11

920 69 222
                                    

Ben hayatım boyunca kimseye aşık olmamış, kimseyi kıskanmamış, kimseye kölesi olabilecek kadar sevgi beslememiştim. Ben Jeno'ydum işte normal bir hayatım vardı hep. Johnny Hyung'dan ve Mark'tan başka kimsem yoktu. Ama Na Jaemin... Melek yüzlü katil, kalbimi yerinden çıkartıp almıştı ve hançeri saplamıştı. Bugün başkasıyla öpüşecek yakınlıkta olması, yakınlığı geçin belki de öpüşmüşlerdi bilemiyordum ama onları öyle görmek beni mahvetmişti.

Sabah okuldan geldiğimden beri ağlıyordum, duvarları yumrukluyor, saçımı çekiştiriyordum ama hiçbir şey sinirimi yatıştıramıyordu. Ölecek gibi hissediyordum. Jaemin'in sabah söylediği şeylerin hepsi teker teker zihnimin içinde dolaşıyor, sesi kulağımda yankılanıp duruyordu.

Yerde oturmuş boş boş duvarı izlerken gözüm saate takılmıştı. Okul biteli on dakika olmuştu ve Jaemin birkaç dakikaya gelir diye düşünüyordum. Koşarak camımın önüne geçip sokağı izlemeye başladım. Kısa bir süre sonra uzaktan iki tane silüetin yaklaştığını gördüğümde birinin Jaemin olduğunu hemen anlamıştım. Yanındakinin Hyuck olmasını umuyordum ama benim bu hayatta umduğum hangi şey gerçekleşmişti ki?

Jaemin'in yanındaki Renjun'di. Renjun'in eli yine lanet olasıca bir şekilde Jaemin'in belindeydi. Şeytan diyordu ki git oraya, tut kolunu kır! Evet iki haftadır düşündüğüm tek şey buydu. Gerçekten iki haftadır Jaemin beni çileden çıkartıyordu. Aniden bu kadar yakın olmaları kalbimde sızı oluşturuyordu. Şimdiyse Jaemin'i evine bırakması falan ne bileyim sinirlendiriyordu işte beni. Onun yerinde ben olabilirdim ve Jaemin'in yanağını öptüğü kişi ben olabilirdim. Bir dakika bir dakika! JAEMİN AZ ÖNCE RENJUN'İ YANAĞINDAN ÖPMÜŞTÜ VE KOŞARAK APARTMANA GİRMİŞTİ!

Yemin ederim ki etkisinden çıkamamıştım. Sanki sabahki olaylar yetmiyormuş gibi şimdi bunu görmek... Artık ne ağlayabiliyor ne duvarlara yumruk atabiliyor ne de saçımı çekebiliyordum. Aynı sahne bozuk plak gibi kafamın içinde dönüyordu.

Hava kararıp Johnny Hyung eve gelene kadar yatağıma uzanıp boş gözlerle tavanı izlemiştim. Onun geldiğini bile odama girip ışığı açtığında fark etmiştim.

Johnny Hyung şaşkınca bana bakarak yatağımın kenarına oturup ne olduğunu sorunca bende devreler kopmuş, ona sarılıp bir daha ağlamaya başlamıştım. Ben ağlamaya başlayınca hiçbir şey sormadan sadece saçımı okşamış ve sakinleşmemi beklemişti. Normalde bu kadar duygusal olmadığımı ve kolay ağlayan biri olmadığımı bildiğinden olsa gerek ciddi bir şeyler olduğunu anında anlamıştı ve ben ondan ayrıldığımda "Jeno n'oldu sana böyle? Gözlerin şişmiş, ellerin kıpkırmızı olmuş... Birini mi dövdün sen ha? Anlat bakalım hadi." diye sormuştu. Dayanamayıp anlatmaya başladım ben de.

"Hyung ben aşık olmuşum sanırım. Hyung ya of ağlayacağım şimdi."

"Gerizekalı zaten ağlıyorsun. Yeter artık ağlama daha fazla. Kime aşık oldun onu söyle."

"Ya şey ben Jaemin'e aşık olmuşum herhalde. Bilmiyorum."

"Salak mısın nasıl bilmiyorsun?"

"Hyung bilmiyorum işte. Bugün başkasıyla öpüşürken yakaladım. Yani öpüşüyorlar mıydı bilmiyorum ama çok yakınlardı."

"Yakınlarsa öpüşmüşlerdir."

"Gerçekten çok sağ ol ya. Zaten moralim sik gibi gel sen de sik. Bi' sen eksiktin. Öpüşmemişlerdir ya. Öpüşmüşler midir gerçekten?"

"Ona niye sormadın?"

"Ya sordum! Tuttum kolundan sürükledim tuvalete. Aşırı sinirliydim istemeden bağırınca o da bana bağırdı. Öpüşecek miydiniz diye sorduğumda 'Belki öpüşmüşüzdür çoktan neden alâkadar ediyor bu seni?' dedi."

strip that down | nomin.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin