Ölüme Giden Gözyaşları./Bölüm 14

1.4K 57 10
                                    

O sırada biri daha aradı.. Hemen açtım:

''Merhaba,Miray Ar ile mi görüşüyorum?''

''Evet.''

''Sensin demek ha,ben Loren Su İzmirli.''

''Hmm,süper.Madem bana işin düştü,London kafeye gel bir konuşalım.''

''Olur,20 dakika sonra ordayım,çabuk gel.Beni bekletme.''

Bu sözün ardından sinirim tepeme çıkmıştı bile.Hemen telefonu kapattım.O değilde Loren Su diye isim mi olur arkadaş? :D 

O sırada Fatih tekrardan aradı:

''Noldu sevgilim,neden telefonu kapattın?''

''Şey.. şarjım bitmişti de neyseki şuan şarja taktım telefonumu.''

''Haa iyi.''

''Neyse Fatih,annem çağırıyor görüşürüz.''

''Tamam görüşürüz inatçı keçim..''

''Görüşürüz.''

Fatih'e onca yalan attıktan sonra,giyinmeye karar verdim.Loren'e fark atmak için bir elbise ve dolgu topuklu bir ayakkabı tercih ettim ve hayatımda ilk ve son kez kullanacağım bir parfüm olan ''Sensia''yı sıktım.O kadar ağır bir kokusu vardı ki az kalsın boğulacaktım.

''Ulan bu nasıl parfüm,kokusu 10 km öteden bile duyulur be!''

Parfümü sıkmaz olaydım.Ayrıca tüm odaya yayılmıştı kokusu.Allah benim belamı versin diye düşünüyordum.Ben bu hallere düşecek kızmıydım be! Daha fazla oyalanırsam,Loren hanımın işkencesine uğrayacaktım,o yüzden hemen evden  çıktım.Havanın sıcaklığıyla parfümün kokusu karışınca iğrenç birşey ortaya çıktı.Neyse yürüdüm ve sonunda London kafeye ulaştım.Ortalığa baktım ama Loren Hanım Hazretleri daha ortada yoktu.Bide bana çabuk gel demişti,manyak mıdır nedir? Derken Loren geldi,üzerinde bu sefer daracık bir pantolon ve omuzları açık bol bir t-shirt vardı.O dar pantolonu,kalçalarını ve bacaklarını göstermek için giydiğine eminim.Loren yine bişeyler geveledi:

''Naberr?''

''İyiyim de,sonunda terfi olabildin Loren hanım!'' (Hanımı dalga amaçlı söylüyorum)

''Ayy,yani işimiz gücümüz vardı yanii..''

''Yani kelimesiyle ilişkin var sanırım.''

''Sanırım.''

''Eee,burda geyik mi yapacağız?''

''Hayır,konuşacağız varoş kızı.''

''Sen kime varoş diyorsun be! Dalarım ha.''

''Şurda bir ciddi şey konuşacağız,sakin ol şekerim.''

''Şekerin falan değilim senin!''

''Olsun,ben herkese öyle diyorum şekerim.''

''Hıı,neyse konumuz neydi?''

''Fatih ve sen.''

''Ne?''

''Bak Fatih benim olacak,senin değil.Ayrıca onun ailesi ilişkinizi onaylamaz.Yani sen ve Fatih diye bir şey yok.Fatih'i unut o kadar!''

''Orda dur.. Sen bana karışamazsın,ayrıca Fatih sana bakmaz bile.Sanane bizim ilişkimizden!!''

Son sözümü söyleyip,masadan kalktım ve havalı yürüyüşlerle eve gittim.OH MY GOD! Saat ne ara 19.00 oldu ya? Beni böyle gören annem:

''Kızım,nerden geliyorsun bu halde?''

''Imm..Şey annecim,lise arkadaşım Esra beni yanına çağırdı.O yüzden gitmek zorunda kaldım.Haber veremedim kusura bakma,kıyafetim de de değişiklik yapmak istedim annecim.''

''Neyse..Tamam kızım.''

Yorgundum, oyüzden odama girip üzerimi çıkardım ve yemek yemeye gittim.Yemekten sonra da biraz hava alıp,yattım.                                                                                                                                              ...

Sabah olmuştu,uyandım.Dışarısı biraz bulutlu ve karanlıktı.Sanırsam yağmur yağacaktı.Yatağımdan kalkıp,Iphone'umu almaya çalıştım.Ve Oppss! Telefonum yere düştü.Hemen yerden aldım.Neyseki kırılmamıştı.Etrafa bakındım.Bir dakika..Gülay,ablam,Pelin neredeydi? Çok şaşırmıştım.3'ü bir yandan nereye kaybolmuşlardı ki? Şaşkınlıkla odadan çıktım.Kimse yoktu,annemde babamda.Evde yalnız başımaydım.Bütün hepsi neredeydi,hemde bu saatte? En iyisi Gülay'ı aramaktı.Telefonumdan Gülay'ı çevirdim.Ama açmıyordu.Sonra Tülay'ı aradım,ama o da açmadı.Sonra annemi ve babamı da arasam da açmadılar.Endişelenmeye başlamıştım,hepsi nerdeydi? Ya başlarına bir şey geldiyse.. Hala uykum vardı,en iyisi biraz daha uyumaktı.Telefonumu da alıp,yatağa yattım.Tam uyuyacaktım ki,mesaj geldi.Gülay'dandı..

''Fatihh.. Öldü.''

İşte o an bir şok geçirdim.Sanki herşey durmuştu.Hemen hastaneye gitmeliydim.Yataktan kalktımı ama yere düştüm.Kahretsin,bugün en kötü günümdü.Fatih ölmemeliydi,onsuz asla yapamazdım.Bir anda Fatih'le tüm anlarımız aklıma geldi.Ağlıyordum,onu çok seviyordum.Onsuz ben bir hiçtim.Bundan sonra yaşamam bile anlamsız geliyordu.Lanet olası kıyafetlerimi giyip,koşarak evden çıktım.Gök gürlüyor,yağmur yağıyordu..

Ben ise sonsuzluğa koşuyordum.Göz yaşlarım,yağmurla bütünleşiyordu.Koşuyordum,ama çok yol vardı.Her yerim ıslanmıştı,kesin hasta olacaktım.Ama bu şuan umrumda bile değildi.Hüseyin Bolt gibi koşuyordum derken hastaneye vardım.Büyük bir hızla ve ağlayarak içeriye girdim.Hemen Fatih'i sordum ve hastane görevlileri onun Morg'a alındığını söyledi.İşte o an bende öldüm.Bir anda gözlerim kapandı..

ARKADAŞLAR BİLİYORUM EN HEYECANLI YERİNDE BİTİRDİM.. BU ARADA HAFTAYA SINAVIM VAR GEÇ GELEBİLİR,YENİ BÖLÜM.AYRICA LÜTFEN YORUM YAZIN VE OY VERİN,GÖRÜŞLERİNİZ BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ.ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER..

Sınırsız Aşkın Kapısı (FaMir)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin