Günler, haftalar birbirini kovalıyor, zaman söz dinlemeden akıp geçiyordu ve zaman geçtikçe Jaemin ile Jeno ikilisi daha da çok yakınlaşıyorlardı. Ancak bu arkadaşlık dışında bir yakınlaşma değildi maalesef.
Birbirlerine daha çok alışmışlardı, birbirleri hakkında daha çok şey öğreniyorlardı ve Jaemin gün geçtikçe daha da çok aşık oluyordu Jeno'ya. Hyuck söylemesini istiyordu. "Git yapış dudağına ya benimsin ya kara toprağın de olsun bitsin." diyip duruyordu. Ona göre hava hoştu, Mark ile gayet düzgün, eğlenceli, ateşi bol bir ilişkileri vardı. Ama bir yandan o da Jaemin'e üzülmesine engel olamıyordu.
Ah sevgili okur, bilirsiniz, bu dünyada en can yakıcı şeylerden birisidir karşılıksız sevgi ya da kavuşmamızın mümkün olduğu ama kavuşamadığımız şeyler. Jaemin de isterdi Hyuck'un dediği gibi Jeno'nun dudağına yapışıp ona aşkını itiraf etmeyi ama yapamıyordu. Güzel giden bir arkadaşlıkları vardı ve Jeno'nun duygularından emin bile değilken böyle bir şey yapmak aralarındaki ilişkiyi bitirebilir diye düşünüyordu. Nereden bilebilirdi ki Jeno'nun ona karşı arkadaşlıktan fazlasını hissettiğini? Daha Jeno bile duygularının farkında değilken Jaemin'in ya da herhangi başka birisinin bunu anlaması olanaksızdı.
Jeno Jaemin'i kıskanıyordu. Ufacık bir temasta yanakları kızarıyor, kalbinde hareketlenmeler hissediyordu. Mark onun uzun süredir arkadaşı olmasına rağmen Jaemin ile geçirdiği vakit Mark ile geçirdiği vakitten daha da zevk veriyordu ona. Sürekli Jaemin'in yanında olmak, onunla konuşmak, onunla mesajlaşmak, onunla kütüphanede ödev yapmak, kitap okumak istiyordu. Jaemin'in pembe dudaklarından gözlerini alamıyor, eliyle sürekli onun yumuşak saçlarını okşuyordu. Tüm bunların yaşanmadığı bir gün bile Jeno'nun gece huzurla uyuyamamasına neden oluyordu. Peki bütün bunlar Jeno'nun arkadaşlıktan fazlasını hissettiğine dair bir kanıt değil de neydi?
Ancak Jeno biraz saftı. Hatta biraz değil, fazlasıyla saftı desem yeriydi belki de. Anlayamıyordu. Bırakın bu hislerin nedenini sorgulamayı böyle hislere sahip olduğundan haberi bile yoktu! Bu durum Jaemin'in canını ölesiye yakıyordu ve yine bunun farkında olmayan tek kişi Jeno'ydu. Neyse ki Jaemin Hyuck gibi bir arkadaşa sahipti. Zira Hyuck Jeno ile Jaemin'in arasını yapacağına yemin etmişti ve o aklına koyduğu her şeyi yapardı.
***
Yine klasik bir okul sabahı Jeno ve Jaemin apartmanlarının önünde buluşmuşlar ve Jeno artık rutin hâline gelmiş bir şekilde kolunu Jaemin'in omzuna atıp yine hiçbir şeyin farkında olmadığı gibi, yanında yürüyen gencin kalbini ne denli hızlı çarptırdığından da bihaber ensesindeki tutamları okşamaya başlamıştı. İstisnasız her gün okula bu şekilde yürürlerdi.
Okula geldiklerinde garip bir şekilde Hyuck, Mark ve Jaeminlerin sınıfından Renjun onları karşılamıştı. Normalde asla bu saatte okula gelmeye tenezzül etmeyen Hyuck inanılması güç bir şekilde Jaemin ile Jeno'yu görünce hızlıca yanlarına koşmuştu ve sadece garip olan bu da değildi. Renjun neden onlarla beraberdi?
Jeno Renjun'i tanımıyordu. Daha önce hiç karşılaşmamıştı onunla. Bu yüzden Jaemin'e oranla o daha da çok şaşırmıştı.
Hyuck kocaman gülümseyerek Jaemin'le ve Jeno'yla tokalaştı. Ardından boğazını temizledi ve yüzüne gurur dolu bir gülümseme yerleştirerek Jeno'ya döndü. "Jenocum bu Renjun. Bizim sınıfımızdan. Hayırlı bir i- pardon ödev için geldi bizimle." dedi Renjun'i işaret ederek. Daha sonra da Jaemin'e döndü ve çaktırmadan göz kırparak "Hayatım yarına yetiştirmen gereken proje ödevini Renjun ile yapacakmışsın. Renjunciğim çok zeki bir öğrenci olduğu için Bayan Kim seni onunla eşleştirmiş." dedi.
Jaemin gözlerini kocaman açıp"O PROJE ÖDEVİ YARINA MIYDI?" diye bağırınca Hyuck gergince güldü ve "Hahaha canım arkadaşım derslere olan ilgi ve alakan beni çok şaşırtıyor gerçekten haha. Teslim tarihi öne alındı ya haha." dedi ve Jaemin'in kolunu çok da acıtmayacak bir şekilde çimdikledi.
Jaemin hâlâ ne olduğunun farkında değildi ama tek bildiği şey Hyuck bir şeylerin peşindeydi, bunu anlamıştı ve ona şu an yapmaya çalıştığı şeyde güvenmek istiyordu. Bu yüzden o da Hyuck'un oyununa katıldı ve "Unutmuşum yani olabilir aa. Peki ne olacak şimdi? Nasıl yetiştireceğiz yarına kadar?" diye sordu yalandan bir korkuyla. Renjun saatine baktı ve "Dersin başlamasına daha bir saat var. Benim çıkarttığım bazı notlar var. Kütüphanedeki kitaplarla da bir şeyler yapabiliriz." dedi. Hyuck hemen kafasını salladı ve "Evet evet yaparsınız. Jeno da size yardım eder. Değil mi Jeno?" diye sordu sinsi gülümsemesini saklamaya çalışarak. Zavallı Jeno hiçbir şeyin farkında değildi. Bu yüzden Hyuck'u onayladı ve Jaemin, Renjun, Jeno üçlüsü Mark ve Hyuck'u arkalarında bırakıp kütüphaneye gittiler.
Hyuck onlar gider gitmez telefonunu çıkarttı ve Jaemin'e mesaj attı.
Hyuck:
Unutma, sevdigin kisinin duygularindan emin olmak icin oynayabilecegin en guzel oyun onu kiskandirmaktir😎💅🏻Jaemin:
Sen tam bir pezevenksin
Renjun'in bundan haberi var mı?Hyuck:
Eh tabii ki de
Oyunumuzun inandirici olmasi lazim
Her seyi anlattim ona
Sag olsun kirmadi beni -kesinlikle para vermedim-Jaemin:
Erkek orsb seni
Salak
Sonra konuşuruz gidiyorum şimdiHyuck:
Renjun'e yakin durmayi unutma
Hadi kocum goreyim seniJaemin:
Tamam tamam merak etme
Bye😽Hyuck:
Bye🦍💨Jaemin'in kafasında taşlar oturmaya başlıyordu yavaş yavaş. Bu yüzden oyunu uygulamaya koymak için beraber kitap arayan Jeno ve Renjun'in yanına gidip kolunu da Renjun'in omzuna attı. Renjun de rolünü yerine iyice getirebilmek için elini Jaemin'in ince beline yerleştirmişti.
Jeno'nun bir şeylerin ters gittiğini fark etmesi pek de uzun sürmemişti. Jaemin normalde kendisi, Hyuck ve Mark dışında hiçbir arkadaşıyla bu kadar yakın değildi, Jeno bunu biliyordu. Ayrıca Renjun'den daha önce Jeno'ya hiç bahsetmemişti bile! Kendisi nedenini bilmese de hiç tanımadığı birinin Jaemin'e bu denli yakın olması onu çıldırtıyordu.
İçinden adeta ateş fışkıran gözleri Renjun'in Jaemin'in belinde duran elinde gezinip duruyordu. Jaemin Jeno'nun sinirini iliklerine kadar hissetmişti lakin hiç kendinden ödün vermemiş, o kütüphanede geçen bir saat boyunca Renjun ile temas içerisinde olmayı kesmemişti.
Ders zili çaldığında sanki hiçbir şey olmamış gibi Jeno'ya masumca gülümseyip veda etmişti. Onu orada kendi siniriyle baş başa bırakıp Renjun ile sınıfına doğru yürürken ise "Buna beni sen mecbur ettin bebeğim." diye mırıldandı kendi kendine gururla gülümseyerek.
························
Ulan bu serefsiz Jaemin de dunden razi ha cocugu kiskandirmaya. Hepsi seytan bunlarin😋Daima NCT ile kalin bebisler💚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
strip that down | nomin.
Fanfiction"Benim için soyun Lee Jeno." texting+story lee jeno x na jaemin