•Dokuz•

3.2K 261 212
                                    

Two months after. 20 nisan, 1943.

"Avada kedavra." Jessica'nın asasından çıkan yeşil ışık odayı Sararken, Jessica'nın karşsındaki muggle adamın ölü bedeni yere düştü.

"İşte böyle güzelim." Marvolo tek elini kızın beline dolarken, onun boynuna öpücükler bıraktı. Meleği ilk cinayetini işlemişti, artık bir katildi.
Tom Riddle'ın manipüleleri artık sonuç vermişti.
Jessica ona dönüşmüştü.

İki ay, barışmalarının üstünden geçen koskoca iki ay...
Jessica ilk başlarda onun işlerinin içinde olmak istemiyor olsada zamanla düşünceleri tamamen değişmişti.
Onun yanında olmak istiyordu Jessica, onun gölgesinde olmak değil. Ve Jessica konu Marvolo ise her şeyi yapabilecek konuma gelmişti, ona ne olmuştu bilmiyordu Jessica, kendinde olan değişimlerin farkındaydı ancak hayatı Marvolo'nun etrafında odaklı kalmıştı resmen.

Jessica bir ateşin etrafında dönüyordu, eğer çok yaklaşırsa o ateş Jessica'yı yakardı ve Jessica ilk başlarda yanmaktan deli gibi korkarken şu an yanmayı göze almakla kalmamış, o ateşin kendisine dönüşmüştü.
Yanmakla kalmıyor, yakıyordu.

Kapının çalınması ile düşüncelerinden ayrıldı Jessica aynı zamanda Marvolo da kızın yanından uzaklaştı ve seslendi. "Gel." Yabancı birinin gelmediğine emindi, bu odaya Tom'dan başkası bilmiyordu.

Topuklu ayakkabı sesiyle gelenin Passifica olduğunu anlaması çokta uzun sürmemişti Jessica'nın. Tahmin ettiği gibi de ihtiyaç odasının kapısı açıldı ve içeriye memnuniyetsiz bir Passifica damladı.

Marvolo'ya 'senden iğreniyorum' bakışlarını ata ata Jessica'nın yanına gelirken yerdeki ölü adama basmayı ihmal etmemişti sarışın cadı.
Passifica tuhaf bir şekilde birini öldürüyor olmasına asla şaşırmıyordu Jessica'nın. Tom Riddle gibi birinin yanında kala kala bir katile dönüşmesi çok normaldi. Bu kadar soğukkanlı olması normal miydi Jessica asla bilmiyordu.

Passifica'ya ilk bahsettiğinde kendiyle bir süre konuşmayacağını falan düşünmüştü Jessica ama böyle olmamıştı.
Jessica, Passifica'nın Marvola'ya attığı bakışlara gülmemek için dudaklarını ıssırırken Passifica ona bakarak konuştu.
"Jess senin sevgilinim adı neydi? Tobias mıydı neydi?" Marvolo sinirden resmen kudururken, Passifica tamamıyla onu çıldırtmak için yapıyordu.

Jessica gülmemek için kendini sıktığı için cevap veremedi bunun üzerine Passifica konuşmaya devam etti. "Neyse ne Dumbledore ikimizi yanına çağırdı, ne bok yedin bilmiyorum ama umarım düzeltirsin Riddle."  Jessica'nın kaşları çatılırken Marvolo'ya döndü, ikisi ne alakaydı?

Aynı şekilde Tom Riddle'da kıza baktığında onunda bir fikrinin olmadığını anlamıştı Jessica. "Neler karıştırıyorsun Loria?" Dedi Marvolo kaşlarını çatarak.

"Aptal sana bir şey yapacak olsam gizli gizli mi yapardım? Alnıma yaza yaza gezerdim ama maalesef Jess'de benim alnımı oyardı... O yüzden ben bir şey bilmiyorum!" Haklı olduğunu Tom ve Jessica bildiği için daha da meraklanmışlardı.

Üçü de ihtiyaç odasından çıkıp Dumbledore'un  odasına ilerlerken hissettikleri şey saf meraktan ibaretti.

"Puantiyeli thestral." Passifica'nın şifreyi söylemesi ile kapı açılırken Jessica kapıda kaldım.

"Sende gel." Dedi Passifica, arkadaşından bir şey saklamazdı.

"Profesör Dumbledore sorun çıkartabilir." Tom huysuzlukla mırıldandı.

"Zaten ona çıkar çıkmaz anlatacağım? Gel sen Hess." Omuz silkti kız ve olağandışı umursamazlığıyla içeriye onlarla girdi Jessica.

"Profesör bizi çağırmışsınız?"
Dumbledore göz ucuyla Jessica'ya baktı ancak çok umursamadan onlara geri döndü, bu adam gerçekten her şeyi, herkesten iyi biliyordu.

Promise - T.M.RHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin