ÜVEY ABİMİN TAKINTISI

SAHTE SEVGİLİ

"Saçların harika olmuş," dedi Cenk. Nil'in her detayı anlatması çok iyi olmuştu. Doğu gerçekten sevgili olduğumuza inanmıştı.

"Ben bile fark etmedim," dedi babam gülerek. "Benden tam not aldın Cenk." Babam aslında sonunda ikimizin de farklı sevgililer bulmamızın gizleyemediği neşesini yaşıyordu. 

"Teşekkürler Haldun bey," dedi tüm dişlerini göstererek sırıtırken. Duru ve Doğu'yla bir kez bile konuşmamıştı, onlarla ilgilenmek bir yana konuşurken bir kere bile göz teması kurmadı. Almak istediğim intikamı o kadar iyi alıyordu ki içimin yağları eriyordu. Masanın üzerine çıkıp çiftetelli oynamak istiyordum. 

"Lütfen bana abi de."

"Peki Haldun abi. Bu arada yemekler harikaydı, aşçınıza hayran kaldım."

"Aşçımız enfes yemekler yapar, bu konuda mütevazi olamayacağım."

Doğu daha fazla katlanamadı ve bir sigara yaktı. Cenk sanki bu anı kolluyor gibi ellerini önünde birleştirdi. "İzninizle iki dakika sigara içmek için ayrılabilir miyim? Sizi rahatsız etmek istemem."

Babam kaşlarını çatarak Doğu'ya baktı. "Baksana, beyimiz izin bile almıyor. Lütfen sen de iç."

"Yanınızda biraz çekinirim, izninizle ben içip geleyim. Hayatım, eşlik eder misin?"

"Tabi," dedim sırıtarak. Kalktığımızda babamın ve Yasmin ablanın arkamdan ne nazik çocuk dediklerini duymuştum. Bizi görebilecekleri ama duyamayacakları uzaklığa eriştiğimizde kahkahayı bastım. 

"Harikasın Cenk, gerçekten orta yerinden çatlattın. Sana çok teşekkür ederim."

Derin bir nefes alıp alnındaki terleri sildi. "Bu kadar uzun saatler rol yapmaya alışkın değilim ama iyi gittiğimi söylüyorsan bu iyi demektir. Doğu ve Duru gerçekten çok bozuldular."

Sigaramı büyük bir keyifle üfledim. O sırada masayı çaktırmadan kolluyordu. "Bilerek buraya geldim, bizi görebilmeleri önemli. Doğu bu tarafa bakıyor, sana sarılacağım."

"Tamam."

Uzandı ve bana sıkıca sarıldı, yanağımdan öptü. "Suratını görmen lazım," dedi ve bir kahkaha daha attı. "O kadar eğleniyorum ki anlatamam."

"Ben de," dedim sevinçle yerimde zıplayarak. "Biz bambaşka bir şeye seviniyoruz ama onlar gelmene sevindiğimi düşünüyorlar. Bu işi daha keyifli yapıyor." 

"Hadi dönelim," dedi ve izmaritin külünü fırlatıp çöpünü elinde tuttu. "Bunu da son hamleye saklıyorum."

Masaya geldiğimizde Cenk, Doğu'nun sigarasını bitirmesini bekledi. İzmariti ileriye fırlatan Doğu, Cenk'in elindeki izmariti masanın üzerindeki peçeteye sarmasına fırsat verdi. "Yeri kirletmek istemedim," dedi Cenk. 

"Çok naziksin," dedi Yasmin abla, Doğu'ya sinirle bakarak. "Lütfen sen de çöplerini yere atma."

Doğu omuz silkti. Ters ters Cenk'e bakıyordu ama her zamanki gibi Cenk onu umursamıyordu. Bakmıyordu bile, bu da Doğu'yu daha çok sinir ediyordu çünkü o masada yokmuş gibi davranıyordu. 

"Beni davet ettiğiniz için çok teşekkür ederim, zaten habersiz geldim. Ben kalksam çok iyi olur."

"Hayatta bırakmam," dedi Yasmin abla kolunu tutarak. "Kahve içelim."

"Bilmem ki," dedi bana bakarak.

"Lütfen kal bebeğim," dedim ve elini tuttum. 

"Peki madem, sizinle kahve sohbeti için sabırsızlanıyorum."