KAHVE RANDEVUSU

14.6K 475 193
                                    

Babamlar bir türlü müsait olamadığı için Cenk'i eve çağıramıyordum Sürprizinin de ne olduğunu asla söylemiyordu. Biz de bunun yerine cumartesi günü için düşündüğümüz kahve randevusunu gerçekleştirmeye karar verdik. Serkan ve Ali ile konuştular, Doğu ve Duru'da kabul etmiş. Ben de Cenkle konuştum ve geleceğini söyledi. 

Dolabımı açtım ve ne giyeceğimi düşündüm, neyse ki tırnaklarım hala manikürlüydü. Üstüme ince askılı belde biten turuncu bir crop giyindim, altıma da mavi bir kot geçirip ayaklarıma converselerimi geçirdim. Saçlarımı hafif dalgalı yaptım ve kulağıma halka küpelerimi taktım. Boynuma da kar taneli kolyemi taktım ve boynuma parfüm sıktım. Fazla makyaj yapıp sünnet annesi olmak istemediğim için sadece göz altımdaki koyu halkaları kapatıp rimel sürdüm. Dudağıma da ruju hafifçe değdirerek elimle yaydım ve doğal bir renk yakaladım. Zaten güneşte yanmıştım ve yanaklarımda tatlı bir allık vardı. 

Nil gittikleri yeri bana konum attı. Tam o sırada arabasıyla Cenk kapıdan bana korna çaldı. "Selam," dedim arabaya binerken.

"Selam. Turuncu sana çok yakışmış, gözlerinin rengini ortaya çıkartmış."

"Teşekkürler. Sen de çok iyi görünüyorsun."

"Sağ ol." 

Yaklaşık yarım saat araba kullandı, vardığımızda içeri girerken Cenk elimi tuttu. Planladığımız gibi karşılaşmışız gibi yapacaktık. Biz onların bizi görebileceği ama bizim arkamızın dönük olduğu bir masaya oturduk ve Nil'e geldiğimizle alakalı bir mesaj attım. Çok geçmeden bize seslenmeye başladılar. Yüzüme sahte bir şaşkınlık yerleştirerek onlara baktım. 

"Siz de mi buradasınız?" dedi Ela. 

"Aa, tesadüfe bak."

"Yanımıza gelsenize," dedi Nil iki sandalye çekerek. "Masa büyük zaten."

Doğu ve Duru'nun suratı beş karış oldu. Gülerek masaya geldik. "Selam," dedi Cenk gülümseyerek.

Serkan ve Ali kalkıp tokalaştılar. "Selam," dediler bir ağızdan ama Doğu kımıldamadı bile. Cenk'te bu nezaketsizliği görmezden geldi ama elini uzatmadı. Kafasını çevirip bakmadı bile.

Oturduk ve kahvaltı yapmadığımız için onlar gibi ufak bir kahvaltı tabağı istedik. Onları yerken aynı zamanda sohbet ediyorduk. "Ee Duru, aileler tanıştı ha?"

"Evet," dedi gülümseyerek. Yine çok güzeldi ve çok cool giyinmişti. Bu sinirlerimi bozuyordu. 

"Nasıldı peki?"

"Doğu'yu hiç böyle heyecanlı görmemiştim, eli ayağına karıştı."

"Abartma," dedi çayından bir yudum alarak.

"Niye abartayım canım, heyecanlıydın. Ama çok iyi anlaştılar, annemler onu çok sevdi."

"Ne güzel," dedi Cenk. "Ailelerin tanışması önemli, Talya'yı da benim ailem çok sevmişti."

"Aa, tanıştınız mı?" dedi Duru gülümseyerek.

"Amerika'dayken tanıştılar. Normalde buraya tek başıma gelmeme izin vermezler ama Talya var diye yolladılar. Hem okul tatilken birkaç ay burada tatil yapmak bana iyi gelecek. Okul başlayınca döneceğim için çok üzülüyorum," dedi elimi tutarak. 

Ben de sahte bir şekilde yüzümü astım.

"Asma yüzünü tatlım, fırsat buldukça geleceğim. Sen de gelirsin, annemle babam seni çok özledi."

Doğu sıkıntıyla ofladı. Masalarına geldiğimiz için bayağı sıkıntılıydı. Uzandı ve Duru'nun saçlarından öptü, aynı zamanda gözlerimin içine bakıp nispet yapıyordu. Ben de uzandım ve Cenk'in yanağından öptüm.

ÜVEY ABİMİN TAKINTISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin