HAYAT MI ÖLÜM MÜ?

12.4K 319 81
                                    

Yeniden nefes almak o kadar güzeldi ki... Gözlerimi kapatan topraklar bir el tarafından silkelendi ve ağzımdaki toprakların çıkması için yan çevrildim. "Tükür," diye bağırdı biri.

Toprakları tükürdüm. Nefes alıyordum. Resmen nefes alıyordum. Gözlerimi açtım, Doğu'nun kollarındaydım. Yaşadığıma şükrediyordu. "Seni her seferinde kaybetme ihtimali yaşamak çok korkunç."

"Özür dilerim, sana inanmadığım için özür dilerim Doğu."

"Önemi yok, buradasın."

"Ne oldu?" Doğruldum ve polislere baktım. "Nasıl oldu bu?"

"Sana demiştim ya, arabamı Serkan aldı diye, bana geri getirirken yolda sizi görmüş ve takip etmiş. Yoldan beni aradı, Ali'nin arabayla geldim ben de. Yolda Cenk'i gördüm, polisi aradım. Silahı olabileceğini düşünüp kendimi göstermedim. Ve işte kurtuldun. Bu kez öldürmeye teşebbüsten içeriden çıkamayacak."

Ona sıkıca sarıldım. Kurtulmuştum, akıllanmıştım da. Güvenebileceğim tek insan Doğu'ydu, artık emindim.

Emniyete gidip ifade verdik ve eve döndük. Duş alıp topraklarımdan arındım ve yumuşacık pijamalarımı giyinip yatağa yattım. Doğu yanıma uzandı ve yorganla beni sardı. "Bu gece beraber uyuyabilir miyiz?"

Yorganı araladım ve onu içine aldım. "Bunun için ısrar ediyorum," dedim gülerek ve dudağına minik bir öpücük kondurdum. Artık huzurluyduk. Bunu kimse bozamazdı. 

ALTI SENE SONRA

Aynanın karşısına geçtim ve kendime baktım, beş sene önce Doğu'ya ben evlenmeyeceğim dediğim günü hatırladım ve gülümsedim. Beyaz gelinlikler içindeyken bu anı hatırlamak çok komikti. Evleniyorduk. Tüm arkadaşlarımız evlenmişti, Ela ile Ali, Nil ile Serkan, Atlas ile Nihal. Evet, barışmışlardı. çok mutlu bir aileleri vardı. Nil ile Serkan'ın dünyalar tatlısı bir bebeği vardı. Ela hamileydi. Atlas ve Nihal şuan çocuk istemiyorlardı. Onlar da tıpkı bizim gibi bir kedi almışlardı. Benim tatlı sineğim de yaşlanmıştı ama sağlığı iyiydi. 

Fakat bu süre zarfında annemi kaybettim. Kanser olmuştu ve onu kurtaramadık. Neyse ki bu seneler önceydi, acısı eskisi kadar taze değil.

Kapı açıldı ve içeri damat geldi, ne yakışıklı olmuştu ya... Her baktığımda bir daha aşık oluyordum. Geldi ve yüzük kutusunu açıp tektaşı parmağıma taktı. Alnımı öptü. "Bu yüzüğü takmaktan artık kurtulamazsın."

Bana evlenme teklifi ettiği gün çok özeldi. Baş başa, tekneyle denize açıldığımızda teklif etmişti. Gözleri dolmuştu. Biliyorum evlenmek istemiyorsun ama ben seninle gerçek anlamda bir aile olmak istiyorum, çocuklarımız olsun istiyorum. Yüzüğün tasmadan ibaret olduğunu söylemiştin. O halde benimle beraber bu tasmaları takar mısın?" demişti.

Evet demiştim çünkü gözlerinde öyle bir ışıltı görmüştüm ki evlenirsem çok mutlu olacağımı hissetmiştim. Kimsemiz yoktu, birbirimizden ve arkadaşlarımızdan ibarettik. 

Mezun olmuştuk, şirketimizin başına geçmiştik. Ailelerimizden de ikimizde de yüklü bir miras kalmıştı. Hayatta amaçladığımız her şeyi yapmıştık, sadece tam anlamıyla birbirimizin olamamıştık. Ve bugün evlenerek her anımızı bütünleştiriyorduk. 

"Heyecanlı mısın?"

"Hem de nasıl?" Kalbimi tuttum.

"Çok güzel olmuşsun."

"Sen de çok yakışıklısın."

"Herkes bizi bekliyor, hadi inelim." Uzattığı koluna girdim ve aşağı indik. Bizi gören arkadaşlarımız büyük bir alkış kopardı. Kalabalık değildi ama güzeldi. Nikah memuru soruyu sorduğunda ikimizde bağırarak evet dedik ve evlilik cüzdanını alıp havada salladım. Doğu'nun ayağına basmayı da ihmal etmedim tabi.

"Ne gerek vardı ki buna?" dedi yüzünü buruşturarak. "Zaten hep senin dediğin oluyor." Kalktı ve beni alnımdan öptü. Artık evliydik. 

"Şimdi eğlenme zamanıı," dedi bebeğini havaya kaldıran Serkan. Müzik çalmaya başladığında ben gidip gelinliğimi çıkarttım ve parti elbisemi giyindim. Doğu da ceketini çıkarttı ve gömleğin uçlarını pantolondan kurtarıp dışarı bıraktı. Kemerini gevşetti. Deli gibi oynadık, çok eğlendik.

Düğün sona erdiğinde herkesin ayakkabıları elindeydi. Ela ve Nil gelip bana sıkı sıkı sarıldılar. "Seni çok seviyoruz, mutluluklar bebeğim."

"Ağlatacaksınız beni, zaten hemen yan evinizdeyim." Nil, Ela ve Atlas evlendiklerinde yan yana evler tutmuşlardı. Biz de evlenmeden önce kaldığımız evden ayrılmak istediğimiz için onların yanındaki evi aldık. Kaldığımız evde asla güzel anılarımız olmadı. 

Eve geldiğimizde tabi ki Atlas, Serkan ve Ali, Doğu'yu bir güzel dövdüler. "Bırakın kocamı, daha eve girmeden öldüreceksiniz."

"Oğlum yavaş vurun lan," dedi Doğu. "Şuan sakatlanamam, önemli işlerimiz var. Yarın dövün bari."

Neyse ki fazla dayak yemeden eve kaçmayı başardık. Yatak odamıza geldiğimizde ikimizde çok gergindik. Doğu alnındaki terleri sildi. "Düğün nasıldı?" dedi gerginliği azaltmak için.

Güldüm. "Güzeldi."

"Duş almak ister misin? Ya da sigara içmek?"

"Duş alcam iyi olur."

"Tamam, ben de diğer banyoda duş alırım."

"Tamam." O kadar utanıyorduk ki birbirimize doğru düzgün bakamıyorduk bile. Doğu duşa gitti. Ben de dolabı açtım. Şimdi gecelik giyeceğim ama iç çamaşırı giyinmem mi lazım? Bilmiyorum ki. Nille Ela'yı mı arasam? Saçmalama Talya ya, bunun için aranır mı? 

Neyse sadece gecelik giyiyim bari. Beyaz, kısa geceliğimi aldım ve duşa girdim. Heyecandan ellerim titriyordu. İyice yıkandım, duş jeli sayesinde mis gibi vanilya kokuyordum. Çıktım ve saçlarımı fönleyip düzleştirdim. Dişlerimi fırçaladım. Yüzüme hafif bir makyaj yaptım ve geceliğimi giyinip çıktım. Doğu da tam karşıdaki banyodan çıkıyordu. Üstü çıplaktı ve altında yalnızca bir boxer vardı. Saçları ıslaktı ve önüne düşmüşlerdi. Birbirimize öylece bakakaldık. Sonra derin bir nefes alıp yanıma geldi ve elimden tutup beni yatak odasına götürdü. Önce yatağa oturttu ve karşıma geçip ellerimi tuttu. Gözlerimin içine baktı. "Çok güzelsin, sana her baktığımda büyüleniyorum."

Gülümsedim. ağzımdan kelimeler çıkmıyordu. Elim ayağıma dolanıyordu, üstelik çıplaktı. Daha da geriliyordum. Vücudu çok güzeldi. 

"Eğer gerginsen yarına bırakabiliriz, ben sabrederim."

Kafamı iki yana salladım. "Hayır, iyiyim."

"Yiyecek bir şey ister misin?"

"Hayır."

"Tamam." Derin bir nefes aldı ve dudaklarımdan öptü. Beni omuzlarımdan hafifçe tutarak yatağa yatırdı ve üstüme çıktı. Bir süre beni izledi, çok yakındık. Karnımdaki kelebekler çıldırmıştı resmen. Gecemiz çok güzeldi, o kadar kibardı ki... Beni incitmemek için elinden geleni yaptı. Hayatımda onunla yaşadığım en özel anlarımdan biriydi. Onu gerçekten çok seviyordum. 


Yorum ve oyları unutmayın aşkolarım. Kitap bitmedi, devam edeceğim. Sizleri seviyorum. 

ÜVEY ABİMİN TAKINTISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin