Oy ve yorumlarınızı bekliyorum <3
Masanın üstüne koyduğum ellerimi incelerken arkamdan gelen tanıdık ses ile başımı kaldırdım. Hyunjin gelmişti.
Günlerdir onun dışında Minho'nun grubundan kimse yanımıza gelmiyordu. O da geldiğinde ya Felix ile muhabbet eder ya da sessiz kalıp öylece otururdu. Şimdi, her zamankinden farklı olarak Felix'in değil benim yanıma oturmuş ve kolunu omzuma atmıştı. "Biraz konuşabilir miyiz?" Fısıltıyla sorduğunda başımı sallayıp yerimden kalktım. "Hemen gelirim." Meraklı gözlerle beni süzen Felix'e söyledim.
"Bir şey mi oldu?" Arkadaşlarımdan uzaklaşıp bir duvarın kenarında durduğumuzda elimi cebime atıp sordum. Derin nefes alıp konuşmaya başladı. "Minho ile aranızda geçen şeyleri biliyorum." Yutkundum. Konuşamıyor, sadece kesik kesik nefes almakla yetiniyordum. Bir şey söylememi beklemeden konuşmaya devam etti.
"Seni çok fazla tanımıyorum, anlatacağım şeylerin aramızda kalması konusunda sana güvenebilir miyim bilmiyorum." Gözlerini kapattı. "Ama güvenmek zorundayım."
Bir şekilde kendimi sakinleştirmeyi başardığımda, nazikçe kolunu tutup başımı salladım. "Güvenebilirsin." Gözlerini açıp başıyla oturmam için işaret etti. Duvarın kenarındaki kaldırıma oturup yüzüne bakarak konuşmaya devam etmesini bekledim.
"Minho benim için, arkadaş ve dosttan öte kurtarıcım gibi. Burada oturup sana hayat hikayemi anlatmayacağım tabii. Sadece bilmeni istiyorum ki Minho, hayatının en karanlık döneminde bile dünyanı aydınlatabilecek kadar mükemmel bir insan." Gülümseyerek parmaklarıyla oynamaya başladı.
"Dünyamın başıma yıkılacağını düşündüğüm bir an onun arkadaşlığı, hayattaki enerjisi, çevresindeki insanlara verdiği mutluluk ile tamamen bambaşka bir insan oldum. Eğer bu üniversiteyi kazanmamış ve basketbol takımına katılmamış olsaydım, şimdi hayatta değildim belki de."
Elleri titriyordu. Konuşurken bana bakmıyor, bacaklarının arasından sarkıttığı ellerini inceliyordu. Omzuna elimi koydum. "İyi misin?" Sessizce mırıldandığımda, başını yerden kaldırıp gülümseyerek gözlerime baktı. "Bunları sana anlatıyorum çünkü o nasıl benim hayatımı kurtardıysa sen de onun hayatını kurtardın. Gözlerinden yaşam enerjisi akan birinin, zamanla tükenen ruhunu kurtardın. Hem de hiç farkında olmadan yaptın bunu."
Gözünden bir damla yaş aktı. Gözlerinin içine bakıyor, duyduklarımı sindirmeye ve anlamaya çalışıyordum. Dudaklarımı birbirine bastırıp yutkundum. Kızaran gözlerine ve titreyen dudaklarına baktıkça kalbimin paramparça olduğunu hissediyordum. Gözlerini bir süre kapattı.
"Bang Chan onun için her şeydi. Onun bir gülümsemesi için yapmayacağı hiçbir şey yoktu. Aşkı karşılıksız olsa dahi ona duyduğu sevgiye sonsuz bir bağlılık hissediyordu." Gözlerinden yaşlar akarken sessizce hıçkırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
chére, minsung (✓)
Fanfic❝jisung, en yakın arkadaşına karşılıksız aşkı için yardım etmek isterken asıl yardıma muhtaç kişi hâline gelir.❞ shipler: minsung, hyunlix, changminin