iii

164 20 7
                                    

Kızıl saçlı yeni arkadaşım Jeongguk ile birlikte geçirdiğim üç saatin ardından evime dönmüş ve kuru saçlarım, bedenim, kıyafetlerim ile yatağımda uzanıp, bu yoğun ve farklı günümü yeniden gözüm önünden geçirirken, boş bakışlarım ile tavanı izlemeye başlamıştım.

Eve gitme işini erteledikten yarım saat sonra, genellikle havadan sudan bahsettiğimiz muhabbetimiz Jeongguk'un hapşırmasıyla son bulmuştu. Onu bütün ısrarlarına rağmen bir taksiye bindirmiş ve evine göndermiştim.

Ne zaman ve nasıl samimi olmuştuk bilmiyordum fakat ona karşı içimin ısındığını da hissetmiştim. Evime dönene kadar dudaklarımdan silinmeyen gülümsemem bana farklı hissettiriyordu.

Onunla karşılaştığım zaman, hayatımda olacak bir arkadaşa ve konuşacağım birine ihtiyaç duyduğumu fark etmiştim.

Birkaç saattir ondan uzakta, kendi evimdeydim fakat zihnim onda kalmış gibiydi. Sanki o taksiye düşüncelerimin hepsini yanında alarak binmiş ve benden uzaklaşmış gibiydi.

Uzandığım büyük yatağımda, sağ kolumun üzerine doğru döndüğümde komodinimin üzerinde duran telefonum gözüme çarpmıştı. Birkaç saniye ona baktıktan sonra, iç çekerek telefonuma uzanmış ve kabın içine sıkıştırdığım kâğıdı çıkarmıştım. Bu kâğıt, telefonumun şarjı bittiğini fark ettiğimizde, Jeongguk'un telefonuna numaramı kaydetmesine rağmen, kendi numarasını yazdığı buruşuk, defterinden kopardığı minik bir kağıttı.

Telefonuma onun numarasını kaydederken, yüzümde yer edinen gülümsemeden haberdar değildim:

Kızıl|

|

Ggukkie.

Numarayı kaydettikten hemen sonra telefonumun mesaj uygulamasına girmiş, Jeongguk'un adını kaydettiğim şekliyle ararken ona ne diyebileceğimi ve konuşmaya nasıl başlayabileceğimi düşünmeye başlamıştım.

"Selam? Merhaba? Beni tanıyor musun? Beni hatırladın mı?"

Ggukkie: Hey! İyi misin?

Evine vardın mı?

Ben ona ne yazabileceğimi düşünürken, aslında onun bana bir saat önce zaten yazdığını fark etmemiştim. Buna ilk başta şaşırmış ardından da mesajını geç gördüğüm için, onu endişelendirmiş olabileceğimden kendimi kötü hissetmiştim. Parmaklarım klavye üzerinde hızlı bir şekilde gezinirken, az önce düşündüğüm gibi değil, o an neyi merak ediyorsam, onu yazmıştım.

: Gayet iyiyim Jeonnguk, bir şeyim yok.

Asıl sen iyi misin, evine varabildin mi?

Kısa bir süre sonra başıma büyükçe bir ağrı girmişti ve mesajımı gönderdiğim sırada dudaklarımda yeniden yer edinen gülümsemem silinmişti.

the beachHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin