arkadaslar cok üzgünüm çünkü o kadar emek verip yazdığım seye 25-30 yorum anca geliyor son zamanlarda ki 25 yorumun 20si de aynı kişiden nerdeyse. cidden çok kırıcı bir durum her satıra ayrı yorum yapmanızı beklemiyorum zaten hepinizden ama en azından bölüm sonuna düsüncenizi yazarsanız ben de devam edip etmeyeceğime o şekilde karar veririm, motive olurum en azından. neyse zaten diğer bölümü final yapacağım gibi duruyor. keyifli okumalar ❤️
2,2k kelime yazdım arkadaslar dilenci değilim ama bir yorumunuzu alırım 🥲
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
⚠️diğer bölümün devamı o yüzden +18 özür dilerim 😔
"ben buna cevap veremem." dramatikleşen ses tonu ile cevapladığında minho şikayetlenerek bağırmaya başladı. "iç o zaman." içki şişesini başımla işaret ettikten sonra söyledim. changbin şişeye uzanmak için elini uzatınca jeongin bileğinden yakalayıp durdurdu. "cevapla bir şey olmaz." changbin jeonginden sonra seungmin'e bakıp onun da onayını aldı. duruşunu dikleştirip burnunu çekti. "ikisiyle ayrı ayrı sevişmiyorum."
gözlerim ile ağzım şaşkınlıktan eş zamanlı olarak açıldı. soo bin kahkaha atarken elini ağzına götürmüş kapatıyor, felix ise bacağına vura vura bağırarak gülüyordu. "piçteki lükse bak." hyunjin kıkırdayarak söyleyince felix hızlıca koluna vurup kaşlarını çattı. içkinin etkisiyle gözleri kapanıp açılıyor, başı bir türlü dik durmuyordu. dudaklarını da hafifçe büzüp hyunjin'e söylendi.
"yoksa sen de mi öyle olmak isterdin? özür dilerim aşkım ama ben yapamam, paylaşamam seni ben." cümlesinin sonuna doğru alnını hyunjin'in koluna yaslayıp ağlamaya başladı. hyunjin hemen kolunu felix'in bedenine dolayıp sıkıca sarıldı. sevgilisinin kollarının arasında bir bebek misali ağlayan arkadaşıma bakıp yüzümü buruşturdum. "ne oldu bu çocuğa ya? böyle değildi bu kalasın tekiydi."
gözleri kapalıyken hyunjin'in yanaklarına doğru dudaklarını uzatmış, sürekli küçük küçük öpücükler bırakan felix'e bakarak kıkırdadım. "ayh içim şişti bu da arkamdan dürtüp duruyor zaten." san derince bir nefes aldıktan sonra bacaklarını san'ın iki yanına koyup beline sarılan wooyoung'a dirsek attı.
"oyunu daha eğlenceli bir hâle getirelim." yeonjun sırıtarak söylediğinde kaşlarımı çatıp sordum. "nasıl?" derince bir iç çekip gözlerini kıstı. "doğruluk değil de cesaretlik olsun bu sefer. şişenin kapaklı kısmı kime gelirse diğerinin istediği bir şeyi yapsın, yapmayacaksa da içki içsin." hepimiz gülüşlerimizle onayladık onu.
şişeyi ben çevirdim. kapaklı kısmı felix'e diğer tarafı da yeonjun'a geldi. felix zaten neredeyse sarhoş olduğu için yavaş yavaş açılıp kapanan gözleriyle yeonjun'un söyleyeceği şeyi bekliyordu. bu sırada hyunjin de felix'in belinden tutuyor, onun dik kalmasına yardımcı oluyordu. yeonjun bir süre düşündükten sonra parmağını şıklattı. "hyunjin'in kucağına çık ve bir dakika boyunca kucak dansı yap."
