu.

Nefesimi düzene sokmaya çalışırken ben de ona utangaç bir gülümsemeyle el sallamıştım. Ardından kafamı yere eğdim. Çünkü onun yüzüne biraz daha bakarsam kalp krizinden geberebilirdim.

Ama tüm bunlar yetmiyormuş gibi duyduğum adım sesleriyle kafamı kaldırdığımda Jeno'nun bana doğru geldiğini gördüm. Neyse ki yemek yemiyordum ve boğulma riskim yoktu. Lakin bu sefer sadece boğulmakla kalacağını da pek zannetmiyordum.

Duruşumu düzeltip, Jeno'nunkinin yanında ne kadar sönük kalacağını bilsem de dudaklarıma en güzelinden bir gülümseme yerleştirmeye çabaladım. Jeno yanıma gelip "Dışarı çıkalım mı?" diye sormuştu. Heyecanla kafamı salladım ve yan yana dışarıya doğru yürümeye başladık.

Bana "Dersten mi kovuldun?" demişti dalga geçer bir edayla. Gözlerimi devirip "Benimle dalga geçene bak. Sen sanki kovulmadın." dedim hafif bir tebessümle. O da kafasını yere eğip "Haklısın." dedi. Ardından merakla bana bakarak "Neden kovuldun dersten?" diye sordu. Bahçedeki banklardan birine oturup temiz havanın verdiği huzurla gözlerimi kapatarak gökyüzüne çevirdim kafamı ve "Sabırsızlıktan." dedim gülerek.

Jeno'dan cevap gelmeyince kafamı ona çevirip baktığımda meraklı gözlerle beni izlediğini gördüm. Gülerek "Hyuck'un dudakları kıpkırmızıydı, saçı başı da dağınıktı. Dedim ki kesin bunlar Mark ile bir şeyler yaptılar. Dayanamadım zilin çalmasına kadar, mesaj yazdım. Sonra hocaya yakalandım. Kafama da kalın bir kitap yedim tabii." dedim.

strip that down | nomin.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin