Pastane Kokulu Aşk

Pastane Kokulu Aşk 54

Bugün pastanedeydim. Anneme yardım ediyordum. Sevde'nin de gitmesiyle annem ve anneannem eski kadro iş başı yapmıştı. Boş günlerimde de ben yardıma gidiyordum. Akşam da Oğuz geliyor birlikte pastaneyi toparlayıp eve geçiyorduk. Elimdeki pastacı kremasını karıştırırken anneannemin;

-Almina demesiyle ona döndüm. Kaşlarını çatmış önündeki hamuru açıyordu. Yine bir şeye dertlenmişti belliydi.

-Efendim pamuğum dedim. Aynı ciddiyetle kafasını kaldırıp;

-Sana Trabzon burması mı aldırsak diyorum? Demesiyle gülümsedim. Neye dertlendiği belli olmuştu.

-Yok anneannem ne yapacağım ben onu. Kullanamam ki dedim. Anneannem abartılı bir ifadeyle kaşlarını çatarak;

-Kız kullanan nasıl kullanıyor sanki? Aldır ver bana ben saklarım senin için dedi. Anneannemin dediğiyle abartılı bir şekilde ona bakarken anneannem pes etmiş bir sekilde;

-Bari bakır mutfak seti aldıralım deyince hepten güldüm. Anneannem severdi bu tarz şeyleri. Bundandı mutfağımızdaki takımlar ve yine bundandı aldığı değişik porselen takımları. Bakırı anlamıştım anlamasına da Trabzon burma ne alaka diye düşünmeden edemiyordum.

-Pamuğum hadi Bakır takımlar tamam ama Trabzon burmalara nerden merak sardın? Anneannem hamuru oklavaya sarıp açtıktan sonra bana baktı.

-Meraktan değil o. Erkek tarafına zorluk çıkarmak için. Anneannemin dediğiyle bu sefer kaşlarımı ben çatarak;

-Yahu anneanne bu adamlar yıllardır tanıdığın insanlar. Oğuz elinde büyüdü. Nişanlandığımızdan beri çocuğa yapmadığını bırakmadın. Anneannem omuz silkti.

-O yüzden yapıyorum zaten yavrum. Oğuz'u bilirim severim. Nazım geçiyor diye takılıyorum. Hem ne olmuş kuzucuğum? Yıllardır tanıdığız diye dünürcülük de mi yapamayacağız? Anneanneme tam cevap verecekken mutağa giren annem elimdeki pastacı kremasına bakıp;

-Hadi kızım daha yapmamışsın dedi. Anneanneme bakıp;

-Benim bir suçum yok. Anneannem lafa tuttu dedim. Anneannem çocuk gibi omuz silkip;

-Ağzınla birlikte elin de çalışsaydı. Bana neden suç atıyorsun kuzucuğum? Deyince annem;

-Sen masalara bak hadi. Ben hallederim dedi. Anneanneme bakışlar atarak mutfaktan çıkıp gözlerimi etrafta gezdirdim. Şimdilik bir ihtiyacı olan yoktu. Kasada duran dedemin yanına gidip sarıldım. Selim de Sevde'nin arkasından duramamış daha bir hafta olmadan gitmişti. Haliyle buralar da eskisi gibi dedeme kalmıştı. Dedem başıma bir öpücük kondurup;

-Pikapı açar mısın kızım? Dedi. Heyecanla;

-Hangi plağı takayım diye sordum. Dedem mutfak tarafına doğru anneannemin duyabileceği bir şekilde yüksek sesle;

-Zerrin Özer~ Her şey seninle güzeli tak torunum. Sultanımla bizim şarkımız dedi. Dedemin bu dediğiyle gülümseyip plak çaları açıp plağı yerine yerleştirdikten sonra sesi yükselttim.

Pastanede hışırtılı çalan plağın sesi yükselirken gülerek dedemin yanına gittim. Dedem yerinden kalkmış mutfağa doğru gidiyordu. Mutfağın kapısına yaslanırken şarkıyı duyan anneannemin tatlı gülümsemesine takıldım. Dedem şarkıya eşlik ederek hareketler yaptığında anneannem tatlı bir şekilde kıkırdadı. Dedem anneannemin yanına gidip elini uzatarak;