ix

125 19 3
                                    

"Yoongi..." 

Omzumun üzerinde hissettiğim sıcaklıkla rahatsız olup kıpırdanmış, gözlerimi açmadan işittiğim tanıdık sese odaklanmıştım. 

"Haydi uyan güzel bebeğim, ben geldim." 

Bütün kolum üzerinde nazik bir şekilde, tıpkı bir rüzgâr gibi beni severken, olduğum yere çakılmış gibiydim. Uyuduğumdan emin değildim fakat uyanık da değildim. Gözlerim kapalıydı ve üzerimde büyük bir ağırlık vardı fakat bilincim de bir o kadar açıktı.

"Benim güzel yavrum..."

Duyduğum ses gerçekten tanıdığım bir tınıya sahipti fakat o kadar zihnimin ardındaydı ki, duyduğum sesin kime ait olduğunu türlü hatırlayamamış ve bunun verdiği rahatsızlık hissiyle de bacaklarıma sıkıca sardığım kollarımı sıkılaştırıp, cenin pozisyonumu daha da küçültmüştüm.

"Oğlum.."  Başım yeniden ağrımaya başlamıştı, belki geçer düşüncesiyle gözlerimi sıkıca sıkmıştım. Burnumdan aşağı, dudaklarım üzerine doğru sıcak bir sıvının aktığını hissediyordum. Sanırım kan olmalıydı. "..senin için geldim"

Yavaş yavaş gözlerimi açtığımda kocaman bir boşluk karşılamıştı beni fakat ben, yedi yaşımdayken kulaklarıma mırıldanılan şarkıları çok net bir şekilde duyabiliyordum. Bunun üzerine etrafıma hızlıca bakmış, birilerini, simasını unuttuğum o kişiyi arama başlamıştım boş salon duvarları arasında.

Omzumda duran ve bedenime güç verdiğini bütün hücrelerimle hissettiğim o sıcak el, saçlarıma doğru çıkıp onlarla oldukça yavaş bir şekilde oynamaya başlamıştı. Gözlerimi yeniden kapattığımda, düşen yaşlarım yüzümü usulca geçmiş, başımın altına koyduğum elimi ıslatmaya başlamıştı. Saçlarımdaki el yerini korurken bir diğeri ise yüzümdeki yaşları usulca silerken dudaklarımdan kaçan hıçkırıklarımı durdurmaya çalışmamış, başımı yanağımda duran ele doğru bastırmıştım.

"Geçti, ağlama lütfen, buradayım."

Hayır, hiçbir şey geçmiyordu ve geçmeyecekti. 

Yalnızdım ve bundan hayatım boyunca ilk defa gerçekten çok korkmuştum. Kime sığınacağımı şaşırmış, yanımda olanları kendimden uzağa itmiştim ve bu gece, korkularıma yenik düşerek aslında var olmadığını bildiğim kişinin kollarına sığınmış, gözümde akacak yaşım kalmayana kadar ağlamıştım.

"Anne..."

Anne, dudaklarımdan ve kendi sesimden bu sözcüğü en son ne zaman duyduğumu hatırlamıyordum. Fazla uzun zaman olmuştu.

"Anneciğim, sana yalvarırım bir daha gitme. Beni bırakma anne ben sensiz ne yapacağım, lütfen burada, yanımda kal anne. Beraber uyuyalım yine bana şarkılar söyle, sen yokken ben ayakta duramıyorum anne lütfen ellerimi bırakma. Sana yalvarıyorum, beni sensiz bırakma. Lütfen geri dön ve gitme."

"Gitmeyeceğim, sen sadece uyu."

Gözlerim kapanırken hıçkırıklarım iç çekişlere dönmüştü ve bilincim, saçlarımı seven ve bana şarkılarından söyleyen sesin sahibinin yanağıma kondurduğu minik öpücüğün ardından yavaşça kapanmıştı.

the beachHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin